12 Eylül darbesinin üzerinden 41 yıl geçti! Demokrasinin kara lekesi 12 Eylül'de neler oldu?

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında gerçekleştirdiği 12 Eylül darbesi ile Türkiye Cumhuriyeti, 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü müdahalesini yaşamıştı. 12 Eylül darbesinin üzerinden tam 41 yıl geçti. İşte tarihe kara bir leke olarak geçen 12 Eylül darbesinin yalnızca görüntülenebilen bazı acıları...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Takvim Logo

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren öncülüğünde gerçekleşen ve izleri yıllardır silinmeyen darbede 650 bin kişi gözaltına alındı, 7 binden fazla kişi hakkında idam cezası istendi.

Takvim Logo

14 BİN KİŞİ VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILDI

Siyasi partileri lağveden darbenin ardından önemli kanunların tamamına yakını değiştirilirken darbe sürecinde açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. Darbeciler, 14 bin kişiyi vatandaşlıktan çıkardı.

Takvim Logo

BİR SAĞDAN BİR SOLDAN
Yönetime el koyan cuntacı askerler, acısı yıllarca sürecek idamların kararını da verdi.

Takvim Logo

Darbeden sonra ilk idamlar, 8 Ekim 1980'de gerçekleşti. İlk olarak sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi.

Takvim Logo

17 YAŞINDA İDAM EDİLDİ

Darbeci Kenan Evren'in, yaşını büyüterek 17 yaşında astırdığı Erdal Eren için söylediği "Asmayalım da besleyelim mi?" sözü ise yıllarca unutulmadı.

Takvim Logo

PEK ÇOK HAYATI KARARTTI

Askeri darbe binlerce insanın yaşamında travmalar yaratırken, bugün avukatlık yapan Vejdet Ersoy'un hikayesi de darbe günlerinin acımasızlığını ortaya koyan bir örnek oldu.

11 YIL CEZAEVİNDE KALDI 94'TE FAKÜLTEYİ BİTİRDİ

12 Eylül darbesinde 22 yaşında iken MHP davasından cezaevine giren Ersoy, 11 yıl cezaevinde yattıktan sonra onur meselesi yaparak 1994'te fakülteyi bitirdi ve stajını tamamladı. Aynı yıl avukatlık ruhsatını alarak yarım bıraktığı hayalini tamamlamayı başardı.

Takvim Logo

SİYASİLER ADETA REHİN ALINDI

Siyasiler (Fotoda Deniz Baykal) adeta rehin alınarak milletvekillikleri düşürüldü ve aylarca mahkeme salonlarında olmak zorunda bırakıldı.

Takvim Logo

BAŞBAKAN MİSAFİRHANEDEN ALINARAK ASKERİYEYE GETİRİLDİ!

12 Eylül askeri darbesiyle milletvekilliği sona eren ve gözaltına alınan Başbakan Süleyman Demirel (sağda) ve CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit (solda ) eşleri Nazmiye Demirel (sağ 2) ve Rahşan Ecevit (sol 2) ile birlikte kaldıkları Çanakkale Gelibolu Hamzaköy'deki Türk Silahlı Kuvvetleri misafirhanesinden 11 Ekim 1980'de alınarak Etimesgut Askeri Havaalanı'na getirildi.

Takvim Logo
Takvim Logo

12 Eylül askeri darbesi sonrası hafızalarda bu kareler kaldı...

Takvim Logo

Prof. Dr. Necmettin Erbakan...

Takvim Logo

Alparslan Türkeş...

Takvim Logo

DARBE NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin emir komuta zinciri içinde gerçekleştirilen son askeri darbesi 12 Eylül, idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle zihinlerdeki yerini koruyor.

TRT Radyosunda 12 Eylül sabahı İstiklal Marşı'nın ardından çalınan Harbiye Marşı ve dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzalı Milli Güvenlik Konseyi "bir numaralı" bildirisinin okunmasıyla, demokrasiye vurulan darbe resmen ilan edilmiş oldu.

12 Eylül karanlığına giden sürecin hazırlıkları Haziran 1980'den itibaren Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda yapılmaya başlandı. Kod adı "Bayrak Harekatı" olarak belirlenen darbe planının uygulanması için ordu komutanlarına 11 Temmuz saat 04.00'te harekete geçilmesi emri verildi.

Takvim Logo

Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin 2 Temmuz'da güvenoyu almasıyla darbeciler bu planı erteledi.

Tarihler 12 Eylül'ü gösterdiğinde plan, aynı isimle sabaha karşı uygulandı ve darbeciler ülke yönetimine el koydu.

Emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen bu darbe, 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Silahlı Kuvvetlerin yönetime üçüncü kez açık müdahalesi olarak tarihteki yerini aldı.

Takvim Logo

MECLİS LAĞVEDİLDİ
Darbeciler Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun'dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi, bütün yetkileri ele aldı.

Takvim Logo

Anayasayı uygulamadan kaldıran darbeciler, ardından TBMM'yi lağvederek antidemokratik faaliyetlerine devam etti.

Ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildikten sonra sivil toplum kuruluşlarını hedef alan darbeciler, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki derneklerin faaliyetlerini durdurdu.

Takvim Logo

Siyasi partilerin kapısına kilit vuran darbeciler, Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit'i Hamzakoy'a, Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş'i ise Uzunada'ya sürgüne göndererek siyasi yasaklar getirdi.

Takvim Logo

"ASMAYALIM DA BESLEYELİM Mİ?"
Ülkeye karanlık günler yaşatan darbeciler, acısı yıllarca hafızalardan silinmeyecek idam kararlarının da mimarı oldu.

Darbeden sonra ilk idamlar, 9 Ekim 1980'de gerçekleşti. Sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi.

Darbe öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen 17 yaşındaki Erdal Eren, 19 Mart 1980'de idama mahkum edildi.

Takvim Logo

Darbeci Kenan Evren'in 17 yaşında astırdığı Erdal Eren için söylediği "Asmayalım da besleyelim mi?" sözü ise hafızalardaki yerini koruyor.

Eren'in idam kararı, Yargıtay tarafından iki kez iptal edilmesine rağmen, Milli Güvenlik Konseyince onaylanan kararla ve yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980'de Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde infaz edildi.

Takvim Logo

Kanlı uygulamaların yanı sıra demokrasinin askıya alındığı süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi. 517 kişinin "ölüm cezasına" çarptırıldığı süreçte, 50 kişi idam edildi.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından 14 bin kişinin çıkarıldığı bu dönemde, yaklaşık 100 bin kişi "örgüt üyesi olma" suçundan yargılandı, 30 bin kişi ise "sakıncalı" olduğu iddiasıyla işlerinden edildi.

Kültür ve sanat hayatının da hedef alındığı bu dönemde, yaklaşık bin film yine sakıncalı bulunduğu için yasaklandı, 4 bine yakın öğretmen ve yüzlerce üniversite görevlisinin işine son verildi. Onlarca gazeteci hakkında binlerce yıla varan hapis cezaları istendi.

İnsanlık onurunu hiçe sayan uygulamaların mimarları sözde Milli Güvenlik Konseyi üyesi darbeci generallerin belirlediği Danışma Meclisinin hazırladığı anayasa, 1982'de "güdümlü" referandumla yüzde 92'lik "evet" oyu aldı.

Darbenin baş aktörü Evren ve diğer darbecilerin ömür boyu yargılanmasını engelleyen "geçici 15'inci madde" de darbe anayasasına dahil edilmişti.

Takvim Logo

DARBECİLER HAKKINDA DAVA
"Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağı"
na dair anayasanın geçici 15'inci maddesi, 12 Eylül 2010'daki referandumun ardından kaldırıldı.

Ardından Türkiye'nin dört bir tarafından, darbenin sorumluları ile bu kişilerin emir ve talimatlarını uygulayanlar hakkında suç duyuruları yapıldı.

O dönem hayatta olan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.

Evren ve Şahinkaya hakkında hazırlanan iddianamenin Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesince 10 Ocak 2012'de kabul edilmesiyle, Türkiye tarihinde ilk kez bir darbenin sorumluları yargı önüne çıkarıldı.

Takvim Logo

İki darbeci, ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek'' ile suçlandı.

Sağlık gerekçesiyle duruşmalara katılmayan Evren ve Şahinkaya, telekonferans aracılığıyla yaptıkları savunmalarında suçlamaları kabul etmedi, kurucu iktidar olduklarını, mevcut mahkemelerin kendilerini yargılayamayacağını öne sürdü.

Takvim Logo

Devam eden davada, Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi yasayla kapatılınca dosya Ankara 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesine devredildi.

Mahkeme, 18 Haziran 2014'te Evren ve Şahinkaya'yı, 1979'da verdikleri muhtırayla "anayasa ve TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", 1980'de de cebren "anayasayı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM'yi ıskat ve cebren men" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, takdiri indirimle cezayı müebbet hapse çevirdi.

Evren ve Şahinkaya hakkında, Askeri Ceza Kanunu'nun "askeri rütbelerin sökülmesi"ne ilişkin 30'uncu maddesinin de uygulanmasına karar verildi.

Hükmün ardından sanık avukatları, kararı temyiz etti. Dosya Yargıtaydayken Evren, 10 Mayıs 2015'te 98 yaşında, Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015'te 90 yaşında öldü.

Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi, temyiz incelemesinde, sanıkların ölümleri nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi.

Takvim Logo

YARGITAYIN İKİNCİ BOZMA KARARI
Dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, karara uyarak düşme kararı verdi ve dosya tekrar Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bu kez de usul yönünden bozdu.

Takvim Logo

Bozma kararında, yerel mahkemenin gerekçesinde lehe olan kanunun 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleri olduğu belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca karar verilmesi suretiyle gerekçe ile hüküm arasında karışıklığa neden olunmasının kanuna aykırı olduğu belirtildi.