Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci'den yeni açıklama! "Hala yüzüğünü taşıyorum" dedi! Yayında birbirlerine girdiler

Name: Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci'den yeni açıklama!
Uploaded: 2025-05-23T00:00:00+03:00
Description: Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci'den yeni açıklama!

İstanbul'da ehliyetsiz kullandığı araçla Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan Timur Cihantimur ve kendisini yurtdışına kaçıran annesi Eylem Tok'un ABD'den Türkiye'ye iadesine karar verildi. Yasal sürenin dolmasına rağmen ikili henüz iade edilmezken, şoke edici bir gelişme yaşandı. Aci'nin eşi Şükriye Aci, "Maddi ve manevi zararımız giderilmiştir" ifadelerinin yer aldığı dilekçeyle şikayetinden vazgeçti. Yeni açıklamalarda bulunan Aci, "Ben eşime bağlıyım. Yüzüğünü hala parmağımda taşıyorum" dedi. Bu sözlere Aci'nin anne ve babası tepki göstererek, oğullarının yüzüğünü istediler. Şükriye Aci, katıldığı bir programda anlaşmanın perde arkasını anlatarak mal varlığını açıkladı. O anlarda yayına Aci'nin annesi bağlandı. İkili arasında gergin anlar yaşandı.

Takvim.com.tr

Giriş Tarihi: 23 Mayıs 2025 14:21 Güncelleme Tarihi: 23 Mayıs 2025 15:55

İstanbul Eyüpsultan'da 1 Mart 2024 tarihinde yazar Eylem Tok'un oğlu Timur Cihantimur, saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan üç adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.

Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu Timur Cihantimur'u olay yerinden kaçırarak ABD'ye götürdü. Timur Cihantimur ile annesi yazar Eylem Tok hakkında 23 Mayıs tarihinde kırmızı bülten çıkarıldı. İkili 14 Haziran'da Boston'da polis tarafından yakalandı. Tok ve oğlu Cihantimur'un ABD'den Türkiye'ye iadesine karar verildi. İade işlemi henüz gerçekleşmezken, şoke edici bir gelişme yaşandı.

ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKTİ

Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci, "Maddi ve manevi zararımız giderilmiştir" ifadelerinin yer aldığı dilekçeyle şikayetinden vazgeçti. Aci'nin eşinin, yapılan anlaşma sonucu şikâyetini geri çekmesi kamuoyunda tartışma yarattı. Oğuz Murat Aci'nin babası Özer Aci, gelini Şükriye Aci'ye 'oğlumun kanını sattı' diyerek tepki gösterdi.

Türkiye'nin gündemine oturan olayın ardından aile, atv Haber'e konuştu.

"YÜZÜĞÜNÜ HALA PARMAĞIMDA TAŞIYORUM"

Eşine hala bağlı olduğunu belirten Şükriye Aci, "Ben eşime hala bağlıyım. Eşimin yüzüğünü hala parmağımda taşıyorum". dedi.

ANNE YÜZÜĞÜ GERİ İSTEDİ

Bu sözlere tepki gösteren anne Pervin Aci, "Şükriye Hanım o yüzüğü lütfen bana versin. O yüzüğe layık değil benim gelinim. Maneviyatını da götürdü. O yüzüğü bana göndersin. Benim oğlumun kanını yerde bıraktılar. Allah onlara kan kustursun" ifadelerini kullandı.

Baba Özer Aci ise şikayet dilekçesinde yer alan "manevi zararımız giderilmiştir" ifadesine isyan ederek, "Maddi manevi yazmasaydı sadece maddi karşılığını aldım deseydi. Benim oğlumun maneviyatını satmasaydı" dedi.

Sürecin başında eşinin anne ve babasını pazarlık yaptığını öne süren Şükriye Aci, "Beni asıl yıldıran şey eşimin ailesi tarafından ihanete uğramak. İlk günden beri böyle bir paranın pazarlığını, planını yapmışlar. Ben bunları delilli şekilde de öğrendim. Ben bir pazarlık masasına oturmadım. Şikayetimi geri çekmemin kamu davasının devamını sağlayacağını biliyorum. Bu süreçte ben artık yıpranmak istemiyorum" şeklinde konuştu.

Özer Aci, bu iddiaları reddederek," Benim ilk günkü beyanım neyse bugün de aynı şekilde devam ediyor. Kırmızı çizgim davamdır. Şükriye Hanım oğlumun kanına karşılık kaç para aldı? 50, 100, 150 milyon mu? Açık açık söylesin" açıklamasında bulundu.

Yargılamanın Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılması gerekirken, gelinin hamlesinin ardından Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacağına dikkat çeken Özer Aci, "15-20 yıl ile yargılanması gerekirken 5-10 yıla düştü." dedi.

MAL VARLIĞINI AÇIKLADI

Öte yandan Şükriye Aci, bir televizyon programında da açıklamalarda bulundu. Fen bilgisi öğretmeni olduğunu belirterek şu an gayrimenkul işiyle ilgilendiğini söyleyen Aci, "Eşimin üzerine yarım taksi plakası vardı, o benim üzerime geçti. Öyle bir gelirim var, eşimden bağlanan bir aylık var. Sonrasına bana yatan bir hayat sigortası var. Onunla kendime bir ev aldım ama kiracı olduğu için henüz çıkaramadım, oradan da bir kira gelirim var. Şu an annemle kalıyorum." dedi.

EVDEN NEDEN AYRILDI?

Eşinin evinden neden ayrıldığına ilişkin soruya ise Şükriye Aci, şu yanıtı verdi:

Ekim ayında ayrıldım. Bir sürü şey öğrendim. İlk ayrılma sebebim o değildi, hasta olmuştum ve çocukla zor olacağı için annemlere gitmiştim. Ve gider gitmez haksız çıkmam için hemen çocuğu alıp kaçmışım gibi bir algı yarattılar oturduğum çevrede. Aslında tamamen hasta olduğum için gitmiştim. Duyduğum başka şeyler de vardı, cesaret edemiyordum ama onlar bu şekilde yapınca dönmeme kararı aldım. Herhangi bir sorun olduğunda dışarıya yansıtmazdık. Çok çok muhteşem olduğumuz söylenemez. Eşimin ablası var, eşimin ailesi onlarla daha yakınlardı.

KAZA GÜNÜ NELER YAŞANDI?

Olay gününü anlatan Aci, "Olay gecesi ben evdeydim babası hastaneden geldiğinde bana sarıldı ve şunu söyledi; 'Bundan sonra her şey senin istediğin gibi' olacak. Ben o evde kalmaya devam edeyim diye manipüle etmeye çalıştığını şimdi düşünüyorum. Bana özellikle iyi davranmaya çalışıyorlardı." ifadelerini kullandı.

Özer Aci'nin "Oğlumun kanını sattı" sözlerine yanıt veren Şükriye Aci, şunları söyledi:

"Böyle bir tabir bana çok çirkin geliyor. Zaten her ölümlü kazada böyle bir tazminat doğacak. Ben kan parası olarak algılamıyorum. Bu devlet tarafından oğluma verilecek bir haksa ben sadece erkenden almış oldum. Zaten bu hak vardı. Kanun dışı bir şey yapmadım. Avukatlarım protokol imzaladı, anlaşma yapıldı, bitti. Ben böyle bir talepte bulunmadım. Kayınpederimin avukatı Hacı bey dosyaya sadece 1 adet dilekçe sunmuş. Şu demek oluyor; 'hukuki yolla ilerliyoruz çok çaba sarf ediyoruz diyorlar ya' hiçbir şey yok yaptıkları hukuk anlamında. Benim avukatım dahil oldu, bir sürü talepte bulundu. Keşif yapılsın, kanıtlar toplansın diye. Öncesinde yapılan hiç bir şey yok. Sadece televizyon programlarına çıkılıyor. Hayır sadece bir para beklenmiş o yüzden de hiç bir şekilde bir talepte bulunulmamış. Olay olduğunda kayınpederim dedi; "benim arkadaşım var, bizim şirket avukatımız, davaya o bakacak" hep kendi isteğiyle devam etti. Neden istemedi diğer avukatları? Çünkü kendi arkadaşı ve birlikte hareket edeceklerdi.

"BİZE GELEN TEKLİFLER VAR"

Dışarıdan bir avukat olunca beni bilgilendirecekti şeffaf bir şekilde. Hiçbir şekilde avukat tarafından bilgilendirme almadık. Bir plan var ortada. Kayınpederim bu planın başına geçti herkesi ve her şeyi kendi yönetti. Bende oğlu olduğu için ne dediyse kabul ettim, vekâletimi de onun istediği avukata verdim. Bana bilgi vermeyeceklerini düşünmedim o zaman. Aradan 6 ay geçti; ilk defa avukatları beni aradı 'konuşmamız lazım' diyerek. Ofisine gidecektim, telefona geldi, kayınvalidem 'bizde görüşeceksiniz' dedi. Hep bir yönetim ve kontrol var. Bana şunu söyledi; 'Bize gelen teklifler var. 50-55 milyon gibi, fevri davranma, bir çocuğun var onu düşünmek zorundasın, alacakları ceza ile ilgili uğraşacağız ama böyle bir para da var..". Bana bunu söylediler, şimdi diyorlar ki; 'biz kimseyle para pazarlığı yapmadık...' Bunu bana siz söylediniz. Nasıl yapmadınız? Onu da geçtim; kayınpederim her çıktığı yerde 'ben torunumun hakkını onlardan alacağım' diyor. Bunu söyleyen kişi... O torununun hakkını alırken problem yok, ben annesi olarak alınca sorun ne?

ŞİKAYETİN GERİ ÇEKİLMESİ CEZAYI NASIL ETKİLEYECEK?
Şikayetin geri çekilmesinin ciddi sonuçlarını olmadığını düşündüğünü söyleyen Aci, "Tüm avukatlar bana aynısını söyledi. Zaten ciddi bir ceza almayacaktı. Ciddi bir ceza alacağını bilsem; hiç gerek yok böyle bir şeye. Ben bu kararı alırken göze aldım. Kimisi için doğru kimisi için yanlış. Benim rahatsız olduğum konu eşimin ailesinin beni suçlayıcı şeyler söylemesi. Kararı alırken maddi kaygı güderek almadım. Ben çalışıyorum, gelirim de var. Oğluma bakabiliyorum. Neden o zaman hastaneye gidip rapor aldılar, ileride maddi tazminat alalım diye. Uzlaşmayla para alamazsak diye zamanı gelince manevi tazminatımızı alalım diye rapor almışlar. İhtiyaçları yokken niye aylar öncesinden bunu düşündüler. Bana çok şey yaşattılar." şeklinde konuştu.

Oğuz Murat Aci'nin annesi Pervin Aci, programa telefonla bağlanarak iddialara yanıt verdi. Pervin Aci ve gelini yayında gergin anlar yaşadı. Pervin Aci, şunları söyledi:

"Bize gelenler, bu para konusu için eşim dahil olsa, çocuğumun kanını yerde bırakanı ben Allah'a havale ediyorum. Benim, eşimin 55 ve 100'e ihtiyacı yok. Yalnız bu kızımı birileri doldurmuş. Dışarı çıkacak yüzü kalmamış. Ben çocuğumun arkasındayım. Benim çocuğum Türkiye'de bir ilk olacak. Ben bu kadına davacıyım. O parayı verseler ben o parayı parçalarım. Adalet istiyorum. Konuşturmasınlar daha çok alçalmasın. Ben emekliyim, eşim emekli şirket sahibi bir adam. Bu kızıma neler yapıyorlar? Bunu bu kadar konuşturmayın. Aşağılandıkça aşağılandık. Evlat kaybetmiş baba ve anaya bu kadar yüklenilir mi?