Gerçekten de Türkiye'de sadece Sinema ve TV dünyasının değil, cemiyet hayatının en renkli simalarından biriydi Billur Kalkavan. Köklü bir aileden geliyordu, ama buna karşın kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenerek büyüdü. Önce Covid 19'a yakalanan, onun hemen ardından da akciğer kanseri teşhisi konulan Billur Kalkavan'ın 60 yaşına girmesine 18 gün kalmıştı.
Billur Kalkavan, 2 Kasım 1962 yılında İstanbul'da Abdülmecid'in en büyük oğlu Zülüflü İsmail Paşa'nın torunuydu.
İLK KAMERA KARŞISI DENEYİMİ KÜÇÜK YAŞTA
Daha küçücük yaşta ilk kamera karşısı deneyimini yaşadı. 1969 yılında Ayrı Dünyalar filminde Erol Taş'ın canlandırdığı kötü adam tarafından fidye için kaçırılan bir çocuğu canlandırdı. Kalkavan, sinema serüvenini Sultan Aslı, Mavi Sürgün, Gece Otostopçusu, Ölüm Peşimizde, Kraliçe Fabrika'da, Mezuniyet, Çarşı Pazar, Canavar Gibi: Türk İşi Frankeştayn gibi filmlerle sürdürdü. Rol aldığı diziler arasında ise Aşık Oldum, Böyle mi Olacaktı, Tatlı Kaçıklar, Eyvah Kızım Büyüdü, Metro Palas, Ihlamurlar altında yer alıyor.
Lise öğrenimine Kadıköy Anadolu Lisesi'nde başlasa da ilk senesinde sınıfta kalınca öğrenimini ABD'de tamamladı. Kaliforniya Üniversitesi'nden psikoloji dersleri aldı. 1980'li yıllardan itibaren tiyatroya ağırlık verdi. Reklam filmleri, TV programları derken kamuoyu karşısında görünür bir kişi oldu.
'ALLAH'I SEVİYORSAN HAYAT SAHİP ÇIKACAKSIN'
Kalkavan'ın 2016 yılında verdiği bir röportajda kullandığı ifadeler sosyal medyada yeniden gündem oldu.