Nişandaki altınları geri alabilir miyim?

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 20 Ağustos 2018 Güncelleme 20 Ağustos 2018, 02:16
Nişandaki altınları geri alabilir miyim?

İÇİNDEKİLER

3-4 ay önce tanıştığım kız arkadaşımla geçen ay nişanlandık. Nişandan sonra hiçbir sebep yokken arayıp sormamaya telefonlarıma çıkmamaya başladı. nişanlımın tek derdi para ve takılarmış. Nişanda kendisine pırlanta set, 5 bilezik ve misafirlerimizin taktığı 7 çeyrek 2 yarım 1 cumhuriyet altını takıldı. Nişanlım nişanı atacağını söylüyor. Fakat altınları geri vermeyecek. Bu durumda neler yapabilirim?
NİŞANLILIKTA takılan altınlar nişan evlilikle sonuçlanmışsa kadının olacaktır. Fakat Türk Medeni Kanunu'nun Nişanlılığı düzenleyen maddelerinden "Hediyelerin geri verilmesi" başlıklı 122. Maddesi "Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Şeklindedir. Yine altınlar aynen geri verilemiyorsa yani örneğin satıldıysa bu durumda da 122/2 gereği "Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır" şeklinde bir düzenlemeyle dava açılabileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, TMK 120 gereği şartları var ise nişanlınıza karşı maddi ve manevi tazminat davası da açabilirsiniz. Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
​İDDET MÜDDETİ NEDİR?
İkinci evliliğimi yapmak üzereyim, fakat ilk boşanma davamda verilen karar tebliğ edilmediğinden kesinleşmemiş ve bu durumu öğrenir öğrenmez tebliğe çıkartarak geçtiğimiz hafta kesinleştirdik. Bu defa da 300 gün beklemem gerektiği söyleniyor. Bunun için ne yapabilirim?
TÜRK Medeni Kanunu Madde 132'de iddet müddeti başlığı altında bu konuyla ilgili bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre; "Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün geçmedikçe evlenemez." Bu maddenin koyulma amacı hamile olmanız halinde çocuğun iki evlilik arasında nesebinin yani soybağının karşımasını önlemektir. Bu süreyi beklemeden evlenmek istiyorsanız, hamile olmadığınızı doktor raporuyla ispatlayarak iddet müddetinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirsiniz.
Kolumdan ameliyat olum. Fakat doktor hatası nedeniyle kolumda his kaybı var. Haklarım nelerdir?
HATALI tedaviden kaynaklanan Mal praktis davaları hakkında borçlar kanununun haksız fiile ilişkin maddeleri uygulanır.
Buradan hareketle, hatalı tedavi nedeniyle hem doktordan hem de hastaneden maddi ve manevi tazminat talep etme hakkınız bulunmaktadır. Maddi tazminatın kapsamına giren talepler, hatalı tedavi nedeniyle oluşan durumun düzeltilmesi için yapılacak yeni tedavi masrafları, ömür boyu sürecek tedavi masrafları, bakıma muhtaç hale gelen hasta için ömür boyu sürecek bakım masrafı, hastanın uğradığı geçici ve sürekli işgücü kaybı nedeniyle mahrum kaldığı ve kalacağı geliridir. Yine hasta hatalı tedavi nedeniyle yaşadığı elem üzüntü acı ızdırap ve psikolojik sarsıntı için de mahkemece takdir olacak manevi tazminat alabilecektir.
BAHANESİZ İŞTEN ÇIKARILDIM NE YAPABİLİRİM?
Çalıştığım şirket beni hiçbir bahane ileri sürmeksizin işten çıkardı. Tam evlilik arifesindeyim ve yen iş bulmam imkansız görünüyor. Ayrıca kendimi haksızlığa uğramış hissediyorum. İşe iade davası açmak istiyorum. İşe iade için en az 30 kişi çalışması gerekiyormuş. Bizim şirket de grup şirketleri ile birlik 150 kişiden fazla kişi çalışıyor. 30 kişinin hesabında grup şirketlerde çalışanların toplamı mı esas alınır yoksa sadece bağlı olduğumuz şirkette çalışanların sayısı mı?
İŞE iade davası açabilmek için sizin de ifade ettiğiniz gibi fesih tarihinde şirkette çalışan işçi sayısının en az 30 olması ve işçinin en az 1 yıldır çalışıyor olması gerekmektedir. Bu koşullar varsa ve işverenin feshi geçerli bir nedene dayanmıyorsa mahkeme işçinin işe iadesine karar verecek boşta geçen 4 aya kadar maaş ve yan haklarını ödeyecektir. Yine işe başlatmama halinde de 8 aya kadar işe başlatmama tazminatı ödemekle yükümlüdür.
İşe iade davası açmak için 30 kişinin hesabı önemlidir.
Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarında yurtiçinde şirketin şubelerinde çalışan işçilerin sayısı, uluslararası şirketlerde, ayrı tüzel kişiliği olsun olmasın tüm ülkelerdeki çalışanların sayısı hesaba dahil edilir. Fakat, aynı gruba ait olsalar dahi farklı tüzel kişiliklere sahip şirketlerde çalışan işçi sayısı, sırf şirketler arasında organik bağ var diye hesaba katılmaz. İşçinin bu grup şirketlerin birden fazlası için çalıştığın ispat etmesi halinde ancak hizmet verdiği tüm şirketlerin çalışanlarının toplam sayısı hesaba dahil edilecektir.
Bu konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin Esas No. 2007/29950 Karar No. 2008/7008 nolu kararında "Aynı gruba ait olsalar da farklı tüzel kişilere ait işyerlerindeki işçi sayısının iş güvencesi kapsamına girme bakımından göz önünde bulundurulması mümkün değildir. Başka bir anlatımla salt aralarında organik bağ bulunduğundan hareketle gruba ait şirketlerde çalışan işçilerin 30 işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması doğru değildir" şeklinde hüküm tesis edilmiştir.

SİZ SORUN AVUKATINIZ CEVAPLASIN / HUKUKÇU FERİDE HİLAL İMAL