Ankara'da silah sesleri

Hayri Kozakçıoğlu, ülkedeki tek esrarengiz vali ölümü değil. Ankara eski valisi Nevzad Tandoğan da tıpkı Kozakçıoğlu gibi hayata sırlarla dolu bir veda etmişti

Tarih hiçbir zaman tekerrür etmez, ama bazen olaylar birbirine o kadar benzer ki insan hayret eder. Tıpkı eski OHAL ve İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun ölümünün, eski Ankara Valisi Nevzad Tandoğan'ın ölümüne tıpatıp benzemesi gibi... İkisi de dönemlerinin en kudretli valileriydi ama aslında bunun çok ötesindeydiler. Görev yaptıkları devirin eylem ve düşüncesini de şahıslarında ete kemiği büründürdükleri için üst düzey bir bürokrat olmanın dışında dönemlerinin de simgesiydiler. Tandoğan deyince ilk akla gelen şeyler, isminin verildiği Ankara'daki Tandoğan Meydanı ve valiyken söylediği, tarihe ideolojik bir ibret meseli olarak geçen "Memlekete komünizm gelecekse de biz getiririz, size ne oluyor" sözüdür.

ADALET BAKANI İLE GÖRÜŞTÜ
9 Temmuz 1946 sabahı Ankara Vali ve Belediye Başkanı (30'ların tabiriyle, Ankara İlbayı ve Şarbayı Nevzad Tandoğan'ın yatak odasından tek el silah sesi geldi. Az önce kahvaltı masasında birlikte oturduğu eşi Fahriye Hanım ve kardeşi, sonradan Merkez Bankası Danışma Kurulu Üyesi olan, Avukat Fahri Bey odaya koştuklarında Nevzad Bey'i yatağın üstünde, kafasından vurulmuş biçimde kanlar içinde buldular. Kapının önündeki polislere haber verildi. Nevzad Bey henüz ölmemişti; İstanbul'dan ünlü hekim Mim Kemal Öke (Mason Maşrık-ı Azamı olup, kendisiyle aynı ismi taşıyan Prof. Dr. Mim Kemal Öke'nin dedesidir) çağırıldı ama o gelemeden Vali Bey vefat etti. Ailesi adeta dona kalmıştı, çünkü Nevzad Bey odaya gitmeden önce Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen'le görüşmüş ve bir gün önce tanık olarak dinlendiği davada kendisine yapılan muameleden şikâyetçi olmuştu. Bu kudretli adama tanık değil de sanık gibi nasıl davranılabilirdi? Özellikle Avukat Refik Şevket İnce'nin (Emin Çölaşan'ın dedesinin kardeşidir) kendisini adeta suçlu gibi göstermesine çok gücenmişti. 18 yıllık Ankara Vali ve Belediye Başkanlığı esnasında, bakanlardan bile çok daha güçlü bir profil sergilemişti. Devir değişiyor muydu yoksa? Adalet Bakanı, kendisini makamına çağırınca giyinip çıkmak için odaya gitmişti. Üstelik Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen hiç de yabancı değildi, yeğeni Ayla Ökmen'in kayınpederiydi.
OTOPSİ BİLE YAPILMADI
Cesede otopsi yapılmamıştı. İntihar silahı olduğu söylenen Smith & Wesson marka silahta parmak izi de aranmadı. Oysa silah polis tarafından radyatörün üstünde bulunmuştu. Mermi giriş deliğinin etrafında barut izi ve yanık olmadığı söyleniyordu. Mermi başa tamamen girmediği için Nevzad Bey iki saat kadar daha hayatta kalmıştı. Yoksa kurşun, şakağa sıkılacak kadar yakın mesafeden değil de daha uzaktan mı sıkılmıştı?
KUŞKU DOLU İPUÇLARI
Moleküler ölüm esnasında aktif kas gevşemesi olmaması durumuna kadeverik spazm deniyor ve bu durum daha çok boğuşmalı ölüm veya intihar durumlarında görülüyor. Şakağına tabanca dayayarak intihar eden kişinin yüzündeki ifade ve kolunun o pozisyonda kalması ya da boğuşma sonucu öldürülen kişinin boğuştuğu kişiye ait bir parçanın ölünün kapalı avucunda kalması gibi durumlar kadeverik spazmdan dolayı oluyor. Her ne kadar hemen ölmediyse de bu durum var mıydı, bilinmiyor. Daha doğrusu hiçbir şey bilinmiyor. Bütün bu kuşku uyandıran ama otopsi yapılmadığı için açıklığa kavuşmayan hususlara ek olarak, bu intiharın soruşturmasını yürüten savcının, Tandoğan'ın bir gün önce tanık olarak dinlendiği ve rencide olduğu davanın zıvanadan çıkmasına yol açan, görevini kötüye kullandığı apaçık ortaya çıkan savcı olması zihinleri iyice bulandırmıştı.

GAZETELERDE BİR İLK
O Dönemde gazetelerin intihar haberi vermesi yasaktı ama bu intiharın ertesi gün bütün gazetelerde çıkması için adeta söz birliği yapılmıştı. Manşetlerde öne çıkan da Tandoğan'ın mahkemeye çıkmasından dolayı intihar ettiğiydi. Sanki diğer ihtimaller akıllara bile gelsin istenmiyordu...
TANDOĞAN'IN GÜCÜ KİMDEN GELİYOR?
Ö
nce öğretmen, sonra polis olan Nevzad Tandoğan kimdi ve bu gücü nereden geliyordu? Solcu Yazar Hasan İzzettin Dinamo neden Tandoğan'ın kendisine komplo yaptığını iddia etmişti? Asıl önemlisi, intiharına yol açtığı söylenen dava neydi ve Nevzad Bey'le ne ilgisi vardı? Esas konumuz zaten o dava olacak ama bütün bunlardan önce şimdiye kadar bahsettiğimiz iki kişinin kim olduğunu, bu ülkenin nasıl bir ilişki ağı içinde olduğunun anlaşılması açısından kısaca anlatılması gerekiyor. Böylece Tandoğan'ın şimdiye kadar söylenen gücünün ötesinde hiç söylenmeyen, yazılmayan asıl gücü de anlaşılsın. Nevzad Tandoğan'ın biyografisinden bahsedilirken hep siyasilere olan yakınlığı anlatılmıştır, ama eşinin kim olduğu bilinmediği için hanımefendiden hiç bahsedilmemiştir. Biz bu klişeyi kıralım ve Fahriye Hanım'a yakından bakalım. Başta sosyete olmak üzere ünlü kişilerin düğün ve sünnet törenleri için çok tercih ettikleri bir yer olan Kanlıca boğaza nazır lüks butik otel A'jia'nın sahibi eski BJK başkanı Serdar Bilgili'dir. Bu yapının asıl ismi ise Ahmet Rasim Paşa Yalısı'dır. İstanbullu bir ailenin çocuğu olan Ahmet Rasim Paşa Atina'da büyümüştür. Annesi aslen Sakızlı olan Mahitab Hanım, yeniçeri olan eşini yani Ahmet Rasim'in babasını 1826'da kılıçtan geçirilmek üzereyken kadın kılığına sokup Atina'ya kaçırır. Ahmet Rasim; Rumca, İtalyanca, Arnavutça, Fransızca, Farsça ve Arapça bilen birisi olarak Tercüme Odası'na Dragoman olarak girer. Uzun devlet kariyerinde önemli görevlerde bulunur ve son nokta olarak pek çok vilayette valilik yapar. Sultan V. Murat'ın tahta çıkarıldığı, tarihe "mason darbesi" olarak geçen olaydan sonra bu darbeye karıştığı gerekçesiyle azledilir. Ahmet Rasim Paşa da üst düzey bir masondur. Fahriye Tandoğan, Ahmet Rasim Paşa'nın torunu ve Hicaz- Yemen Valisi Kâmil Bey'in kızıdır. Fahriye Hanım'ın ailesi eşi Nevzad Bey'den çok daha güçlüdür; daha kimler kimler yok ki; Hürriyet'in öldürülen Yayın Yönetmeni Çetin Emeç'ten, Solive marka zeytinyağının sahibi Solaksubaşı Ailesi'ne, oradan eski Adalet Bakanı ve İstanbul Barosu Başkanı olan sonradan MHP olan CMKP'nin kurucusu Ord.Prof. Dr. Abdülhak Kemal Yörük'e ve ünlü Tör ile Edin Aileleri'ne kadar. Bu ayrıntıyı yazmamızın nedeni Nevzad Tandoğan'ın hep söylenen gücünün sadece kendisinden kaynaklanmadığını ama bunun hiç söylenmediğine vurgu yapmak içindi.
KUVVETLİ BAĞLANTILAR
Bugünkü A'jia Otel'in eski adı Ahmet Rasim Paşa yalısıdır. Yalıya adını veren ve üst düzey mason olan Ahmet Rasim Paşa ise Nevzad Tandoğan'ın eşinin dedesidir.

YARIN: İzmir'in ünlü tarihi 'Asansör'ünün sahibi Nevzad Tandoğan'ın yeğenidir...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.