Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 32. haftasında evinde Bodrum FK'yi konuk etti. Sarı-kırmızılılar mücadeleyi 2-0 kazanarak zirvedeki yerini korumaya devam etti. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi. İşte o değerlendirmeler...
LEVENT TÜZEMEN- Lemina geldi, Torreira uçtu!
Bu sezon G.Saray'ın bu kadar çok pozisyona girdiği bir lig maçı görmedim. Eğer pozisyonları durdursaydık, 'ne oldu' diye sorsaydık hepimiz 'gol oldu' cevabını verirdik. İlk yarı tek taraflı bir oyun oldu, Bodrum takımı adeta kalesinin önüne tır çekmişti. Buna rağmen Torreira, Lemina, Osimhen, Sara, Barış hepsi net pozisyonlara girdiler… Ya kaleciye takıldılar ya top direkten döndü. Bazı vuruşların beceriksizliği yüzünden goller kaçtı. Torreira'nın 29'da kafa ile attığı gol mükemmeldi. Son haftalarda Torreira'yı hücumda çok fazla gol ararken görüyoruz. Bu verimliliğinin temelinde Sara-Torreira ve Lemina üçlüsünün oynamasının büyük payı var.
Lemina'nın defansif yönü güçlü olunca Torreira da kendini daha fazla ön plana atabiliyor. Barış Alper'e Allah her şeyi vermiş; fizik, güç, sürat, hırs… Bunlar güzel özellikler ama Barış'ın oyun aklını geliştirmesi, daha çabuk pas vermesi ve daha önemlisi gol vuruşları konusunda özel idmanlar yapması gerekiyor. Osimhen sahanın çok çalışkanıydı ama gol atma konusunda çok şanssızdı. Hırsı, çalışkanlığı G.Saray'ın hücum zenginliği yaşamasını sağladı. Hakem Mehmet Türkmen, Barış'a arkadan yapılan penaltıyı görmedi, VAR'a da yayıncı kuruluş yeterli kanıtı vermedi. Ama Sara'nın pozisyonunda çaldığı penaltı hatalıydı, Türkmen'in penaltıyı çalmadan önce pozisyonun bitmesini beklemesi gerekirdi. Topla buluşan Osimhen kaleci ile karşı karşıya kaldı, golü atacaktı. FIFA kokartlı hakemin böyle hata yapmaması lazım. G.Saray katı savunma yapan Bodrum'u skor farkını kaçırarak yendi ve şampiyonluk yarışındaki hafta sayısını beşe indirdi.
BÜLENT TİMURLENK-Surata inen şamar!
Galatasaray, Kadıköy'de bir kez daha kazanıp ezeli rakibini kupada Samandıra'ya yollamış, lig üçüncüsü Samsun'a taraftarı önünde kalesine isabetli şut çektirmemiş ama Bodrum maçının haftasına girilirken gündem "başka". Hayatında bir İtalyan spor gazetesinin sayfasını çevirmemişler "Juventus, Osimhen için Napoli ile masaya oturdu" yetmedi "Okan Buruk, Roma ile görüştü" diye kurusıkı sıkarak akıllarınca ligin liderinin gündemini değiştirecekler, kaos yaratacaklar… Dün Galatasaray'ın sadece ilk yarıda yaptığı 23 hücum, yalanın ağızlarına yuva yaptığı "haberciler"in suratına inen şamardır. Bodrum, Fenerbahçe maçına hangi 11 ile çıkmış, kaç maç gol yememiş, yönetimi kaç milyon galibiyet primi vermiş; Galatasaray 'burası benim evim, benim kurallarım' diye başladı maça.. 27 kez rakip ceza sahasında buluşup, 11 korner atıp, 23 hücumdan sadece Sara'nın ortası ve Lucas'ın kafasıyla golü bulmak oyunun karşılığı değildi tabii.
Frankowski dışında dün –iş düşmeyen Muslera hariç- 9 futbolcu da armanın ve formanın hakkını verdiler, son pas eksik kaldı, son vuruş kötüydü ama maçı 35 hücumla bitiren Okan Buruk'un takımı, kalan haftalar için de kartvizitini koydu ortaya… Önce Antalya'yı, şimdi de Bodrum'u yetişkin oyuncağına çevirenler karşılarında "Adanmış hayatların umudu" bir takım olduğunu görmüşlerdir. Galatasaray, elbette rakibinden maliyetli bir takım ama dün sahada çok parasıyla kulüp alanları taraftarıyla, formasıyla, armasıyla ve tarihiyle tokatlayıp gönderdi, takımları Bodrum'a döner de kendileri nereye gider kırılmış oyuncaklarıyla, o bilinmez işte…