İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu'ndaki ifadesinin ardından Ekrem İmamoğlu, Örgütlü Suçlar Bürosu'nda ikinci soruşturma ile ilgili ifadesini verdi.
İmamoğlu ifadesinde, "Ben fotoğraflar ile ilgili cevap vermek istemiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım ve Türkiye'de en fazla gündemde olan kişilerdenim. Hayatım halkın arasında geçiyor ve insanlarla ilgili en fazla güvendiğim şey bir kere gördüğüm insanları tanımak, hatırlamak üzerinedir. Ancak listeli bir şekilde fotoğraf tablosunun önüme konularak büyük bir bölümünün benimle çalışan, özel yaşamında benimle ilişkili ve siyasi olarak yol arkadaşı olduğum belli insanların bana sorulmasını şahsıma uygun bir soru yöntemi olarak görmüyorum. Zaten fotoğraflarda olan kişilerle ilişkilerim bellidir ve tespitlidir. Diğerleriyle ilgili tanımadığım insanları gözümle hatırladığım kadarıyla ifade ederek tanımaya çalışacak çaba içerisinde olacak bir kişi değilim" dedi.
"HAYATIM İLE İLGİLİ HİÇBİR HUSUSUN GİZLİLİĞİ OLMAMIŞTIR"
İmamoğlu, "Bir kamu yöneticisi olarak, kamu ahlakına sahip olduğunu iddia eden bir kişi olarak en önemli hususun şeffaflık ve hesap verebilirlik olduğunu çok iyi bilirim. Hayatım ile ilgili hiçbir hususun gizliliği olmamıştır. Hele hele kamu yöneticisi olduktan sonra gizlilik olamayacağını da bilen birisiyim. Ticaretim ile ilgili, ailem ile ilgili tüm hususlar kamuoyunun önünde şeffaf bir biçimde sürmektedir. Üç nesildir ticaretin içinde olan bir insan ve dünyanın en büyük şehirlerinden birinin belediye başkanı olarak kamuda hesap sormanın ve hesap vermenin çoklu yöntemleri varken, 4 gün önce yüzlerce polisin sabah 06.00'da evden bir insanın alınması ve oluşan gündem ile Türkiye'ye büyük bedeller ödetilmesi, ilave olarak da insanların mutsuz ve huzursuz hale getirilmesi ve son olarak mübarek Ramazan ayında kul hakkı yenmesi benim ve milletimin çok ağrına gitmiştir. Üzülerek bir şehrin yollarının kapandığı, giriş, çıkışın denetlenir hale geldiği, koca ilçelerin tümüyle barikatlarla çevrildiği bir ortamın, benimle ilgili soruşturma süreçlerinin ve gözaltına alma eyleminin ne kadar yanlış olduğunun göstergesidir. Doğru yöntemi tercih etmeyip namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanların, raporları düzenleyenlerin, Allah'ın verdiği ömür kadar mücadeleme hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim" dedi.
GAZETECİLERİ FONLADI MI?
Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosunca ifadesi alınan Ongun, etkin pişmanlık hükümleri hakkında bilgilendirilmesi üzerine, örgüt üyesi olmadığı için etkin pişmanlıktan faydalanmak istemediğini söyledi.
Ongun, medya operasyonlarını yöneten kişi olduğuna ilişkin iddiayla ilgili, "Bundan işimi iyi yaptığım kastediliyorsa buna diyecek bir şeyim yoktur. Ancak sosyal medya aracılığıyla trol ordusuyla kimseye itibar suikastı, karalama yapmam. Hüseyin Köksal'ın sahibi olduğu firmanın Ekrem Bey ile alakası yoktur. Orantısız zenginleştiğim, gelirimle orantısız hayat yaşadığım iddiasıyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığınca hakkımda araştırma yapıldı. Herhangi olumsuz bir şey çıkmadı. Belediyeden huzur hakkı aldığım konusunda beraat aldım." dedi.
Gizli tanığın Medya A.Ş. tarafından İsmail Saymaz, Bahar Feyzan gibi bazı gazetecilerin fonlandığı iddiasının doğru olmadığını söyleyen Ongun, gazeteci kökenli olduğunu, böyle bir şeyi kendisine yakıştırmayacağını ifade etti.
Ongun, paraların dağıtımına yardımcı olduğuna ilişkin iddiaların iftira olduğunu öne sürerek, İBB olarak medya kuruluşlarına ancak resmi yoldan reklam vererek destek olabildiklerini, kayıt dışı para aktarmalarının mümkün olmadığını iddia etti.
İHALELERDEN HABERİ YOKMUŞ
Belediyenin reklam alanlarını değerleme komisyonu olduğunu ve burada memurların görev aldığını, kendisinin bir görevi olmadığını kaydeden Ongun, ifadesinin devamında şunları dile getirdi:
"İBB'nin reklam işini yapan firmaların işlerini yerine getirirken yapmış oldukları usulsüzlükler varsa bunları denetlemek ya da yaptırım uygulamak benim görev alanım değildir. Medya AŞ küçük bir firmadır. Burada gerek Mustafa Nihat Sütlaş gerekse diğer şahısların, firmaların ne kadar ihale aldığını bilmem mümkün değildir. Bunlar kayıtlardan öğrenilebilir. Sütlaş ile benim ilgim yoktur."
Ongun, HTS kayıtları ile ilgili kollukta verdiği beyanı tekrar ederek, belirtilen kişilerden bir kısmının iş arkadaşları olduğunu, ortak sosyal çevreleri bulunduğunu, bu kapsamda telefon görüşmeleri yapmasının yahut ortak baz çıkmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu kaydetti.
İNKAR SİYASETİ
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe, ifadesinde, suç örgütüne üye olmak ve rüşvet gibi suçlamaları şiddetle reddettiğini, ihalelerin yapıldığı tarihte İBB'de görevli olmadığını belirtti.
İBB'de 2022'nin Haziran ayından 2023 yılının Kasım ayına kadar çalıştığını aktaran Gökçe, daha öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesinde genel sekreterlik yaptığını ifade etti.
Kendilerine bahsedilen ihaleler döneminde İBB'de görevli olmadığını aktaran Gökçe, "Bir suç örgütünün parçası değilim. Bir kamu görevlisi olarak, yasal olarak görevimi yaptım. İzmir'de yapılan bir suç duyurusu üzerine mal varlığım araştırılmış ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bürokratik bir durum dışında başka bir şey yapmadım ben. Hiçbir menfaatim de olmadı, menfaat sağlamadım." dedi.
Gökçe, hiçbir şekilde rüşvet almasının söz konusu olmadığını savundu.