28 Şubat zulmünün baş mimarı İsmail Hakkı Karadayı 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde gömüldü!

Türkiye'de, kışla-siyaset ilişkisiyle şekillenen dönemlerden birine damgasını vuran önemli isimlerden Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dün 88 yaşında yaşamını yitirdi. Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönem, post-modern darbe olarak tarihe geçen 28 Şubat dönemine denk gelmiş, Karadayı da bu dönemde aktif bir rol oynamıştı. 28 Şubat zulmünün mimarı Karadayı, 27 Mayıs darbesinin 60. yıl dönümünde gömüldü!

Giriş Tarihi 27 Mayıs 2020, 14:01 Güncelleme 27 Mayıs 2020, 14:20
28 Şubat zulmünün baş mimarı İsmail Hakkı Karadayı 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde gömüldü!

İÇİNDEKİLER

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 22'nci Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dün tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği ve septisemi nedeniyle hayatını kaybetmişti. Karadayı için bugün hastane bahçesinde askeri tören düzenlendi. Törenin ardından cenaze namazı kılınan Karadayı'nın naaşı Çengelköy Mezarlığı'na götürülerek defnedildi.



27 MAYIS DARBESİNİN YILDÖNÜMÜNDE GÖMÜLDÜ!
28 Şubat darbesinin baş aktörü İsmail Hakkı Karadayı'nın 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde gömülmesi dikkatlerden kaçmadı.

Bu dönemde siyasete müdahale suçlamaları nedeniyle müebbet hapse mahkum olan ve yaşlılık ile hastalık nedeniyle adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Karadayı, 'darbeci' olarak anılmaktan olduğu kadar, 28 Şubat'a post-modern darbe yakıştırması yapılmasından da rahatsız olmuştu. Bu rahatsızlığını, darbeleri araştırmak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'nda dile getirmişti. Karadayı'nın ifadeleri ile birlikte, dönemin darbe sürecinden kendisini sorumlu tutan siyasetçilerin ifadeleri de komisyon tutanaklarına yansımıştı. İşte tüm bu süreçte yaşananlar..

Türkiye siyasi tarihine post-modern darbe olarak geçen 28 Şubat süreci 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi'nin birinci parti çıkmasıyla başladı. 1996 yılında kurulan DYP-ANAP hükümeti güvenoyu alamayınca RP-DYP hükümeti kurulmuş Necmettin Erbakan başbakan olmuştu.

Ancak hem bu hükümetin kurulmaması için hem de hükümet kurulduktan sonraki süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin o dönemdeki komuta kademesi ve Genelkurmay Başkanı Karadayı'nın etkin rol oynadığı, 'laiklik kaygısı' temeline oturtulan 28
Şubat süreci yaşandı.

Komutanların uyarı niteliğinde demeçler verdiği, Genelkurmay'da brifinglerin verildiği günlerde, Sincan'da 30 Ocak'ta tankların geçit yapması gibi olaylar da yaşandı.

28 ŞUBAT'TA NE OLDU?
28 Şubat 1997'de yapılan tarihi MGK toplantısı 9 saat sürdü. Laikliğin, Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulandı. MGK'nın tavsiye kararları hükûmete bildirildi. İrticayla mücadelede için bir dizi tavsiye kararı alındı. Kararda hükümetten, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tavsiye kararlarına göre; tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhid-i Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa uygun hareket edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalıydı.

Dönemin başbakanı Erbakan, kararlar yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi. Ancak süreç 18 Haziran'da dönüşümlü başbakanlık için Tansu Çiller'in başbakan olması amacıyla Erbakan'ın istifasıyla sonuçlandı. Bu kez de cumhurbaşkanı Demirel hükümeti kurma görevini Çiller'e değil, Mesut Yılmaz'a verdi. Bu süreçte TSK'nın komuta kademesi ve Karadayı'nın rolü, 15 sene sonra mecliste kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu'nda masaya yatırıldı. Komisyona bilgi veren siyasetçiler o dönemde birkaç isimle birlikte, Karadayı'nın rolüne de işaret etti.

Komisyon raporundan bazı bölümlere bu ifadeler şöyle yansıdı:

YILMAZ'A 'HÜKÜMETTEN VAZGEÇ' BASKISI
"Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ın TBMM Başkanı Mustafa Kalemli vasıtasıyla ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a RP ile koalisyon kurma niyetinden vazgeçmesi konusunda telkinde bulundukları öne sürülmüştür. Komisyonumuzca 21.06.2012 tarihinde görüşlerine başvurulan eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın GATA'ya yaptığı bir ziyaret esnasında, kendisinden RP'nin içinde yer alacağı bir koalisyona engel olmasını talep ettiğini belirtmiştir.

O dönem Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Şevket Kazan, 2.11.2012 tarihinde Komisyonumuza yaptığı açıklamada, dönemin Genelkurmay Başkanının, ANAP ile RP arasında koalisyon hükümetinin kurulmaması için, müdahalede bulunduğunu öne sürmüştür."

KARADAYI NE DEDİ?
Komisyona Karadayı da bilgi verdi. Hakkındaki suçlamalarla ilgili konuştu. Yasalar içinde hareket ettiklerini anlattı. Sincan'da tankların geçişinden haberdar olmadığını söyledi. Ancak post-modern darbe ifadesine itirazı vardı. Komisyon raporuna bu bölüm şöyle yansıdı:

"Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 25 Haziran 2012 tarihinde Komisyonumuza şunları söylemiştir:

'Postmodern darbe ifadesini kullanan fevkalade aptalca bir ifade kullanmıştır. Hani bazı insanlar vardır, ileri çıkmak, önde görünmek şeyi… Bunu kim çıkarttı, nereden çıkarttılar hâlâ hayıflanırım ve üzülürüm..."

İSMAİL HAKKI KARADAYI MİLLETE NELER YAŞATTI?

28 Şubat post modern darbesinin baş mimarlarından olan ve ölümüyle hesabı mahşere kalan İsmail Hakkı Karadayı'nın darbe sürecinde millete yaşattıkları şu şekilde:

* 600 bin başörtülü öğrenci okullara ve üniversiteye alınmadı.

* Katsayı belası nedeniyle 12 milyon 80 bin meslek lisesi öğrencisi istediği üniversitede eğitim göremedi.

* 1 milyondan fazla devlet memuru Müslüman olduğu için; kademe durdurma, sürgün, lojmandan çıkarma, disiplin soruşturmaları, istifaya zorlanma, memuriyetten çıkarma işlemlerine maruz kaldı.

* Diyanet İşleri Başkanlığının Meclis Darbe Komisyonuna gönderdiği rapora göre 1997-2002 yılları arasında 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesiyle 1732 Kur'an kursu kapatıldı.

* İrtica gerekçesiyle 396 Diyanet personeline disiplin cezası verildi, 128'i görevden alındı.

* Üst Kurul, sözde irticai yayın yapan 34 kuruluşa 5 bin 903 gün yayın durdurma cezası uyguladı.

* Eski İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, 2001 yılında 1309 yayın hakkında yasaklama kararı verildiğini bildirmişti.

* Yücelen ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu'nun soru önergesini yanıtlarken yurt içinde basılan yayınlardan 1997 yılında 1235, 1998 yılında 1619, 1999 yılında 1627, 2000 yılında 1565 ve 2001 yılında 1309 adet çeşitli yayın hakkında toplatma kararı verildiğini ifade etmişti.

* 24 Kasım 1995 genel seçimlerinde 6 milyon 12 bin 450 oyla, halkın yüzde 21.37'sinin oyunu alan Refah Partisi kapatıldı.

* Eğitim-Bir-Sen'in rakamlarına göre süreçte Milli Eğitim Bakanlığında 4 bin 625 personel fişlendi.

* 28 Şubat 1997'den itibaren 569 askeri personel ile 639 sivil memurun görevine son verildi.

* 1990'dan sonra "irtica" suçlamasıyla verilen YAŞ kararlarıyla TSK'dan atılan personel sayısı 1635.

* Müslüman askerleri ordudan tasfiye eden darbeciler, FETÖ'nün takiyye yoluyla TSK'da daha rahat yapılanmasını sağladı.

* Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nca hazırlanan rapora göre, süreç boyunca devlet kurumlarındaki 2 bin 639 kişi isim ve görev yerleri sıralanarak fişlendi.

* 1997-2003 tarihleri arasında 33 bin 271 öğretmen, kılık-kıyafet/fişlemeler nedeniyle disiplin soruşturması geçirdi, bunlardan 11 bin 890'ı kılık-kıyafet nedeniyle disiplin cezası aldı.

* Yaklaşık 11 bin öğretmen istifa etmek zorunda bırakıldı.

* 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildi.

* 4625 Milli Eğitim Bakanlığı personeli fişlendi.

* İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle 21 vakıf kapatıldı.