UEFA Avrupa Ligi 2. haftasında deplasmanda Hollanda temsilcisi Twente ile karşılaşan Fenerbahçe, 1 puanla yetindi. Spor yazarları, maçı değerlendirdi.
GÜRCAN BİLGİÇ- Defansa 'helal olsun' diyorum
Neresinden tutsan, elinde kalacak bir maç izledik. Mourinho'nun Fenerbahçe'sini sahadan sildi Twente takımı. İki tarafta da üstündüler; taktik olarak da istediklerini alıyorlardı, fizik olarak da. Baskıyı kurdular ve hiç bırakmadılar. Nefes aldırmadan topun ve pozisyonların peşinde ördüler sahayı. Oyuncu kalitesi olarak rakibin çok üstünde olmasına rağmen, bu direnç ile farklılıklarını ortaya koyamadı Fenerbahçe takımı. Neredeyse tutan plan yoktu. Szymanski'nin temposu müthişti ama son kararı verecek olan Fred'di ve etkisizdi. Halbuki on bir belli olduğunda Tadic solda, İrfan Can sağdayken daha akıllı ve etkili hücum organizasyonları bekledim. Çünkü taşlar yerine oturmuştu. Ama Hollandalılar getirmediler Fenerbahçe'yi kendi alanlarına. Oyun kendi "kaosunda" boğuldu. Twente'nin golü bir anlık gafletle geldi. Oyuncu kafa vuruşunu istediği gibi yapsa, gol de olmayabilirdi. Yine de skorun tekte kalmasını sağlayan Livakovic'di. Takımın gittikçe gerilen maçın içinde olmasını sağladı. "Atan-tutan" şifresinde yerini almıştı.
En-Nesyri rakip kaleden bu kadar uzak oynarken, "oyun kurucu" olmak zorundaydı. Bilmediği-beceremediği noktada kaldı. Sırtı dönük, stoper ile didişmekte, gelişmesi şart. Maçın hakemi Türkiye'de olsa Kadıköy'e gelemezdi. Bu kadar açık… Mourinho'nun takımını yenmek için ekstra hırsla oynayan Twente'nin hafta sonu maçına dikkat. Amrabat ortaklığındaki Fenerbahçe defansı için "helal olsun" diyorum. Sonuç; kaybedilmemesi gereken maçtı, kaybedilmedi…
ÖMER ÜRÜNDÜL- Takımlarımızın kondisyonu vasat
Twente önemli bir yıldız oyuncusu olmasa da ekol sahibi, çok koşan bir takım… Geçen sene kaybettikleri eşleşmenin de hırsıyla maça tempolu bir baskıyla başladılar. Fenerbahçe akıllı bir taktikle kontrollü oynayıp, alan daraltıp oyunu tutuyordu. Rakibin hücum girişimlerini mümkün olduğunca tesirsiz hale getirdiler. Bu arada da kısa süreler içinde önce En-Nesyri, sonra Oosterwolde ile iki pozisyona girildi. Birini kaleci kurtardı biri direğe çarptı. Sonra basit bir gol yendi. Devre bu şekilde bitti.
İkinci yarıda işler artkı zordu. Mecburen risk alınacak ya da koşan rakip için avantajlı bir ortam oluşacaktı. Öyle de oldu. Ciddi tehlikeler atlatılırken geride alan daraltan rakip karşısında pozisyon da bulunamıyordu. Ama Amrabat'ın nefis pasında Tadic iyi hareketlenerek güzel bir gole imza attı. Bu golden sonra Fenerbahçe aynı oyunla devam etmeye çalışırken yine açıklar verdi. Kısa sürede Mourinho çok doğru iki kararla rakibin hızını kesen hamleleri yaptı.