İstanbul Sözleşmesi'nden çıkınca kadın korumasız mı kaldı? İmzayı çekmemiz Türk Ceza Kanunu'nu iptal etmiyor

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'na göre Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Kararın ardından sosyal medyada başını CHP'nin çektiği isimler sanki kadınların kanunen kazandığı haklar ortaya kalkmış gibi algı operasyonuna girişti. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Hilal kaplan yazısında, "Türkiye, sözleşmeye imza attığı 2011 yılından önce orman kanunlarıyla yönetilmiyordu. İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı çekmemiz, Türk Ceza Kanunu'nu iptal etmiyor." ifadelerine yer verdi. İstanbul Sözleşmesi'nin kabul edildiği günden bu yana yıl yıl kadın cinayetlerinin arttığı ortaya çıkmıştı.

Giriş Tarihi 22 Mart 2021, 09:35 Güncelleme 22 Mart 2021, 09:47
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkınca kadın korumasız mı kaldı? İmzayı çekmemiz Türk Ceza Kanunu’nu iptal etmiyor

İÇİNDEKİLER

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'na göre Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Kararın ardından sosyal medyada başını CHP'nin çektiği isimler sanki kadınların kanunen kazandığı haklar ortaya kalkmış gibi algı operasyonuna girişti. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Hilal kaplan yazısında, "Türkiye, sözleşmeye imza attığı 2011 yılından önce orman kanunlarıyla yönetilmiyordu. İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı çekmemiz, Türk Ceza Kanunu'nu iptal etmiyor." ifadelerine yer verdi.




İşte Hilal Kaplan'ın bugünkü yazısı;

Çok zeki bir şarkıcı hanım şöyle yazmış: "Haydi herkes dövüş sporlarına yazılsın! Ortaçağa dönüyoruz. Orman kanunları geçerli."


İMZAYI ÇEKMEMİZ, TÜRK CEZA KANUNU'NU İPTAL ETMİYOR
Şimdi gerizekalıya anlatır gibi anlatayım: Türkiye, sözleşmeye imza attığı 2011 yılından önce orman kanunlarıyla yönetilmiyordu. İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı çekmemiz, Türk Ceza Kanunu'nu iptal etmiyor.


Hatta imzaladığımızdan bu yana iki katına çıkan kadın cinayetlerinin azalmasına bile vesile olabilir. Ayrıca sözleşmede imzası bulunan Belçika veya Avusturya gibi ülkelerdeki kadın cinayetleri oranı da Türkiye'den de fazla. Gerçi hangi veriyi paylaşırsak paylaşalım, sizin Avrupa sevici müstemleke zihniyetiniz değişmez.




AK PARTİ 14'E KATLADI
AK Parti'den önce Türkiye'de sadece 8 -yazıyla SEKİZ- kadın sığınma evi vardı. AK Parti bu sayıyı 14'e katladı ve yaklaşık 150 kadın sığınma evi açtı. Yetmedi, 2013'te Şiddet İzleme ve Önleme Merkezleri'ni kurdu. Bu merkezler şu an 81 ilde şiddet mağduru kadınlara ve çocuklarına ücretsiz hukukî yardım ve psikolojik destek sağlıyor.


Yetmedi, şiddet uygulayan kişilerin uzaklaştırma kararlarına riayet edip etmediklerini gözlemlemek için "elektronik kelepçe" uygulamasını hayata geçirdi. Elektronik İzleme Merkezi'nde bu kişilerin konumu 7/24 denetleniyor.



Yetmedi, şiddetten korunmada zamanlama hayati önemde olduğu için KADES aplikasyonunu da Ak Parti hayata geçirdi.


YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN