Batılı kaynakların "Hâkim-i Tıb", diğer bir deyişle "Hekimlerin Piri ve Hükümdarı" olarak nitelendirdikleri İbn-i Sina'nın bin yıl önce kaleme aldığı Küçük Tıp Kanunu (El Kanun El-Sağir fi't Tıbb)'nda sağlıkla ilgili önemli öğütler bugün de halen geçerliliğini koruyor.
Ortaçağ İslâm dünyasında Şeyhü'r-Reis, batı dünyasında Avicenna adıyla da anılan İbn Sînâ (980-1037) Buhara'da doğdu. 16 yaşında tıp ilmini öğrenmek için kitaplar okumaya başladı. Kısa zamanda tıbbi bilgileri öğrenmek bir yana, yeni tedavi yöntemleri de geliştirdi. Fıkıh, mantık, felsefe, tabiat bilgisi ve ilahiyat konusunda eğitim aldığı bilinen İbn-i Sina, metafizik konusuna da ilgi duydu, bunlara ek olarak tıp eğitimi de aldı.
19 yaşına geldiğinde artık o bir tıp doktoruydu. Küçük ve büyük kan dolaşımını birbirinden ayıran âlim olarak bilinen İbn-i Sina, yasak olmasına rağmen kadavralar üzerinde de çalıştı. Kendisini destekleyen devlet adamlarına, bilime değer verilen yerlere bağlı olarak Buhara, Harezm, Nesâ, Bâverd, Tûs, Şakkân, Semnîkân, Câcern, Cür can, Dihistân, Rey, Kazvin, Isfahan ve Hemedân'ı da içine alan pek çok yerde bulunan ve bu hareketli yaşam sürecinde pek çok önemli eser kaleme alan İbn Sînâ, kulunç hastalığı nedeniyle Hemedân'da vefat etti.