Yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahaneydi sonbahar. (Necip Fazıl Kısakürek)
Dedim ya, Eylül'dü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimin. (Cemal Süreya)
En güzel halı, sonbahar yapraklarından yapılmış halıdır! (Mehmet Murat İldan)
Bu ne biçim sonbahar. Ben anlamadım. Yapraklar yeşillenmek istiyor. (Nakata)
Seversem eğer sonbaharda severim, sevginin sıcaklığı en güzel o zamanda hissedilir.
Tutuklandığım mevsim yazdı, serbest kalırsam artık her yer sonbahar. (Küçük İskender)
Sonbahar, klasik bir müziktir; o başladığında, yerçekimi yok olur! (Mehmet Murat İldan)
Oysa ben akşam olmuşum, yapraklarım dökülüyor usul usul, adım sonbahar. (Atilla İlhan)
Onu neden sevdiğimi bir türlü anlamıyor. Ağzı temmuz sıcağı, bakışları sonbahar. (Atilla İlhan)
Kül mavinin yanına sarı gelirse sonbahar, sen benim yanıma gelirsen kıyamet olur. (Atilla İlhan)
En sevdiğim mevsime geldik.. Yapraklar sararacak, gök gürültülü yağmurlar yağacak. Sonbahar, hüzündür; Hüzün ise, ben demektir. (Özdemir Asaf)
Zekâ; ayva ve portakal gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür. En az kırk yıl güneşte pişmeden, bu soylu meyve ballanmıyor. (Ahmet Haşim)
Sonbahar dürüst bir aydır; bahar gibi insanı aldatmaz! Ona yaşamın karanlık yüzünü, trajediyi, çürümeyi, ayrılığı, hüznü gösterir! (Mehmet Murat İldan)
Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin? ( Sabahattin Ali)