Mardin'den 13 yaşındaki küçücük kızla fuhuş yapan 28 kişi geçti.
Onların kartvizitine baksanız adam zannedersiniz.
Ziraat odası başkanı.
Yüzbaşı, mühendis, okul müdürü yardımcısı.
Hatta hayır işleriyle (!) meşgul olan bir zat bile var.
Hepsinin cehennemin dibine kadar yolu var desek suçlu mu sayılırız acaba?
Ülkemizin ortasından, Mardin'deki "fuhuş bandosu" geçti.
Namuslu yürekler isyana durdu ama nafile.
13 yaşındaki bir kızın 28 kişinin taarruzunda kaybettiği sadece hayalleri değil, ömrüydü de... "Zaten geleceğin yoktu" dedi adalet.
Doğuştan kabahatli saydı onu.
Ülkemizin ortasından 13 yaşındaki kızın "kendi rızasıyla fuhuş yaptığını" iddia eden adalet masalları geçti.
Bir kız çocuğunu korumakla yükümlü olanlar, kocaman adamlara iyi hal indirimi uyguladı ya.
Bizler ne yazarsak yazalım.
Artık iş işten geçti.
Bazı insanlar boşuna kötülüğe güvenmiyor.
Her şey bir şeyin sebebini oluşturuyor.
Ülkemizin ortasından mini etek giydiği için, tecavüzde iyi hal indirimi uygulayan kararlar da geçti.
Alkışlarla hem de...
Bütün Avrupa, bu ortaçağ zihniyetini duydu da...
Ataerkil toplumdaki adalet sistemi de buydu belki.
Ne desek anlamı yok.
Vicdanın ve ahlakın yerle bir edildiği memlekette.
Adaletsizliğin iyi hale uğradığı bir ülkede.
Hakimler ve yargıçlar mahkum olmuştur.
Başka sözüm yoktur.
Bilinmelidir ki...
İnsanlara 13 yaşındaki çocukla fuhuş yapma özgürlüğü veren cesaretin kaynağı bellidir.
Kocaman adamlar ortaya bir karışık söyleyecek.
Küçücük kızı meze yapacaklar.
Her haltı işleyecekler.
Hesabı da çocuklarımız ödeyecek.
Çünkü...
O kızın gıyabında, bütün savunmasız kızları da aynı kadere mahkum etti adalet.
Kendi rızasıyla!
* * *
ARKADAŞLIK-MIŞ
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, "bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" demiş.
Ardından da noktayı koymuş. "Türk halkının arkadaşımız olduğunu söylemekten onur duyuyoruz."
Bu halkın yıllarca cahil ve yoksul kalmasının temelini atanlar arkadaşımızsa.
Bunun adı arkadaşlık değil sömürüdür.
* * *
Kafasıyla gören bakmadan görür.
* * *
Demokrasi, tabağın doluyken başka, açken başka konuşmak değildir.
* * *
4 KASIM 2011
Mutluluk takvimi
* * *
Sende kaybolup bir daha
Hiç görünmemek vardı
Ne yazık ki aramızda
İnsafsız bir kader vardı
Canı yandı sevgimizin
Düşler başka gerçek başka
Kaybedeceğimizi bile bile
Dahil olduk biz bu aşka
Bir zaman treninin
Takıldık arkasına
İkimiz de yar olmadık
Kendimizden başkasına
Hakkı YALÇIN
DİĞER