İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısında konuşan Başkan Erdoğan, "Eylem Planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır." dedi ve yeni eylem planını madde madde açıkladı. Yaklaşık iki yıl önce Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni milletle paylaşırken, bu belgenin aynı zamanda bir sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olduğunu söylediğini anımsatan Erdoğan, bugün, bu sözü yerine getirmiş olmanın huzuruyla eylem planını millete sunduklarını dile getirdi. Başkan Erdoğan'ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı'nın avukattan hakime, çocuktan kadına, engelliden öğrenciye milyonların hayatına dokunan maddeler içerdiği görüldü. İşte 83 milyonu ilgilendiren yeni eylem planının detayları.
"ADALET DAVAMIZIN PUSULASI İNSANDIR, İNSAN ONURUDUR"
"Bugün açıklayacağımız eylem planı da değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir." ifadesini kullanan Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nın, geçmişin muhasebesi ile geleceğin murakabesinin ürünü bir belge olduğunu kaydetti.
Her maddenin hayata geçmesi için gereken adımların kararlılıkla atılacağını, gelecek hafta da ekonomik reform programını milletle paylaşacaklarını bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarih bize, ne zaman adalete sıkı sıkıya sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, güçlendiğimizi, huzurlu ve müreffeh toplum haline geldiğimizi gösteriyor. Buna mukabil ne zaman da adalet yolundan sapmışsak, gerilediğimizi, zayıfladığımızı, iç ve dış sıkıntıların ağırlığı altında ezildiğimizi müşahede ediyoruz. Yine yakın tarihimiz, bize yaşadığımız acı tecrübelerle mülkün temelinin adalet olduğunu, adaletin temelinde de hakları ve onuruyla insanın bulunduğunu öğretmiştir. İşte bunun için bizim adalet davamızın pusulası insandır, insan onurudur, insanın sahip olduğu tüm haklarıyla hayatını sürdürebilmesidir. Medeniyet müktesebatımız bize, adaletin yerini bulmasının çok hassas bir dengeye bağlı olduğunu anlatıyor. 'Bir çiçeğe az su vermek onu kuruturken, fazla su vermek de soldurur' gerçeği, adaletin kuyumcu titizliğiyle uygulanmasını gerektiriyor. Ayrıca öyle her gördüğümüz çiçeğe su vermeyeceğiz. Susuzluktan boynu bükülmüş bir çiçeğe su vermek adaleti yerine getirmek olurken, dikene su vermek zulüm anlamına gelebiliyor."
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ