İstanbul'un ilçe ve semt isimleri nereden geliyor? İşte anlamları
Tarihi ve kültürel açıdan oldukça zengin olan ve binlerce yılı ardında bırakan İstanbul, en önemli dünya şehirlerinden biri. Ancak çoğu kişi, severek gezdiği bu şehrin semtlerine verilen isimlerin anlamlarını bilmiyor. Peki İstanbul'un ilçe ve semt isimleri nereden geliyor? Anlamları ne? İşte okuduğunuz zaman zaman yüzleri güldüren, zaman zaman şaşırtan o hikayeler.
Üsküdar
Bugünkü Üsküdar'a Antik çağda Hrisopolis denmekteydi. 'Altın rengi' anlamına gelen bu kelime, Üsküdar'ın Sarayburnu tarafından altın rengi görünmesi ve halktan alınan vergilerle oldukça zengin bir yer olmasından kaynaklanıyordu. Üsküdar'da geçmiş yüzyıllarda, Scütari adlı bir askeri birliğin bulunduğu ve o birliğin adının giderek şehir adına dönüştüğü de söyleniyor.
Beyoğlu
Bizans döneminde, Beyoğlu'nun bulunduğu yerde yaşayan bir Venedik beyi, Beyoğlu'ndaki bütün uçsuz buçaksız arazilere sahipti. Sahibi olduğu bu arazilere, bostanlar, bahçeler ve ormancıklar kuruyordu. Hatta efsaneye göre Fatih Sultan Mehmet, şimdiki Taksim'in olduğu bölgede yaşayan Venedik beyine, misafir olur, evinde yemek yerdi. Venedik beyinin ölmesi üzerine bütün varisler arazilerini sattılar ancak İstanbul'u terketmediler. O dönem Venedik beyinin varislerine, Beyoğulları denirdi.
Beşiktaş
Barbaros Hayrettin Paşa'nın seferlerden dönüşte, gemilerini şimdiki Beşiktaş kıyılarına koydurduğu beş tane taşa bağladığı söylenir. Bu beş taşın, zamanla halk dilinde değişime uğrayarak, Beşiktaş kelimesine dönüştüğü rivayet ediliyor.
Diğer bir rivayet ise bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüs'ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.
Galata
Galyalı göçmenlerin, milattan 270 yıl önce bu semte yerleşmesiyle bölgeye 'Galata' adı verildiği söylenir. Galata'nın o dönemlerde, incir ağaçlarıyla meşhur olduğunu da eklemekte fayda var.
Kandilli
Rivayete göre Osmanlı padişahları, Göksu ve Çubuklu'da eğlendikten sonra, saraya kayıkla dönerlerdi. Padişahların dönüş yolunda bahçesi olan bir papaz, padişahların övgüsünü kazanmak için geceleri onların dönüş yolunu aydınlatır, yaktığı kandillerle denizin aydınlanmasını sağlardı.