Geçmişten Mektup Var!

Kanuni Sultan Süleyman, kaşları

alabildiğine çatılmış, elindeki tespihi

koparırcasına çekiştirerek saraydaki

odasını aşağı-yukarı sinirli adımlarla

arşınlıyor, gür sesi ve tüm heybetiyle

kâtibe mektup yazdırıyordu;

'Ey! Frençe Kralı Françesko!'…

Anlaşılan, o zamanki Fransa'da

olup bitene fena hâlde öfkelenmiş,

gözlerinden ateş saçmaktaydı!

Elinde diviti, rahle önünde tüm

edebiyle bağdaş kurmuş kâtibe

sert bir bakış fırlattıktan sonra,

sakalını sıvazlayarak devam etti;

Sefir-i Kebirimden aldığım

mazhara göre malûmatım

oldu ki…

Memleketinde 'DANS' nâmında,

kadın-erkek birbirine sarılmak

suretiyle, alâ-mele'in nas

(herkesin gözü önünde) fuhşiyyat

(gayr-ı meşru ilişki) ve lu'biyyât

(tuhaf oyunlar) yapıyormuşsun!

Kanuni, sinirine hâkim olmaya

çalışarak mektuba noktayı koydurttu;

İş bu name-i hümayun'umun

eline vusulünden (ulaşmasından)

itibaren bu "mel'anet rezalete"

son vermediğin takdirde…

Ordu-yu hümayunumla bizzat

gelüb, seni kahretmeye muktedir

olurum!

İşte bu kadar!

Kanuni'nin mektubundan sonra ne

olmuş bilir misiniz?

Fransa'da yüz sene kadar, korkudan

dans edilmemiş!

Name-i Hümayun'un içeriği her ne

kadar günümüz olgularına uymasa

da, yeri-göğü titreten bir 'Cihan

Devleti'nin vârisleri olduğumuzu

hatırlatması bakımından gurur verici!

Elbet zamanla sistem değişti…

'Taht' yerini 'Koltuk'a bıraktı!

Ama şüphesiz;

'Vârisler' yerli yerinde…

'Taht'ı övünçle ananlar, kendisiyle

yer değiştiren 'Koltuk'a da aynı

saygıyı göstermek durumundadırlar!

CHP'nin rakı'yla-viski'yle uğraştığı,

böyle taraklarda bezi olmadığı bellidir

ama MHP ve HDP için de aynı şeyleri

söylemek mümkün değildir!

'Kanuni'nin makamında, bugün

'Tayyip Erdoğan' oturmaktadır…

Hedef de tekrar 'Cihan Devleti'dir!

CHP "alâ-mele'in nas" ağzına

gelen her türlü ayrıştırıcı-kötü sözü

sarfdan çekinmeyip, eskiyi inkârdan

vazgeçmeyebilir, fıtratındandır!

Ama, MHP'nin "lu'biyyât" ile

kaybedeceği zamanı olmasa gerektir!

Aynı şekilde, HDP'yi farklı kefede

değerlendirecek bir bakış, 'geçmişi

kavrayamamak' ve 'nankörlüğün dik

âlâsı' olarak nitelense yeridir!

Bu partiler, tüm halkı bağrına basan

Osmanlı'yı, ardından düşmana karşı

birlikte verilen bağımsızlık savaşını

ya inkâr edecekler, ya da 'ülkeyi yine

yüceltme' azminde buluşacaklardır!

Yoksa bu millet, makam hırsıyla

partileri abur-cubur'un kuyruğuna

takanları, birlikte kardeşçe yaşamayı

reddetmeye kalkanları 'kahretmeye'

elbet 'muktedir' olacaktır!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.