Erdoğan: Bu açıklamayı Cuma günü bekliyordum. Olmadı. Doğrusu bugün böyle bir açıklama gelebilir. Ama biliyorsunuz uygulama önemlidir. Geçen Nevruz'da da yaptılar açıklamayı ama uygulamadılar. Bunu uygulamada göstermeleri lazım. Türkiye'nin bu kardeşliğe, birlikteliğe ihtiyacı var. 78 milyon bu huzurdan nasibini alır. Biz niye 11 bin dolarda kalalım. Bunu 25 binlere çıkarmamız lazım.
Erdoğan: Bu ülkelerle son 10-12 yılı kıyasladığınızda aramızdaki ticrate hacminin arttığını görüyorsunuz ama yeterli değil. Ama şuna inanıyorum ki önümüzdeki on yıl içinde bu ticari rakamlar daha iyi hale gelecek.
Erdoğan: Silahlı devrim değil. Halk sandıkta devrim yapar ve onun için de mutlu olur. Yoksa silahla devrim devrim değildir. Tabi ben söyledim Raul Castro değil..
Erdoğan: Nyeto ile bu konuları konuştuk. Örneğin dünya 5'ten büyüktür sözümü Nyeto da onayladı. Sadece bu beş ülkenin neredeyse dediği oluyor. Geri kalan ülkelerin dediği olmuyor. Filistin meselesinde de durum aynı. Tabi burada baskı, sindirme olayı devreye giriyor.
Erdoğan: Olaydan haberim vardı . Obama'ya yönelik sertti yumuşaktı derseniz bilmem. O sizin takdiriniz. Ama bir olay olduysa benim muhatabım o ülkenin başkanıdır. Benim çağrım onlaradır. Mesela büyükelçilik saldırısında biz tüm açıklamaları yaptık. DHKP-C ile ilgili araştırmalarımızı ve olayın detaylarını araştırdık. Tüm bilgileri de ABD ile paylaştık. Stratejik müttefiklik bunu gerektirir. Obama'yla ilk göreve geldiği dönemde aram çok iyiyidi. Hatta biliyorsunuz bizi beyaz ev denilen yerde ailecek ağırladılar. Mesela Ukrayna meselesi. Bunu Sayın Putin'le bir kaç kez görüştüm. Ülkede 5-6 bin kiş öldü biliyorsunuz. Görüşmeler yapıyorlar, gidiyorlar geliyorlar. Suriye de 350 bin kişi öldü. Bu nedir diye sormayacak mıyız? Hala Esed'le devam etme fikrindeler.
PARALEL VE İSRAİL ORTAKLIĞI
Erdoğan: Paralel yapı hiç bir zaman dini kimliği kullanmamıştır. En önemli örnek Mavi Marmara olayıdır. Başlarındaki zatın o konu ile ilglii israil'e övgülerini hatırlayın. Tavandakiler böyle. Taban ile bunları ayırmak lazım. Geç de olsa farkına varacaklar ama gecikiyoruz taban bunun bir an önce farkına varmalı. Faiz haram derler, konu Bank Asya olunca herkese giden başka başkanalardan faizle para çekin Bank Asya'ya yatırın derler.
Erdoğan: Bu paralel örgütü Kolombiya ve Meksika başkanlarına anlattım. Meksika başkanı "ben bilmiyordum" dedi. Anlatılınca hemen bilgileri istedi. Anlattık. Cevapları şu oldu. Türkiye Cumhuriyetine karşı yapılanları kendimize yapılmış gibi alırız.
Erdoğan: Sizinle anket yaptık. Dönmek istediniz, dönelim dedik. Tamamen demokratik.
Erdoğan: 3. Havalimanı, Boğaz'ın altından geçen proje ve Kanal İstanbul'u takip ediyoruz. Küçük Çamlıca'da bir kule olacak. O tüm uydu vericileri bu kulede olacak. Büyükçamlıca Camii'nin kabasının yüzde 60- 70'i bitti. FSM ile Boğaziçi arasında bir tüp geçiş projesi var. Onu da hazırlayacaklar.
BİZE İSTİKAMET ÇİZDİREMEZLER
Biz "One Minute" derken, Allah'tan başka kimse bize başka bir çizgi çizdiremez dedik.. Bu çizgi dogruysa gideriz. Ama doğru değilse kimse bizi zorlayamaz. Biz one minute derken kime dediğimiz belli. Bu zat (Şimon Peres'i kastediyor) Cumhurbaşkanı olmadan önce bir teklifte bulundu. Batı Şeria'da bir yapılanmaya gideceğiz. Parayı biz bulalım siz de inşaatta iyisiniz dedi. Biz de tamam dedik. Cumhurbaşkanı oldu. Fakat Cumhurbaşkanı makamı ona farklı bir hava getirdi. Ne oldu Batı Şeria meselssi dediğimizde "Görüyorsunuz israil'in işleri ile uğraşıyorum" dedi. İsrail de cumhurbaşkanının bir fonksiyonu yoktur. Biliyorsunuz Başbakan etkilidir İsrail'de. Sonra Davos'ta bir araya geldiğimizde ben de taşı gediğe koymam gerekirdi.. o toplantıdan önce plaj bombalaması olmuş, çocuklar ölmüştü. Sonrasında Gazze'ye yönelik bombardıman yaşanmıştı. Biz Olmert (Dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert) ile bir araya geldiğimizde aslında İSRAİL-SURİYE arasında sorunu bitiriyorduk. O son cümle edilse Suriye ile israil arasında sorun kalmayacaktı. Cumaya erteleyelim dediler. Cuma'ya da Gazze'yi bombaladılar. 15 gün Olmert'e ulaşmaya çalıştım. Tabi Olmert'ten daha bir üst akıl, güç vardı. Davos'ta karşı karşıya geldiğmizde böyle bir durum oluştu.