Ali Koç'a İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Gaylerden, lezbiyenlerden Fenerbahçe’ye ne?

Türkiye, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Sözde kadına şiddetle mücadele başlığı altında parlatılan İstanbul Sözleşmesi, toplumun temeli olan aile yapısına adeta dinamit koyan bir sözleşme olarak tepkilerin odağındaydı. Fenerbahçe ise bir siyasi parti gibi hareket ederek Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmasına tepki gösterdi. Ali Koç'un başkanlığını yaptığı Fenerbahçe'nin bu açıklamasına Akit yazarı Ali Karahasanoğlu "Gaylerden, lezbiyenlerden Fenerbahçe’ye ne?" başlıklı yazısıyla tepki gösterdi.

Giriş Tarihi 23 Mart 2021, 12:51 Güncelleme 23 Mart 2021, 13:05
Ali Koç’a İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Gaylerden, lezbiyenlerden Fenerbahçe’ye ne?

İÇİNDEKİLER

Türkiye, aile kurumunun kurumunu zedeleyen İstanbul Sözleşmesi'nden geçtiğimiz günlerde çıktı. Bu karara tepki gösterenlerden en ilginci ise şüphesiz Fenerbahçe. Ali Koç'un başkanlığını yaptığı sarı-lacivertli kulüp adeta bir siyasi parti gibi davranarak karşı açıklama yaptı.

Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Fenerbahçe'nin bu kararına "Gaylerden, lezbiyenlerden Fenerbahçe'ye ne?" başlıklı yazısıyla tepki gösterdi. Karahasanoğlu yazısında şunları yazdı:

"FENERBAHÇE'YE NE OLDU, ANLAYAMADIM"
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili fesih kararı, Mor Çatı'yı morarttı da.. Gayleri, lezbiyenleri, homoseksüelleri morarttı da.. Ali Koç'un başkanlığındaki Fenerbahçe'ye ne oldu, anlayamadım.

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinden, size ne, Ali Koç? Size ne, Fenerbahçe Yönetim Kurulu? Hani bir araştırma yapılacak olsa.. Kadın cinayetlerine imza atanların spor klüpleri ile ilişkileri incelenecek olsa. Katillerin hemen hepsinin, bir takımı tuttuğu ortaya çıkacaktır..

"TRİBÜNDE KADIN MERKEZLİ KÜFÜRLERİ ENGELLEMEK İÇİN ÇABA SARFETMİYORLAR"
O halde.. Taraftarlarınızı eğitin.. FB'si ile, GS'si ile, BJK'sı ile, TS'si ile.. Eğitin taraftarlarınızı ki, kadın cinayetlerine imza atmasınlar.. "Yok, biz taraftarlarımızı eğitemeyiz. Buna ayıracak vaktimiz yok" diyorlar..

Tribünlerde kadın merkezli küfürleri engellemek için hiçbir çaba sarfetmiyorlar.. Sonra İstanbul Sözleşmesi feshedilince.. Hemen kafayı çıkarıp, itiraz ediyorlar..

Hodri meydan.. Kadına karşı şiddete karşı iseniz.. Bunda samimi iseniz.. Fenerbahçe'nin şahsında, tüm spor klüpleri olarak, tribünlerde küfürü yasaklayın da göreyim sizleri..

"Görmedim, duymadım, bilmiyorum" diyerek, kafanızı kuma gömerek, gerçekleri yok edemezsiniz.. Kadına karşı şiddeti önleme ile ilgili kanun yürürlükte iken..

Gayliği, lezbiyenliği, homoseksüelliği meşrulaştırma amaçlı İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesini, sanki kadına karşı şiddet serbest bırakılmış gibi yorumlarsanız..

Sorarlar adama: "Gaylerden, lezbiyenlerden, homoseksüellerden beklentiniz nedir?" Daha bir hafta önce, Ali Koç, Külliye'de idi.. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ağırlandı.. Ford ile Koç ortaklığında gerçekleştirilecek yatırımın tanıtımı yapıldı.. Erdoğan'ın Koç'a karşı sergilediği sıcak ev sahipliğine bakın.

Bir de.. Daha düne kadar FETÖ'nün ele geçirmek için sızmaya çalıştığı Fenerbahçe'nin sergilediği, boyundan büyük işlere yönelik açıklamasına bakın.. Ne imiş? "Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili aldığı kararın gözden geçirilmesini talep ediyoruz" imiş..

"EN BAŞTA SPOR KULÜPLERİ KARŞI ÇIKMASI GEREKİR"
Hani, herkes her şey ister de.. Bir de istediğiniz şeyle ilginizi söyleseniz.. Futbol ile.. Basketbol ile.. Voleybol ile.. Daha başka hangi alanlarda faaliyetiniz var ise.. Söyler misiniz, İstanbul Sözleşmesi ile ilginiz nedir? Aslına bakarsanız, İstanbul Sözleşmesi'ne en başta, spor klüpleri karşı çıkması gerekir..

Niye? Çünkü o sözleşme ile, hem kadın-erkek ayrımı ortadan kaldırılmak isteniyor.. Hem de gaylere, eşcinsellere, lezbiyenlere, yaradılıştaki kadın ve erkek cinsleri için tanınan haklar verilmeye çalışılıyor.. O zaman buyrun, basketbol erkek takımını kapatmaya.. Voleybol Kadın takımını kaldırmaya..

Futbolda erkekler ve kadınlar diye ayrımlarla takımlar kurmaya son vermeye.. İstanbul Sözleşmesi, sözümona öyle bir kafa ile karşımıza çıkıyor ki..

Toplumsal yapının getirdiği her türlü farklılaşmaların, ortadan kaldırılmasını öneriyor.. Dolayısı ile, erkek takımı diye bir şey olmamalı.. Kadın takımı da olmamalı.. Sonra ne olacak? Kurulan takımlarda, 5 futbolcu erkek ise, 5 futbolcu da kadın olmalı.. 11'incisini de ya gaylerden ya lezbiyenlerden alırlar artık..

Sözlerim uçuk sanılmasın. İstanbul Sözleşmesi'nin içeriği, tam da bunu emrediyor. Ama bunlar öyle riyakarlar ki.. İşin bu safhasına henüz gelmediklerini düşünerek.. Sözleşme bunu emrettiği halde.. Bu konuyu hiç gündeme taşımıyorlar..

Neyi konuşuyorlar? "Kadına Şiddet Suçtur! Ortak Olma Seyirci Kalma!"

"KADINA ŞİDDET SERBEST Mİ OLDU?"
Fenerbahçe'nin resmi açıklamasında böyle deniyor.. Devam ediyorlar çarpıtma açıklamalarına: " 'Kadına Şiddet Suçtur! Ortak Olma Seyirci Kalma!' diyen Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, sözleşmenin yürürlükten kaldırılmasının toplumsal sonuçlarından endişe duyduğumuzu vurgulamak istiyoruz."

Affedersiniz beyler.. Siz aklınızı başkalarına kiraya mı verdiniz? Kadına şiddet, İstanbul Sözleşmesi ile yasaklanmıştı da, sözleşme feshedilince, kadına şiddet serbest mi oldu? Öyle mi sanıyorsunuz? Buna gerçekten inanıyor musunuz?

İnanıyorsanız, sorayım size: İstanbul sözleşmesi 2011 yılında kabul edildiğine göre.. Türkiye'de, 2011 yılına kadar, kadına şiddet serbest miydi?

Ki, o yılların içinde, Atatürk'ün hayatta olduğu ve ülkenin başında bulunduğu 1923-1938 yılları arası da var.. O tarihlerde, kadına şiddet serbest miydi? Ki, böyle absürt bir itiraz ile, kamuoyunun karşısına çıkıyorsunuz?

Türk Ceza Kanunu'ndaki müessir fili ile ilgili cezaları, kadın-erkek ayrımı yapılmadan verilmesi düzenlenmiş cezaları nereye koyuyorsunuz? 6284 sayılı kanunda, bazı yanlış uygulanan maddeler olmakla birlikte..

Yine de.. Kadına şiddet konusunda, Türk Ceza Kanunu'ndan daha öte düzenlemeler içerdiği gerçeğine, ne diyorsunuz? Fenerbahçe kulübü, böyle bir açıklama yapar da..

"İMAMOĞLU BU FIRSATI KAÇIRIR MI?"
Ekrem İmamoğlu, bu fırsatı hiç kaçırır mı? Fenerbahçe kulübü adına, başındaki ananas muhabbetinin tarafı olan, Türkçe olimpiyatlarına sponsor olmasının hesabını henüz daha vermeyen Koç; nasıl ki "İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önlüyormuş gibi algı oluşturma" çabasına soyunuyorsa..

Ekrem İmamoğlu da, aynı algıyı oluşturmaya çalışıyor: "Kadına yönelik şiddete karşı duruşundan dolayı Fenerbahçe Spor Kulübü'müzü tebrik ederim."

"HAYDİ BAKALIM SAADET PARTİLİ ABİLERİMİZ, KARDEŞLERİMİZ BİR AÇIKLAMA YAPSINLAR"
Haydi bakalım şimdi, Saadet Partili abilerimiz, kardeşlerimiz bir açıklama yapsınlar.. Ekrem İmamoğlu'ndan başlayıp.. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine itiraz eden, ittifak ettikleri CHP hakkında bir kelime etsinler..

Erdoğan'a "Vebalin büyüğü onda" diye suçlama yaparken.. Son 8 ay içinde.. Ayasofya'yı açan..

Şimdi de İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden Tayyip Erdoğan'a saldırmaya bir dakika ara verip, CHP'ye de hakkettiği eleştiriyi bir yapıversinler.. Şimdi tekrar sözlerini gözden geçirsinler: "Vebalin büyüğü kimde?"

Ve söylesinler, "İstanbul Sözleşmesi'ni tekrar geri getireceğiz" sözü veren CHP ile yapılacak ittifak, insanın ahiretini ne yapar?

Sadece soruyorum..

Verecekleri cevabı da bekliyorum.."

NE OLMUŞTU?
Fenerbahçe, tıpkı bir siyasi parti gibi hareket ederek Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili aldığı kararın gözden geçirilmesi gerektiğine dair tepki çeken bir açıklamada bulundu.

Sarı - lacivertlilerden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Geride bıraktığımız hafta sonu İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine dair kararı üzülerek öğrendik. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin, kadın erkek eşitliğinin sağlanması adına hayata geçirdiği HeForShe kampanyasını iki yıldır destekleyen,

Kadınlar ve kız çocuklarının toplumda ve sporda özgürce, eşit şartlar altında yer alması adına pek çok çalışma yürüten,

Kadınlara yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğunu bilerek en yüksek sesle; "Kadına Şiddet Suçtur! Ortak Olma Seyirci Kalma!" diyen

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ olarak, sözleşmenin yürürlükten kaldırılmasının toplumsal sonuçlarından endişe duyduğumuzu vurgulamak istiyoruz. Kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önlemeye yönelik önemli bir adım olan İstanbul Sözleşmesi'ni tüm toplumumuzun ortak menfaati için gözetmemiz gerektiğine inanıyoruz ve bu doğrultuda fesih kararının yeniden gözden geçirilmesini talep ve rica ediyoruz.



SOSYAL MEDYADA TEPKİLER YÜKSELDİ
Fenerbahçe'nin çizgiyi aşan açıklamasına sosyal medyada özellikle kulübe gönül veren taraftarlardan tepkiler gecikmedi. Birçok sosyal medya kullanıcısı, Fenerbahçe'nin bir spor kulübü olduğunu hatırlatarak ayrışma yaratacak siyasi açıklamalardan uzak durulması gerektiğine vurgu yaptı.

Bir taraftar, açıklamaya "Milyonlarca taraftarı olan spor kulüplerimiz siyaset üstüdür ancak KOÇ Grubu yönetiminde olduğu spor kulüplerini politik açıklama aparatı olarak kullanıp siyasete ayar verme derdine düşmüştür. Bu en başta spor kulüplerimize ve taraftarlarına karşı yapılmış bir saygısızlıktır." şeklinde tepki gösterdi.



Bir başka taraftar ise "Fenerbahçeli olarak futbolla ilgilenmenizi ve nasıl şampiyon oluruz onla alakalı fikir beyan etmelisiniz, siyasi konulara girerek kulüp içinde ayrışmaya ve bölünmeye sebep olmayın, doğuştan Fenerbahçeli biri olarak ben de bu yayınladığınız bildirinin aksini savunuyorum. Eee ne olacak şimdi?" yorumunda bulundu.

TÜRKİYE'NİN KARARI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

"Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3'üncü maddesi gereğince karar verilmiştir."

Bakan Selçuk: Kadın haklarının teminatı, Anayasamız başta olmak üzere, iç mevzuatımızdaki mevcut düzenlemelerdir

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Twitter hesabından Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin açıklama yaptı.

"Güçlü Kadın Güçlü Türkiye" etiketiyle yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 2002'den bu yana Türkiye'deki tüm kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayata katılımını desteklemek için önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerine dikkati çeken Selçuk, şunları kaydetti:

"Kadın haklarının teminatı, Anayasamız başta olmak üzere, iç mevzuatımızdaki mevcut düzenlemelerdir. Hukuk sistemimiz ihtiyaca göre yeni düzenlemeleri hayata geçirebilecek kadar dinamik ve güçlüdür.

Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir. Aslolan ilkelerdir. Bu doğrultuda şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da 'sıfır tolerans' ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun'dan Türkiye'nin "İstanbul Sözleşmesi"nden çekilmesine ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz." ifadesini kullandı.

Altun, sosyal medya hesabından, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:

"Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir! Her zaman 'Güçlü Kadın Güçlü Türkiye' diyeceğiz."