Küresel PMI endeksleri ulaştıkları tepe noktasına kıyasla gerilerken gerek imalat gerekse hizmet sektörleri için 50 eşik seviyesinin üzerinde kaldı. Küresel iktisadi faaliyette yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar ve jeopolitik riskler küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutuyor ve belirsizlikleri artırmaya devam ediyor. Varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 yılı büyüme görünümünü olumsuz etkiledi ve büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmesine neden oldu. Türkiye'nin ana ticaret ortaklarında büyüme öngörüleri 2021 yılı için Ekim Rapor dönemine göre daha çok yukarı yönlü güncellenirken, 2022 yılı büyüme öngörüleri bir miktar aşağı yönlü güncellendi. Bununla birlikte, aşılanma oranlarında gelinen düzey ve salgın koşullarında faaliyetin sürdürülmesine ilişkin deneyim sayesinde küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye'nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumaktadır.
Emtia fiyatları genel itibarıyla yüksek seyrini sürdürüyor. Omikron varyantının ortaya çıkması ile küresel emtia talebi belirsizliğinin artması, ham petrol fiyatlarının Aralık ayında gerilemesine neden olsa da fiyatlar Ocak ayında tekrar artış gösterdi. Enerji fiyatları geçtiğimiz Rapor dönemine göre gerilerken bu gelişmede doğal gaz fiyatlarındaki düşüş etkili oldu. Bununla birlikte doğal gaz fiyatları 2020 düzeylerine göre oldukça yüksek seyrediyor. Diğer taraftan enerji dışı emtia fiyatları Ekim Rapor dönemine göre artışını sürdürdü.
Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, tedarik teslim sürelerindeki uzama, küresel navlun maliyetlerinin tarihsel olarak yüksek seviyeleri ve arz-talep uyumsuzlukları gibi unsurların etkisiyle küresel enflasyonda dikkat çeken artışlar gözleniyor. Dünya genelinde gerek manşet gerekse çekirdek enflasyon hız kazandı. Özellikle gelişmiş ülkeler için 2008 düzeyini de aşmasıyla enflasyonun tarihi yüksek seviyelere ulaştığını görüyoruz.
Küresel enflasyondaki yükselişin enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Bu çerçevede, merkez bankaları iletişimlerinde enflasyon eğiliminin öngörülenden daha kalıcı olduğunu belirtiyorlar. Salgının etkilerinin zayıflamasıyla ortadan kalkması beklenen arz ve tedarik sorunlarının henüz düzelme eğilimine girmediği ve özellikle gelişmiş ülkeler kaynaklı olarak enflasyonu artırıcı yönde etki etmeye devam ettiği değerlendiriliyor. Gelişmiş ülke Merkez Bankaları arasındaki söylem ayrışmasının ise arttığına şahit oluyoruz. Varlık alımları azalarak devam ederken, mevcut durumda destekleyici görünüm korunuyor. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda da gerek güncel enflasyon gerçekleşmeleri gerekse enflasyon beklentileri hedefin üzerinde seyrediyor.
Gelişmekte olan ülkelere son dönemde portföy girişleri olduğunu gözlemliyoruz. Kasım ayında başlayan giriş eğilimine karşın gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları halen salgın öncesi seviyelere ulaşamadı. Geçtiğimiz dönemlerden farklı olarak Çin dışındaki hisse senedi piyasalarına da girişler olmuştur. Bu süreçte Türkiye'ye yönelik sermaye girişleri Kasım ayında hisse senedi piyasalarında devam ederken Aralık ayıyla birlikte hem DİBS hem de hisse senedi piyasalarından sermaye çıkışları gözlendi. Salgının seyrine ve gelişmiş ülke merkez bankaları para politikalarına ilişkin bekleyişlerin bundan sonraki dönemde de küresel risk iştahı ve portföy hareketleri üzerinde etkili olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.