'Destan'ın 22. bölümünde saray entrikalarıyla çalkalanan Gök Hanlığı, üzerine gelmekte olan büyük tehlikeden habersizken kadim çağlarda Oğuz Kağan'ın soyunu tükettiği İtbaraklar, asırlar sonra Türklerden intikamlarını almak için tekrar gün yüzüne çıkmıştı.
Ulu Ece, Kaya, Balamir ve Çolpan'ın yargılanmaları sırasında yargının yapıldığı taht salonuna Yaman kucağında ayağı sarılı Sırma'yla girdi. Herkes şaşkınken Sırma'nın ''Canavarlar. Kimseyi sağ bırakmadılar! Kafalarında it başlığı vardı." sözlerine Yaman "İnsan soylu it huylulardı! Türkleri kılıçtan geçirecekler! Gök Orda'ya gelirler! " sözleriyle destek verir. Yaman ve Sırma'nın söyledikleri herkesi şoke ederken Danış Ata'nın "İtbaraklar… Dönmüşler…" sözleri salonda duyulur.
Akkız'ın "İtbaraklar mı? Onlar da kimdir?" sorusuna Danış Ata "İtbaraklar, geçmişin derinlerinde kalmış korkunç bir budundur. Düşmanlarını korkutmak için it başlığı takarlar. Acıma duygusu olmayan bu canavar budunun tek arzusu vardır... Türk budununu acundan silmek. Oğuz Atamızın yenildiği tek budun da bu İtbaraklardır." diyerek acımasız İtbarakları anlatmaya başlar.
Danış Ata "Öyle ki Oğuz Atamız iki nehrin arasında bir adaya sığınıp on yedi bahar boyunca orada kaldı. Daha sonra toparlanan Oğuz Atamız, İtbarakları yenip hem Türkleri yok olmaktan hem de acunu bu kana susamış budundan kurtardı" diyerek Türklerin ilk ve en büyük atası Oğuz Kağan'ın İtbarakları nasıl yendiğini sözlerine ekler.
Yaşananlar karşısında yargılamanın yapıldığı salondaki herkes tedirgin ve şaşkınken Alpagu Han "Görünen o ki Danış Ata... O gün gelmiş, yüzyıllardır soyumuza kin güden düşman kapımıza dayanmıştır" sözlerini Danış Ata ne Çin ne de Rusların İtbarakların önünde duramadıklarını söyleyerek onaylar.