İlker Başbuğ'un skandal ifadelerinin 27 Mayıs darbecilerinin meşruiyet yalanı olduğu ortaya çıktı! Bahçeli'den Başbuğ'a sert tepki

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda skandal ifadelerle darbe imasında bulunmuştu. Başbuğ röportajda, "Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi" demişti. Başbuğ'un, skandal ifadelerinin 27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların darbeyi meşru göstermek için ürettikleri yalanlardan biri olduğu ortaya çıktı. Son dakika haberine göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu şahsın mantık hataları, kafa karışıklığı ileri düzeyde." dedi. Bahçeli, "Darbeler arasında mukayese yapmak ya bilgisizliğin ya da bilip de asıl hedefi perdeleyen mahzurlu bir mizacın eseridir." açıklamasında bulundu.

Giriş Tarihi 06 Ocak 2021, 08:51 Güncelleme 06 Ocak 2021, 14:27
İlker Başbuğ’un skandal ifadelerinin 27 Mayıs darbecilerinin meşruiyet yalanı olduğu ortaya çıktı! Bahçeli’den Başbuğ’a sert tepki

İÇİNDEKİLER

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ demokrasi karşıtı ifadeleriyle gündeme bomba gibi düştü. Cumhuriyet'e röportaj veren Başbuğ, 27 Mayıs üzerinden darbe ima ve tehdidi içeren ifadeler kullandı.

BAHÇELİ'DEN BAŞBUĞ'A SERT TEPKİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'yi çok tehlikeli bir tartışma ve kamplaşma girdabına sürüklemek maksadıyla el ovuşturan, hava koklayan, fırsat kollayan menhus emeller ve karanlık çevrelerin son günlerde tahrik kampanyalarına hız verdiğini belirtti.

"BAŞBUĞ'UN DÜŞÜNCELERİ SAKINCALI VE SORUNLUDUR"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokratik nitelikli sosyal bir hukuk devleti olduğunu anımsatarak, "Geçmişin hüzünlü sayfalarını karıştırıp her tarafa çekilebilecek şifreli ifadelerle darbelere bahane üretmek iyi niyetle izah edilemeyecektir. Genelkurmay Eski Başkanı Sayın İlker Başbuğ'un, 4 Ocak tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde neşredilen düşünce ve kanaatleri her zaviyeden sakıncalı, her cepheden sorunludur." görüşünü paylaştı.

Başbuğ'un mantık hatalarının ve kafa karışıklığının ileri düzeyde olduğunu kaydeden Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"'27 Mayıs 1960 darbesinden önce şayet bir erken seçim tarihi açıklansaydı darbe önlenebilirdi' demek tam bir gaflet, tam bir garabettir. Sayın İlker Başbuğ, erken seçim kararı almış bir hükümete karşı yapılan darbeyi gayrimeşru, erken seçim kararı almamış bir hükümete yapılan darbeyi de zımnen makul ve meşru kabul etmektedir. Bu ifadeler normal karşılanacak ve sineye çekilecek bir durum sayılamayacağı gibi vesayetçi ve anti demokratik bir açmazdır. CHP'nin başını çektiği zillet ittifakının erken seçim dayatması ve zorlamasıyla Sayın Başbuğ'un sözleri üst üste koyulduğunda, muhtemel gelişmelerle ilgili tuhaf ve düşündürücü bir illiyet bağının kurulması abartılı ve afaki bir değerlendirme olmayacaktır."

Sonuçları bakımından ve toplumsal bünyede açtığı derin yaralar itibarıyla hiçbir darbenin masum ve mazur gösterilemeyeceğini belirten Bahçeli, özellikle 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 tarihlerinde yaşanan Talat Aydemir vakaları ile 15 Temmuz darbe girişimini ayrı yorumlamanın, bu suretle 22 Şubat ve 21 Mayıs müdahale girişimlerini aklamaya çalışmanın esef ve endişe verici bir yanlış olduğunu vurguladı.

Darbeler arasında mukayese yapmak ya bilgisizliğin ya da bilip de asıl hedefi perdeleyen mahzurlu bir mizacın eseridir.

"DARBE CİNAYETTİR, MELANETTİR, İHANETTİR"
Ekonomik sorunlarla darbeler arasında sebep sonuç ilişkisi kurmanın, dünya ekonomisinin çok ciddi kayıplar verdiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) günlerinde, siyasal istikrar ile ekonomik istikrar arasındaki bağlantıya atıf yapmanın oldukça kuşkulu ve zorlama bir analiz olacağını dile getiren Bahçeli, "Demokrasiye ve millet iradesine silah doğrultmak, buna heves etmek, bunu aklından geçirmek büyük bir suçtur. Darbe cinayettir, melanettir, ihanettir." ifadesini kullandı.

İlker Başbuğ'un tarihe geçmiş olayları "şöyle olsaydı böyle olurdu" bağlamında ele almasının hem bir spekülasyon hem de nesnel gerçeklere aykırı olduğuna dikkati çeken Bahçeli, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Tarih, yanlışlara kılıf aranacak, objektif esaslardan koparılacak, eğip bükülecek, hatta keyfi sonuçlar çıkarılacak bir yapboz tahtası değildir. Aksi davranışlar tarihe hakaret, tarihçilere hürmetsizliktir. Darbeler arasında mukayese yapmak ya bilgisizliğin ya da bilip de asıl hedefi perdeleyen mahsurlu bir mizacın eseridir. Tam da bu esnada, bir gazeteci müsveddesinin, aklı ve kalemi kiralanmış bir şahsın 'Sayın Erdoğan'ın gitmesi için büyük bir halk öfkesi ya da doğal afet lazım' demesi demokrasi ve millet iradesi düşmanlığına esaslı bir örnektir."

Bu tip zihniyetlerin düştükleri uçurumda debelenirken, Cumhur İttifakı'nın 2023'ü kucaklayacak, sonraki yılların stratejik ve reformist mimarisini heves ve heyecanla planlayacağını ifade eden Bahçeli, "Doğal afetlere umut bağlayanların, halk öfkesinden medet umanların, askeri müdahalelere bel bağlayanların, insanım diye ortalıkta gezinmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünü maske olarak kullanmaları başlı başına hezeyan ve çelişki yumağıdır." görüşünü dile getirdi.



SKANDAL AÇIKLAMA: EĞER ERKEN SEÇİM TARİHİNİ AÇIKLASAYDI DARBE ÖNLENEBİLİRDİ
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ yaptığı açıklamada, "Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir'de erken seçim tarihini açıklasaydı 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi" sözleriyle darbe imasından bulundu.

CUNTACILARIN MEŞRUİYET SÖYLEMLERİ
Başbuğ'un, skandal açıklamalarının 27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların darbeyi meşru göstermek için ürettikleri yalanlardan biri olduğu ortaya çıktı.

Hürriyet gazetesi yazar Abdulkadir Selvi bugün kaleme aldığı yazıda Başbuğ'un söylemlerinin 27 Mayıs dönemindeki cuntacılar tarafından darbeye meşruiyet sağlamak için kullanıldığını belgelerle ortaya koydu.


İşte Selvi'nin o yazısı;


27 MAYIS'IN GÖLGESİNDE İLKER BAŞBUĞ
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, "Erken seçim olsaydı 27 Mayıs darbesi olmazdı" şeklindeki açıklaması kadim bir derdimiz olan darbe tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

AK Parti MYK'da İlker Başbuğ hakkında çok sert eleştiriler yöneltiliyor. Erdoğan konuşulanları başıyla onaylıyor ama kendisi ayrıca bir değerlendirme yapmıyor. Bu Erdoğan'ın konuşmayacağı anlamına gelmez. Çünkü AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in "Darbe milletine silah çekmektir. Darbe emri alçaklıktır" sözlerini ilgiyle takip ediyor. Bence Erdoğan ilk konuşmasında esaslı bir cevap verecek.

TARİH BAŞBUĞ'U YALANLIYOR
"Erken seçim olsaydı 27 Mayıs yapılmazdı"
tezi, 27 Mayıs'çıların darbeyi meşru göstermek için ürettikleri yalanlardan biri. Seçimin olup olmaması askerin işi mi? Ayrıca 27 Mayıs darbesinin tarihine de aykırı.

İLK DARBE GİRİŞİMİ 6 HAZİRAN'DA
DP, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde yüzde 55.2 oranında oy alarak iktidar oldu. Ama daha seçim gecesi Genelkurmay Başkanı Gürman'ın komutanları topladığı, iktidarın DP'ye verilmeyeceği haberleri Ankara'ya yayılmıştı. Celal Bayar, bu haberler üzerine Genelkurmay Başkanı ile irtibat kurma gereği duymuştu. Darbe girişimi daha seçim gecesi başlamıştı. Siz hangi erken seçim kararından söz ediyorsunuz?

Seçim gecesi yaşanan darbe tehlikesi atlatılmıştı. 22 Mayıs'ta hükümet kurulmuştu. 14 Mayıs seçimlerinin üzerinden 22 gün geçmiş, Menderes hükümeti kurulalı daha birkaç gün olmuştu. Başbakan Menderes'e ordu içinden darbe ihbarı yapılmıştı. Menderes, 6 Haziran 1950 tarihinde Genelkurmay Başkanı Abdurrahman Nafiz Gürman ve kuvvet komutanlarını emekliye sevk etti.

İŞTE O HABERİN BELGESİ
27 Mayıs'tan bir gün önce Menderes, Eskişehir'de hükümet konağının önüne toplanan on binlere seçim kararını açıklamıştı. Başbakan'ın özel kalem müdürü Ercüment Yavuzalp, "Başbakan'ın konuşmasını duyamadık. Çünkü vilayetin önündeki hoparlörlerin kablosu kesilmişti" diye anlatacaktı.

Menderes, 26 Mayıs günü Eskişehir'de Tahkikat Komisyonu'nun görevini bitirdiğini ve seçime gidileceğini açıkladı. Ama darbeciler bunun duyulmasını engellemişti. İlker Paşam, hani erken seçim erken seçim olsaydı darbe olmazdı?

AA'NIN HABER METNİ



İlker Başbuğ'un yeniden gündeme getirdiği tartışmalara ışık tutması için Anadolu Ajansı'nın arşivinden 26 Mayıs 1950 tarihinde Eskişehir'den geçtiği haberlere ulaştım.

Menderes, "Yolumuz, seçim yoludur. Serbest seçim yoludur, hürriyet ve demokrasinin memleketimize yerleştirilmesi yoludur" diyor.



TAHKİKAT KOMİSYONU
Menderes bununla yetinmemiş, Anadolu Ajansı'na yeni bir açıklama yapmış. Anadolu Ajansı bunu, "Başvekilimiz Adnan Menderes'in Anadolu Ajansı'na beyanatı" diye geçmiş. İşte o haber: "Bundan takriben bir ay evvel kurulmuş olan Meclis Tahkikat Komisyonu, bugün vazifesini bitirmiş bulunuyor. Tahkikat Komisyonu'nun vazifesi, Meclis kararı ile üç ay olarak tespit edilmiş bulunmasına rağmen bir ayda işi bitmiş oluyor."


Hani Tahkikat Komisyonu kurulduğu için darbe yapılmıştı? 27 Mayıs darbelerin anasıdır. O nedenle 27 Mayıs'ı meşru gösterecek beyanlardan uzak durmakta yarar var.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN