Türk havacılığının unutulmaz ismi tayyareci Vecihi Hürkuş, vefatının 54'üncü yılında Türkiye'nin havacılık serüvenine yaptığı katkılar nedeniyle saygı ve rahmetle anılıyor.
Türk havacılık tarihine adını altın harflerle yazdıran Hürkuş, İstanbul'da 18 Ocak 1896'da doğdu. Gönüllü katıldığı Balkan Savaşı'ndan sonra İstanbul Ordu Kumandanlığı tarafından Beykoz Serviburun'daki esir kampına kumandan yapıldı. Hayali olan tayyareciliğin eğitimini almak için Tayyare Makinist Mektebi'ne giden Hürkuş, mezun olduktan sonra 1. Dünya Savaşı'nda Bağdat Cephesi'ne makinist olarak gönderildi. 2 Şubat 1916'da bir uçak kazasında yaralanan Hürkuş, iyileştikten sonra Yeşilköy'deki Tayyare Mektebi'nden pilot diplomasıyla mezun oldu.
Hürkuş, 21 Mayıs 1916'da ilk uçuşunu gerçekleştirdikten sonra 1917'de Kafkas Cephesi'ndeki 7. Tayyare Bölüğü'ne katıldı. Burada Rus uçağı düşürerek, Kafkas Cephesi'nde bunu başaran ilk Türk tayyareci oldu. 8 Ekim 1917'de ise kullandığı uçak, Ruslar tarafından düşürülünce yaralandı. Uçağı Rusların eline geçmemesi için yakan Hürkuş, esir düşüp Hazar Denizi'ndeki Nargin Adası'na gönderildi. Buradan Azerbaycan Türklerinin yardımıyla kaçan Hürkuş, 1. Dünya Savaşı sonlarında İstanbul'a geldi ve İstanbul Hava Müdafaa Bölüğü'ne tayin oldu.
Kurtuluş Savaşı'nda başarılı keşif uçuşları yaparak, Yunan uçağını düşüren Hürkuş, kahramanlıkları nedeniyle üç defa TBMM takdirnamesi verilen tek kişi olarak kırmızı şeritli İstiklal Madalyası kazandı.
TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ ASKERİ UÇAĞINI YAPTI
Uçak yapmak isteyen Hürkuş, savaş sırasında Yunanlılardan kalan uçak malzemelerinden yararlanarak 1924'te ilk Türk uçağı "Vecihi K-VI"yı yaptı.
Hürkuş'un uçabilirlik sertifikası için toplanan teknik heyette tayyareyi kontrol edecek personel yoktu. Teknik heyetteki bir kişinin, "Biz sana bu lisansı veremeyiz. Uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar." şeklindeki sözleri üzerine 28 Ocak 1925'te "Vecihi K-VI" uçağı ile ilk uçuşunu yaptı. İzinsiz yapılan bu uçuş nedeniyle cezalandırıldı.
Milli Savunma Bakanlığının Kayseri'de Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi'ne (TOMTAŞ) ait fabrika kurmak için Almanlarla anlaşmasının ardından kendisine gelen teklifi kabul eden Hürkuş, "Junkers A.20" uçaklarındaki eksikliklerin düzeltilmesi çalışmalarında görev almak için Almanya'ya gitti.
Türkiye'de ilk defa Vecihi Hürkuş'un kullandığı Junkers F-13 uçağı ile paraşütle atlama gösterisi Ankara'da 16 Eylül 1926'da yapıldı.
İLK SİVİL UÇAĞI KERESTECİ DÜKKANINDA İMAL ETTİ
Yeni uçak modelleri tasarlayan Hürkuş, Kadıköy'de bir keresteci dükkanı kiraladı ve burada üç ay içinde "Vecihi XIV" uçağını imal etti. Bu iki kişilik, tek motorlu spor ve eğitim uçağı ilk uçuşunu büyük bir kalabalık ve basın topluluğu karşısında 27 Eylül 1930'da Kadıköy'ün Fikirtepe semtinde gerçekleştirdi.
Kendisinin de ürettiği ikinci uçak olan Vecihi XIV, Türkiye'nin ise ilk sivil uçağıydı.
İkinci uçağına uçuş izni almak isteyen Hürkuş'a, seyrüsefer vesikası verilmedi. Belgenin alınması için uçağı sökerek demir yoluyla Prag'a gönderen Hürkuş, gerekli sertifikaları Çekoslovakyalı heyetten aldı.
Hürkuş, 25 Nisan 1931'de uçağına binerek Türkiye'ye döndü. Hürkuş'un 27 Eylül 1932'de kurduğu ilk Türk sivil havacılık okulu Vecihi Sivil Tayyare Mektebi'ne (VSTM) ikisi kız olmak üzere 12 öğrenci kaydoldu.
Deniz uçakları da yapmaya başlayan Hürkuş'un atölyesine gelen iş insanı Nuri Demirağ, uçağın maliyetinin ve yapımının kaç gün sürdüğünü sormasının ardından o dönem bir uçak bedeli olan 5 bin lira yardımda bulundu. Hürkuş, 92 günde "Nuri Bey" adını verdiği tayyareyi bitirip, Beşiktaş'ta Nuri Bey'in konağı üzerinde selamlama uçuşu yaptı.
Yine tek satıhlı "Vecihi XV" uçağına da imza atan Hürkuş, 30 Ağustos 1933'te "Vecihi XIV" ve "Vecihi XV" ile "Nuri Bey Vecihi K-XVI" uçağıyla İstanbul'da gösteri uçuşu düzenledi.
TÜRKKUŞU MEKTEBİ
Hürkuş, 1934'te gelen bir teklif üzerine Vecihi Hayat Liselerini açmaya karar verdi ancak çeşitli zorluklarla karşılaştı. Hürkuş, bu konuda bilgi verilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Vecihi'den faydalanın" diyerek, "Türkkuşu" namı ile yeni bir çalışma yolu açılması talimatı verdiğini anılarında yazdı.
Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bey ile görüşen Hürkuş, "Vecihi XIV" ve "Vecihi XV" tayyarelerini Türkkuşu mektebine tahsis etti.
Türkkuşu çalışmaları için 4'ü kız olmak üzere 74 öğrenci yazılırken, Hürkuş'un yetiştirdiği talebelerden bazıları eğitim için Rusya'ya gitti. Başarıların ardından Türkkuşu'nun İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri ve Adana'da açılan şubelerinde havacılık eğitimi verildi.
Uçak mühendisliği eğitimi için 1937'de Türk Hava Kurumu tarafından Almanya'ya gönderilen Hürkuş, 1939'da tayyare ve makina mühendisliği diplomasını aldı.
Tayyare mühendisliği ruhsatnamesi almak için Bayındırlık Bakanlığına başvuran Hürkuş'un, iki sömestirde mühendis olunamayacağı gerekçesiyle talebi reddedildi. İkinci başvurusu da kabul edilmeyen Hürkuş, mahkeme kararıyla 10 Ekim 1940'ta ruhsatnamesini aldı.
1915-1925 yılları arası havacılık yaşantısını anlatan "Havada" isimli anı kitabı 1942 yılında yayınlandı.