Trabzonspor'un başarılı file bekçisi Onur Kıvrak, Lig Tv'nin 'QUİZ' programına konuk oldu. Birbirinden ilginç sorulara eğlenceli yanıtlar veren Kaptan Onur Kıvrak kendisi hakkında bilinmeyenleri de yanıtladı.; İşte Onur Kıvrak'a Yöneltilen Sorular ve Onur Kıvrak'ın Cevapları: En sevmediğin hakem? En sevmediğim hakem yok. Çünkü daha futbol yaşantım daha uzun. En yetenekli futbolcu? Yusuf Erdoğan diyebilirim. Selçuk İnan, Soner. Bunlar çok yetenekli futbolcular, kaliteli futbolcular. En çalışkan futbolcu? En çalışkan futbolcu Egemen Korkmaz. Gerçekten çok çalışıyordu. Umut Bulut, o da çok çalışıyordu. Antrenmanlardan önce sürekli fitnese girerdi. En tembel futbolcu? En tembel futbolcu Cale. Çok iyi niyetli bir arkadaşımızdı. Çok da seviyorduk kendisini. Ama gel gelelim çalışmayı sevmiyordu. En bonkör futbolcu? Olcan Adın diyebilirim. Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Tolga Zengin,Aykut Akgün, Mustafa Yumlu diyebilirim. Aslında genel anlamda futbolcular bonkördür. En cimri futbolcu? Bizim futbol hayatımız belirli bir yaşa kadar. En fazla 10-15 sene oynarsın. Bu cimrilik değil tutumluluktur. Bazı şeyleri tutacaksın ki futbol bittikten sonra rahat yaşayasın. O yüzden ben arkadaşlarıma cimri demek istemiyorum. Futbolcuların hepsi tutumludur. Hem bonkördür hem de tutumludur. En çok konuşan futbolcu? En çok konuşan Serkan Balcı. Serkan abi çok iyi bir insan, çok neşeli bir insan. En abartan futbolcu? En abartan futbolcu bana göre Batuhan. Sıradan bir olayı süsleyip anlatabiliyor. Dinlediğiniz zaman gerçekten böyle mi olmuş diyebiliyorsunuz. Ama başkasından duyduğunuz zaman öyle olmadığını anlıyorsunuz. Bence güzel bir yetenek herkeste o yetenek olmaz! En kötü giyinen futbolcu? Kardeşimi çok seviyorum kendisi benim canım ama Mustafa Yumlu. Ona söylüyorum ama o vardı onu giydim diyor. Kendisine pek fazla bakmaz o konuda. Bilmiyorum benim gördüğüm kadarıyla Mustafa Yumlu. Çok seviyorum kardeşimi ama kusura bakmasın. En gaddar futbolcu? Gaddar anlamında değil ama sağlamlık anlamında Glowacki. Maşallah kemik gibiydi. Lakabın? Antrenmanda kedi diyorlar. Taraftarlar arasında kelebek diyorlar. Hatta demiştim fazla kelebek demeyin. Kelebeğin ömrü kısa olur. Başka bir lakap bulun da uzun bir şey olsun. Epey uzun yaşayan şeyler var. Karga var ama o da bana uymaz. Şimdi kaptan diyorlar. Futboldan kazandığın ilk para ile ne aldın? Vallahi futboldan kazandığım ilk parayı anneme ve babama verdim. Onlar ne yaptı o parayı bilmiyorum. Çünkü yıllarca onlar bize verdi. Bize sormadılar ki parayı ne yapıyorsunuz diye. Bende onlara verdim ve sormadım parayı ne yaptınız diye. Futbolcu olmasaydın mesleğin ne olurdu? Kesinlikle araba tamircisi. Çünkü benim babam araba tamircisi ve her zaman bundan gurur duymuşumdur. O meslekle bizi büyüyttü bir yerlere getirdi. Hatta bazı yazlar Karşıyaka'ya transfer olmadan önce amatörde oynarken onun yanında çalışırdım. Kesinlikle futbolcu olmasaydım araba tamircisi olurdum. En sevdiğin çizgi film? Hala televizyonda görsem yine izliyorum, Tom ve Jerry.Onu izlediğin zaman çocukluğuna dönebiliyorsun. İnanılmaz keyifli. En sevdiğin film? 300 Spartalı. O filmi izlediğin zaman insan inandığı zaman neyi başarabileceğinin göstergesi o film. Öyle izlenmeli. Bende büyük bir hayranlık uyandırdı. Beşiktaş'ın genç yeteneği Oğuzhan Özyakup, Lig TV'de yayınlanan Quiz progamında samimi açıklamalarda bulundu. İşte Oğuzhan'ın 'en'leri... En unutamadığın golün? Ordu deplasmanında sakat sakat çıkmıştım maça. Oradaki gol benim için önemliydi. Fazla golüm yok ama benim için hepsi iyiydi. En güzel asistin? İlk profesyonel maçım Arsenal'deydi. O maçta Yossi Benayoun'a çok iyi bir asist yapmıştım. Holosko'ya da Mersin maçında çok iyi bir asist yapmıştım, rakibin sağından atıp solundan geçmiştim. En unutamadığın maç? İnönü'ye veda maçımız olan Gençlerbirliği maçı… Atmosfer çok çok iyiydi. En sevindiğin maç? İnönü'de 3-2 kazandığımız Fenerbahçe maçıydı. Maça iyi başlamamıştık ve 2-2 olmuştu, sonradan oyuna dahil olmuştum o maçta. Son golden sonra santra yapmadan maç bitmişti. En çok etkilendiğin stat? İnönü Stadı… İnönü Stadı benim için çok değerli bir stat. Old Trafford ve Emirates statlarında da kadroda yer aldım ama İnönü benim için atmosfer olarak çok etkileyici bir stat. Her şeyi hissetmek için o sahada olman gerekiyor. İdolün? Zidane… Arsenal'de çok büyük futbolcularla idmana çıktım, Henry, Van Persie, Pires, Beckham, Fabregas gibi.. Ama idolüm hep Zidane'dı. En iyi teknik adam? Samet hoca, Bilic, Tolunay hoca… Her hocadan bir şey öğrendim. En kötü teknik adam? Ben Allah'a şükür çok iyi hocalarla çalıştım. Çok fazla yorum yapmak istemiyorum. En iyi kaleci? Cenk Gönen En sevdiğin hakem? Ümit Milli maçımızı yöneten Hüseyin Göçek. Bir pozisyonda kendisine itiraz etmiştim ve bana 'Seni çok seviyorum ama böyle yapma Oğuzhan' diye uyarmıştı. Maçtan sonra 'Oğuzhan senden Türkiye olarak çok şey bekliyoruz demişti' bana. En sevmediğin hakem? Bana kırmızı kart gösteren Barış Şimşek. Bir de ceza sınırındayken bir pozisyonda bana sarı kart göstermişti ve G.Birliği maçında cezalı duruma düşmüştüm. En yetenekli futbolcu Arsenal'de birlikte oynadığım Jack Wilshere vardı. Ve tabiki Manuel Fernandes En yeteneksiz futbolcu? Sivok diyeceğim çünkü kendini David Beckham olarak görüyor! Frikik kullanırken Beckham topun başında diyor ve vurunca yerden sola ya da sağa gidiyor top. Yüz şutundan biri gol olunca da bak 'Beckham gibi vurdum' diyor! En çalışkan futbolcu? Gökhan Süzen idmandan önce ve sonra çok çalışır. Sivok ve Holosko da öyle. Spor salonuna çok giderler. En tembel futbolcu? Kendimi söylemem gerekiyor ama sahada fazla tembelliğim yoktur. Evde tembelimdir ama! En iyi şarkı söyleyen? Uğur Boral. En kötü şarkı söyleyen? İsmail Köybaşı. En bonkör futbolcu Mustafa Pektemek. Bir yere gittiğimizde hep ağabeylik yapar. Bana hiç hesap ödetmez bir yere gittiğimizde. En doğrucu futbolcu? İbrahim Toraman her şeyi söyleyebilecek bir abimiz. Ersan abi ve Mustafa abi de öyle. Kötü oynadığım maçta 'kötü oynadın' derler, iyi oynadıysam 'iyi oynadın' derler En abartan futbolcu? Dentinho… Kendisine hafif bir müdahale geldiğinde hemen yere düşüyor. En gaddar futbolcu? Servet Çetin. Çok sert bir futbolcu. Galatasaray'ın formda golcüsü Umut Bulut, yayıncı kuruluş LigTV'nin ilgiyle takip edilen Quiz programına konuk oldu. Milli futbolcu birbirinden ilginç sorulara çarpıcı cevaplar verdiği röportajında kendisi ile ilgili bilinmeyen bir çok konuya da açıklık getirdi. İşte Umut'a sorulan sorular, ve aldığı cevaplar... Futboldan kazandığın ilk para ile ne aldın? Futboldan kazandığım ilk parayla, babamın borçları vardı onları kapattık. Aileme ve sevdiklerime hediyeler almıştım ama şuanda ne aldığımı hatırlamıyorum. En sevdiğin şarkıcı? En sevdiğim şarkıcı, İbrahim Tatlıses. Yıllardır zaten bıkmadan dinlediğim en güzel parçalar, abimizindir.Serdar Ortaç ve Tarkan'ıda çok beğenirim. Bayanlardan da her zaman zevkle Sıla'yı dinlerim, onunda sesini çok beğenirim. En sevdiğin aktör? En sevdiğim aktör, Allah rahmet eylesin çok sevdiğimiz, bütün Türk halkının hala dilinde olan Kemal Sunal ve Şener Şen. İkisini de çok seviyorum. Hala filmlerini izliyorum, arkadaşlarımla aramızda hala esprileri devam eder. En sevdiğin film? En sevdiğim film, Gladyatör. Sinemada ilk izlediğimde, hayranlıkla izlediğim bir filmdi. Ondan sonra DVD'sini aldım. Evde ,uçakta, deplasmanlarda ve kamplarda devamlı izlediğim filmlerdendi. The Last Samurai de en sevdiğim filmlerden bir tanesi. En sevdiğin hakem? En sevdiğim hakem, şuanda hakemliği bıraktı ama Bünyamin Hoca'yı severdim. Sahanın içinde bize kızardı, bizde ona kızardık ama yinede ben Bünyamin Hoca'yı severdim. İdol teknik direktör? Teknik direktör idolüm, Fatih hoca'dan ve Şenol hoca'dan öğrendiklerimiz var. Öğrendiklerimizden kısmet olursa bizde onlar gibi yaptıklarını uygulamaya çalışırız. Tabi ki antrenör olmak gibi bir düşüncemiz var ama çok zor, yani kolay değil zor ama onlar gibi onların öğrettiklerini bizde ileride uygulayabilirsek güzel olur bizim için. En iyi teknik adam? En iyi teknik adam, Fatih Hoca ve Şenol Güneş. Fatih Hocanın kariyerini zaten söylemeye gerek yok. Fatih hocayla çalışmak ve o anı yaşamak lazım, o zaman Fatih Hoca'yı özellikle futbolcular daha iyi anlıyor. Şenol Hoca'da takım için elinden geleni yapıp ve futbolcularla arasını iyi tutup takımın hep iyi olmasını ister. O da çalıştığım en iyi teknik direktörlerden bir tanesi. Lakabın? Lakabım, özellikle Selçuk başta olmak üzere herkes 'golcü' der. Biz de elimizden geldiğince gol atmaya çalışıyoruz. En gaddar futbolcu? En gaddar futbolcu, Ayman diyebiliriz. Biz Trabzon'da da beraber oynadık. Gençlerbirliğinde oynarken de karşılıklı oynadık. Antrenmanda da maçtada aynı şekilde hiç acımadan girerdi. En yumuşak futbolcu? En yumuşak futbolcu, Ergün abiyi söyleyebilirim. Zaten kendisinin lakabı buz adamdı. Topu ayağına aldığında çok sakin oynayan, TV'den izlediğim az da olsa karşılıklı oynadığımız Ergün Abi için en yumuşak futbolcu diyebilirim. En cimri futbolcu? En cimri futbolcu, cimri demeyelimde tutumlu dersek Yattara'yı söyleyebiliriz. En bonkör futbolcu? En bonkör futbolcu, Tolga Zengin, Tolga, Selçuk, Burak, Gökhan Zan. En kötü şarkı söyleyen futbolcu? En kötü şarkı söyleyen, Futbolcuların sesleri güzel değildir ama buna Serkan Balcı'yı söyleyebilirim. En üzüldüğün maç? En çok üzüldüğüm maç, Eskişehir maçıydı. Çünkü, şampiyonluğa giderken en önemli maçımızdı. Eskişehir'de 0-0 berabere kalmıştık.O maç en üzüldüğüm maçtı. İki tane pozisyona girmiştim, bir tanesi penaltı noktasının oradan sol ayağımla vurdum, kalecinin üstüne gitti herhalde.Bir de son dakika kafa pozisyonum vardı. O pozisyonda dışarı gitti. Kötü bir maçtı bizim için. En kötü oynadığın maç? En kötü oynadığım maç, Kayserispor maçıydı. 3-3 bitmişti içerideki maç. İlk yarının son dakikasıydı. Maç 1-1'di. O sıra altı pastan kaçırdığım bir gol vardı. Aslında, en kötü oynadığım maçlardan bir tanesi demeyelim ama o golleri kaçırdığım zaman, tabiki hem kendime inanamıyordum hem de üzülüyorduk En anlamlı maç? En anlamlı maç, Trabzonspor-Fenerbahçe Türkiye kupası, 3-1 yendiğimiz maç. En iyi kaleci? En iyi kaleci, Tolga Zengin. Buna tabiki Muslera'yı da söyleyebilirim. İkisi de çok iyi kaleciler. Tolga'nın çok kurtarışları vardı, biz şampiyonluğa giderken çok maçta kurtardı. Muslera, Karabük maçında Eskişehir maçında, çok net 6 pastan 2-3 top çıkardı. En iyi anlaştığın futbolcular? En iyi anlaştığım futbolcular, Burak Yılmaz ve Gökhan Ünal. Çünkü ikisiylede hem Trabzon'da hem milli takımda beraber oynadık. Petrol ofisinden bu yana gelen bir arkadaşlığımız var , Gökhan'la da beraber. Onunla da güzel bir dostluğumuz var, hem saha içinde hem saha dışında. Burak'la da aynı şekilde. En etkilendiğin stat? En etkilendiğim stat TT Arena Stadı diyebilirim. Çünkü gerçekten atmosferi, ambiansı çok güzel. Ambians taraftarla birleştiği zaman ortam çok güzel oluyor. En tembel futbolcu? En tembel futbolcu için ,en tembel demeyelimde idman yapmayı birazcık sevmeyen Jaja'yı söyleyebiliriz. Türk futbolunun efsane kalecisi Rüştü Reçber, Lig TV'deki Quiz programında 'en'lerini açıkladı. İdol olarak gördüğü kaleciyi açıklayan Rüştü, 'Çalıştığın en kötü teknik direktör kim' sorusuna ise ilginç bir cevap verdi. Yediğin en güzel gol? Güzel goller yedik tabi ama bunların içerisinde en güzeli kanımca Bayer Leverkusen maçındaydı. Kadıköy'deki maçta Fenerbahçe'deyken çok güzel bir gol atmışlardı. Yani o gol unutulacak gol değildi. En unutamadığın kurtarış? Çok kurtarışlarımız muhakkak vardır ama anlam bakımından ben cevaplıyım; Fatih Hoca tekrardan milli takımın başına geldiğinde bir Macaristan – Türkiye maçı vardı. 90. dakikada yanılmıyorsam bir frikik olmuştu. O frikikte çatala giden topa son anda parmak uçlarımla dokunmuştum ve direkten top kornere gitmişti. O şut maçın son dakikası olduğu için anlamlıydı benim için. En unutamadığın maç? Brezilya – Türkiye maçı geliyor benim aklıma. 2002 Dünya Kupası yarı final maçı unutamadığımız bir maç. En sevindiğin maç? Yine 2002 Dünya Kupası'ndaki Güney Kore maçıdır. Çünkü o maçtan sonra Dünya 3.'sü olmuştuk. En çok etkilendiğin stat? Ben o statta eski haliyle de oynadım, yeni haliyle de oynadım. Manchester United'ın Old Trafford stadı etkileyici bir stat. Benim hafızamda kalan statlardan bir tanesi. Mesela 1,5 yıl gibi bir zaman kaldım Barcelona'da, onun stadı da çok etkileyici bir stattır. Bir etkileyici stat da Real Madrid'in stadıdır. O da çok etkileyici bir stattır. En kötü teknik adam? Birçok teknik adamla çalıştık, bunların içerisinde iyileri de vardır, kötüleri de vardı. Buna kimse duygusal olarak bakmasın da ben Rijkaard diyorum. En sevdiğin hakem? Çok taktir ettiğim çok iyi hakemlerimiz de var bizim. Ama mesela bir Collina vardır, muazzam saygı gösterir sana, konuşmasa bile mimikleriyle saygı gösterir. Ben çok severdim, sayardım çünkü hem kulüpler bazında hem milli takımlar bazında çok maçımızı yönetti. Ve bunun yanına da Türk hakemlerimizi eklemek mümkün. Metin Tokat benim için çok böyle güler yüzlü sevecen futbolcuyla iyi diyaloğa girmeye çalışan biriydi. Bünyamin Gezer de sert ve agresif görünürdü ama çok iyiydi En sevmediğin hakem? O yok işte. Yok derken tabi ki her insan sevmek zorunda değildir. Ama bir hakemin sahada yapmış olduğu hatalarından dolayı sevip sevmemeniz gibi bir şey olmamalı. Her insan hata yapabilir ben dolayısıyla bire bir yakından tanımadığım bir insan için 'sevmedim, sevemiyorum' diyemem dolayısıyla hata yapan insanı da sevememek gibi bir şey olmaz. Hepsini seviyorum ben. En yetenekli futbolcu? Bizden Sergen Yalçın vardı. Yani o yeteneğiyle Avrupa'da ya da dünyanın bir çok yerinde oynayabilecek yapıdaydı ama o onu bir türlü kullanamadı, sadece Türkiye sınırı içerisinde kaldı. Onu da zaman zaman verim sağlayarak geçiştirdi. En tembel futbolcu? Çok futbolcuyla çalıştık ama antrenman seven vardı, sevmeyen vardı. Ama bence en çok sevmeyen futbolcu Milan Rapaic'ti. Maçta gerekli şeyi yapardı ama onu antrenmana çıkartmak zulüm gibi bir şeydi bir hoca için En iyi şarkı söyleyen futbolcu? Ümit Davala vardı bizim hatta daha sonra bir single çıkardı yanlış hatırlamıyorsam. Türk Sanat Müziği'ni Tugay Kerimoğlu iyi söylerdi, Makber'i çok iyi söylerdi. En kötü şarkı söyleyen futbolcu? Bizim Servet'i diyeceğim. Çok sever türküyü hatta biz ona 'Türkü Baba' derdik. Ama tabi işte yeteneği o kadardı. Söylerdi de ama iyi söyleyemezdi. En fazla yemek yiyen futbolcu? Veli Kavlak. Bizler birer tabakla yetinirken Veli'miz iki, üç yapardı. En bonkör futbolcu? Bonkör, eli açık çok arkadaşımız vardı. Bizim Yusuf vardır, Yusuf Şimşek, Tayfur Hoca vardır. Ben kendimi söylersem ayıp olur tabi. O yüzden söylemiyorum. En cimri futbolcu? Fatih Akyel'in kulaklarını çınlatalım. Her yerde zaten sıyrılıp giderdi. Örnek vermeye gerek yok, onlar zaten hep yaşanan şeylerdi. Bunları yaşayan da Hasan Şaş ile bizim Ümit Özat'tır. Onlara da sorabilirsiniz yani bir araya geldiklerinde En abartan futbolcu? Batuhan Fenerbahçe'nin ve Milli Takım'ın yıldızı Volkan Demirel Lig TV'nin QUIZ programında Alex de Souza'dan Guiza'ya çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. En unutamadığın yediğin gol: Galatasaray maçında Nonda'dan yediğim gol. En unutamadığın kurtarış: Galatasaray maçında Keita'nın ceza sahasının içinden çektiği şut En unutamadığın maç: Şampiyonlar Ligi'ndeki Sevilla maçı En güzel asistin: Beşiktaş maçında Daniel Guiza'ya gönderdiğim pas. En anlamlı maç: Derbi maçların atmosferi her zaman daha anlamlı olur. Galatasaray ve Beşiktaş maçları bu anlamda çok önemlidir. En kötü oynadığın maç: Kasımpaşa maçında kötü oynadım. İdolün: Engin İpekoğlu ve Rüştü Reçber En iyi golcü: Semih Şentürk En beğendiğin futbolcu: Alex de Souza En yetenekli futbolcu: Recep Niyaz En yeteneksiz oyuncu: Josico En tembel futbolcu: Ben En iyi teknik direktör: Çalıştığım bütün hocalar çok iyiydi ama Fatih Terim ,Aykut Kocaman Ersun Yanal ve Arthur Zico'nun yerleri bende çok ayrıdır. Lakabın: Dayı En gaddar futbolcu: İsmail Güldüren En abartan futbolcu: Necati Ateş ve Caner Erkin En çok konuşan: Caner Erkin En cimri futbolcu: Yabancı oyuncular... Cristian Baroni, Andre Santos ve Bilica En bonkör: Takımdaki herkes çok bonkördür. Emre Belözoğlu... Duşta En fazla kalan futbolcu: Reto Ziegler En çok zorlayan futbolcu: Bana ters gelen futbolcu Umut Bulut'tur. Bir keresinde ceza sahasındayken ''Yeter artık'' koşma demiştim. Alex, LİG TV'de yayınlanan Quiz programında 'en'lerini açıkladı. 'En yeteneksiz futbolcu kim?' sorusuna ilginç bir cevap veren Alex, Taffarel'e övgüler yağdırdı. İşte o cevaplar... Oğlun Felipe'nin bir futbolcu olmasını ister miydin? Daha bunu söylemek için çok erken. Ama tabii ki bu kararı verecek kişi zaten kendisi. Eğer futbolcu olacak kadar yeteneği varsa, zaten hiç bir problem olmaz. En sevdiğin çizgi film kahramanı: Winnie the Pooh. En çok onu seviyorum. Futboldan ilk kazandığın para ile ne aldın? 1995 yılında kazandığım ilk para ile aileme ev aldım. Çünkü bence hayatta en kötü şeylerden biri, bütün bir ay o parayı bir başkasına vermek için çalışmak. Kalacağınız ev için bir başkasına para ödüyorsunuz ve bunu yapabilmek için çalışıyorsunuz. Ailemin daha fazla böyle bir durumda kalmaması için ilk kazandığım parayla onlara bir ev aldım. En sevdiğin film: The Godfather Lakabın: Bir sürü lakabım var. Koca kafa, koca ağız, koca dudak. Kimin söylediğine göre değişiyor. En yumuşak futbolcu: En sakin futbolcu Galatasaray'dan Selçuk İnan. Çok iyi, kaliteli bir insan ve kaliteli bir oyuncu. Saha içerisinde hiçbir ters müdahalesi yok. Hiç kavga ettiğini görmedim. Faul yapsa bile mutlaka özür diliyor. Her şeyi kavgaya döken, hep kavga eden futbolcuların tam tersi. En gaddar futbolcu: Hürriyet (Güçer)... Türkiye'de onun olduğu takıma karşı oynadığım her maçta vücudumda mutlaka en az 1-2 tane iz bırakır. Onunla girdiğimiz her mücadelenin izleri vücudumda bulunur. Toplamda yalnızca bu adamın vücudumda bıraktığı en az 7-8 kalıcı iz bulunuyor. En abartan futbolcu: Serhat Akın. O her zaman bir şey anlatırken ben çok abarttığını düşünürüm. Örnek olarak, aldığı şeylerin fiyatlarını verebilirim. Bir şeyin fiyatını söylerken hep abartır. Mesela 100 liraya aldığı bir şeyi 150-200 liraya aldım diye anlatır. Yani ben ona pek inanmam, belki fiyat konusunda yanılıyor da olabilir, yanlış hatırlıyor olabilir ama genel olarak her şeyi abartarak anlatan bir isim. En cimri futbolcu: Kesinlikle Lugano! Lugano kazandığı paranın abartısız %98'ini eminim ki saklayıp biriktirebiliyordur, çünkü neredeyse hiç para harcamıyor. En iyi şarkı söyleyen futbolcu: Uğur Boral. Bir çok kez onu dinleme şansım oldu. 24 saat şarkı söylüyor. Şarkı söylemeyi çok seven biri ve aynı zamanda çok da iyi söylüyor. Seni en çok zorlayan futbolcu: Türkiye'de beni zorlayan, markaj yapan çok fazla futbolcu var. Burada futbol güce ve markaja dayalı. Ama isim olarak vermek gerekirse, şu an aklıma gelen, hatırladığım bir isim yok. En tembel futbolcu: Gökhan Gönül. Fizik olarak çok güçlü çok kaliteli bir futbolcu. 6 yıl aynı takımda birlikte çalıştık ama ben daha bir kez onun takımla birlikte yaptığımız antrenmanlar sonrası sahada kalıp da tek başına çalıştığını, ekstra bir çaba sarfettiğini görmedim. Kapasitesi oldukça fazla, biraz çalışsa bugün çok daha iyi bir oyuncu olabilirdi. En iyi kaleci: Gördüğüm en iyi kaleci Taffarel'di. Ama birlikte oynadıklarım arasından Volkan'ı söyleyebilirim ve Palmeiras'ta birlikte oynadığım Marcos var. Volkan da çok kaliteli bir kaleci ama Taffarel gerçekten kusursuz, mükemmel diyebilirim. En beğendiğin futbolcu: Şu anda Iniesta. Aslında Messi'yi de söyleyebilirim ama o zaten bir başka dünyada. Bizim gezegenimizde olan normal futbolcular arasından birisini söylemek gerekirse, Iniesta. Teknik direktör idolün: Teknik direktör olarak idolüm, uzun zaman önce aramızdan ayrılan, birçok ekibi çalıştırmış olan Enio Andrade Tanıdığın en iyi teknik adam: Luxemburgo. Her zaman detaylara önem veren biri. Olan biten her şeyle yakından ilgilenir. Bir teknik adam olmanın dışında bir öğretmen gibi. İyi motive ediyor, karşılaştığınız zorluklarda size yardımcı oluyor, size yol gösteriyor. Ben büyük teknik adamlarla çalıştım ama onun gibisini bir daha bulabileceğimi sanmıyorum. İdolün: İdolüm Zico. Ben 35 yaşındayım. Bence benim yaşımdaki 10 oyuncudan 1'i mutlaka Zico'yu idolü olarak görüyordur. Flamengo takımının bir parçası oldu, 82 yılında milli takımın bir parçası oldu, kesinlikle mükemmeldi. 86'da yine milli takımdaydı. Dizinde bir problem olmasına rağmen bunu hiç sorun etmeden mükemmel bir performans sergiledi. Saha dışında, insan olarak, aile babası olarak her zaman kusursuz bir insan oldu. Burada 2 yıl Zico ile birlikte çalışma şansım oldu. Ona çok saygı duyuyorum. Her zaman bir idol olarak kalacak. En çok etkilendiğin stat: Kadıköy beni oldukça etkiliyor. Taraftar mükemmel. Kendi sahamız dışındaysa en çok etkilendiğim stat İnönü. Orada atmosfer, her zaman çok güzel. En üzüldüğün maç: Trabzon maçı. 10-15 gol pozisyonu yakaladık ama hiçbirini gole çeviremedik. Maç yenilgiyle sonuçlandı ve şampiyonluğu Kadıköy'de kaçırdık En anlamlı maç: Fenerbahçe formasıyla çıktığım en anlamlı maç, yine CSKA maçıydı. O maç çok şey ifade ediyordu. O gün, takımın mutlaka yenmesi gerekiyordu. Geriye düştük, sonra maçı döndürdük ve kazanmayı başardık. Ben güzel bir gol attım. Fenerbahçe'nin gruptan çıkamayacağı bir durumu tersine çevirip gruptan çıkmayı başardık. En iyi oynadığın maç: Hatırladığım kadarıyla İnönü'de oynadığımız, benim 3 gole imza attığım Beşiktaş derbisi, benim için en iyi geçen maçtı. En sevindiğin maç: Beni en çok mutlu eden maç, Galatasaray ile Arena'da oynadığımız ilk maçtı. Bu maç benim için çok şey ifade ediyor. Oradaki ilk derbiydi. Önce yenik duruma düştük ama sonra bu maçı kazanmayı başardık.