İmamoğlu hala tebrik kabul etmek ve fotoğraf çektirmekle meşgul

Mazbata alacağı dönemde "Yapacak çok işimiz var, İstanbul'un kaybedecek zamanı yok" diyen İmamoğlu, mazbatayı aldıktan sonra ortalıktan kayboldu. CHP yanlısı basının parlatma haberlerine rağmen İmamoğlu'nun başkanlığı döneminde en çok konuşulan icraatı "onca işin arasında" tatile gitmek oldu. "Benim de dinlenmeye ihtiyacım var" diyen İmamoğlu tatilden döndü ve şimdi herkes ne yapacağını merak ediyor. Bugünkü köşesinde konuya ilişkin bir yazı kaleme alan Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç, "İmamoğlu şimdilik, Demirel'in yıllar sonra başbakan olması gibi, tebrikleri kabul ediyor. Sonra da sırıtarak resim çektiriyor. Yapacak başka bir şeyi yok. İsimlerini bile anmamakla tehdit ettiği "aile gazeteleri" de, çaresiz, böyle çarçur işleri haber yapıyorlar. Kızdırmaya gelmez..." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 07 Ağustos 2019, 10:13 Güncelleme 07 Ağustos 2019, 10:22
İmamoğlu hala tebrik kabul etmek ve fotoğraf çektirmekle meşgul

İÇİNDEKİLER

İşte Engin Ardıç'ın "Şeyh uçmaz mürit uçurur" adlı köşe yazısı:

Süleyman Demirel 1991 seçimlerini kazanır gibi olmuş ama tam kazanamamıştı...
"Özal düşmanlığıyla" gözü dönenler ille de koalisyon istediler. Eh, SHP de zaten "gelmişti", zoraki bir ortaklık kuruldu.
Demirel, o günden, Özal'ın ölümüyle zıplayıp Çankaya'ya kaçacağı 1993 yılına kadar bütün mesaisini "tebrikleri kabul etmeye" ayırdı.
Halkımız her işin suyunu çıkarmaya pek meraklı olduğundan, Demirel'i kutlamanın da suyunu çıkardı. Yerli yersiz hediyeler yağıyordu. Karadeniz'den kasayla hamsi getirenler vardı, bu kasalar başbakanlığa sokulmadığından yol ortasına terkediliyor, ortalığı leş gibi kokutuyordu...
Demirel, çok zeki bir adam olduğu için, Türkiye'nin artık "kendi bildiği" Türkiye olmadığını ve eskisi gibi "gaz, tuz, patiska" edebiyatıyla ülkeyi yönetemeyeceğini şıp diye anlamıştı. El öptürmeyle iki yılını geçirdi. Başka çaresi yoktu.

***

İmamoğlu tatilden geldi.
Herkes "ne yaptığını" merak ediyor.
Bir şey yapmıyor.
O kadar ki, reklamını sürdürmek için malzeme sıkıntısı çeken Kemalistler, Osmanoğlu ailesinin gelinini götürüp biat ettirmişler. Öte yandan Nilhan Sultan'ın tavrı da biliniyor. Memleketin karpuz gibi ikiye bölündüğü yetmiyormuş gibi, şimdi bir de "Osmanlı'nın kızını tutanlarla gelinini tutanlar" şeklinde bir "gelingörümce çatışması" mı çıkaracaklar?
İmamoğlu şimdilik, Demirel'in yıllar sonra başbakan olması gibi, tebrikleri kabul ediyor. Sonra da sırıtarak resim çektiriyor. Yapacak başka bir şeyi yok.
İsimlerini bile anmamakla tehdit ettiği "aile gazeteleri" de, çaresiz, böyle çarçur işleri haber yapıyorlar. Kızdırmaya gelmez...
Tebriğe Gazeteciler Cemiyeti de koşmuş, Amerikan konsolosu da.
Hadi onu anladık da...
Hindistan konsolosu da koşmuş, yetmemiş, Hindistan büyükelçisi de!



Peki bu ne ayak?
Acaba Hindistan, Türkiye'nin Keşmir meselesindeki tavrına (Keşmir'e özel statü tanıyan anayasa maddesini kaldırdılar), hele hele Tayyip Erdoğan'ın bu meseleyi Pakistan başbakanı İmran Han'la görüşmüş olmasına kızıyor da, tepkisini bu şekilde mi ortaya koyuyor?
Dış politikamız Saraçhanebaşı'nda şekillenecek de bizim mi haberimiz yok?
Hindistan, İmamoğlu'nu Türkiye'nin başına getirmiş bile!
Bu durumda İmamoğlu, enflasyonu düşürmek, işsizliği ortadan kaldırmak gibi önemli mesaisinin yanısıra, Trump, Putin, Merkel, Macron gibi liderlerle de görüşmelidir. Elbette bu kişilerin Ekrem Bey'den öğrenecekleri çok şey vardır.
Gazeteciler Cemiyeti cümbür cemaat kendisini ziyaret ettiğine göre, "rakip firma" Basın Konseyi de bundan geri kalmamalıdır.
Pınar hemşiremiz yanında kocasını da götürsün, bir de sağlam iskemle bulsunlar ki adamcağız üstüne çıkıp göbek atabilsin. Gerçi kurultaya çok var ama...
Oradan da ailece Zülfü Livaneli konserine giderler.

***

BARIŞ PITIRCIĞI
"Biz bölgedeki bütün savaşları bitiririz." Kemal Kılıçdaroğlu

***

ÖYLEYSE NE OTURUYORSUN?
"Benim siyasetten bir beklentim yok." Kemal Kılıçdaroğlu