Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Anadolu
Yayıncılar Derneği üyeleri ile bir
araya geldi. Ardından Kastamonu'da
açılışlar yapan Erdoğan'ın açıklamaları
şöyle:
TÜZÜKLERLE çarpışarak
büyüdük diyen şairden ilham
alarak ben de diyorum ki biz de
manşetlerle çarpışarak bugünlere
geldik. Geçmişte kimin iktidara
geleceğini, kimin iktidardan
düşeceğini manşetleriyle
belirlemeye alışmış olanların
düzenlerini bozarak yolumuzda
yürüdük. Kendi halkına 'cahil',
'koyun sürüsü', 'bidon kafalı',
'göbeğini kaşıyan adam' diyenlere
eyvallah etmediğimiz için her türlü
saldırıya, hakarete maruz kaldık.
Onun için 'Muhtar bile olamaz'
diye, 'amiral gemisi' diye geçinenler
biliyorsunuz sürmanşet attılar.
BUNLAR muhtarları
küçümsediler ama biz şu salonda
sürekli muhtarlarımızla Türkiye
genelinde bir araya geliyoruz.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda
yaptığım konuşmaya 'Sanki
muhtarlara konuşuyor.' diyor.
Ondan sonra da topladığı 30-40
tane muhtar kardeşimize 'Ben
onu demek istemedim.' diyor. Biri
soruyor tabii 'Ne demek istediniz,
siz muhtarları nasıl küçümsersiniz?'
diye. 'Ben onu demek istemedim.
Tamam da ne demek istedin?
BİZ gücümüzü manşetlerden
değil, sandıktan, milletimizden
aldığımız için işte bu çarpık
zihniyete meydan okuduk.
KENDİ ülkesini yurt
dışındaki birtakım güçlere
şikayet, ihbar edenlerle
mücadelemizi sonuna kadar
sizlerle birlikte sürdüreceğiz.
Medya mensubu görüntüsü
altında terör örgütlerine
militanlık, yabancı
servislere ajanlık yapanlara
asla taviz vermeyeceğiz.
ADAM tam bir ajan
terörist. Neymiş, basın mensubuymuş.
1 ay Almanya'nın
İstanbul Başkonsolosluğunda
misafir ediliyor, rezidansında.
Tarabya'daki Cumhurbaşkanlığı
Köşkü'nün hemen
altında. Şansölye, 'Bizim
burada çifte vatandaş olan
bir gazetecimiz var. Bunu
bırakmanızı özellikle istiyoruz'
diyor. 'Ben size 4 bin
500 PKK'lı teröristin dosyasını
verdim ve bu teröristlerin
iadesini istedim. Verdiniz
mi?' 'Yargı bakıyor...' Bizde
de bırakın yargı baksın.
Onunla ilgili kararı da bizde
yargı verir. Çünkü bizde
yargı bağımsızdır.
HAYDUT MUAMELESİ YAPACAĞIZ
ELEŞTİRİ başım gözüm
üstüne ama hakaret asla. Aileme,
çocuklarıma varıncaya kadar hakaret
edenler... Hukuki yollarımı aramak
durumundayım. Bu gazetecilerin
listesini verin dediğimizde gelen
isimlere bakıyoruz, kim biliyor
musunuz? Çok enterasan. Yurt dışı
için söylüyorum, içlerinden katilden
soyguncuya, çocuk istismarcısından
dolandırıcıya kadar herkes var.
Gelen listede sadece gazeteci yok.
BİZ asıl niyetin farkındayız.
İşin ucu kendilerine dayanınca
demokrasiyi, hakkı, özgürlükleri,
adaleti, refahı rafa kaldırmakta
beis görmeyenler, mesele Türkiye
olunca hemen yüzlerine bir maske
takıyorlar. Biz de bu şekilde
maskeyle karşımıza çıkanlara artık
haydut muamelesi yapma kararı
aldık. Öyle ya, saklayacak bir şeyin
yoksa niye maske takıyorsun? Çık
ortaya, delikanlıca, 'Benim Türkiye
ile meselem var, bölünmesini,
parçalanmasını istiyorum.' de ki
herkes kimin ne olduğunu görsün.
MUHALEFETİN bu konuyu
anlatışına bakınca anayasa
değişikliğinde yer alan 18 maddeyle
uzaktan yakından ilgisi olmayan,
maalesef bir kuyruklu yalan dizisi
görüyoruz. Mesela, 'Cumhurbaşkanı
parlamentoyu feshedecek.' diyor.
Yahu cumhurbaşkanının böyle bir
yetkisi yok. Bunu defaatle söyledik.
YALAN SÖYLÜYORLAR'
Erdoğan, "Yalan söylüyorlar. Yeni Anayasa'daki yazılı metinlerde var. Cumhurbaşkanının ülkeyi seçime götürme yetkisi yok. Bir erken seçim kararı mı alınacak, bunu cumhurbaşkanının tek başına alma yetkisi yok. Kiminle beraber alabilir? Ancak Meclis ile beraber alabilir. İkisi aynı anda, beraber seçime girecekler" dedi.