ABD'NİN EKONOMİK VE POLİTİK GELECEĞİ NE KADAR KARANLIK ACABA?
Friedman, ilk olarak, son 5-6 senedir ABD'de meydana gelen durgunluk ve ekonomik krizin aslında herkesin sandığı gibi derin olmadığını ve her 50 senede bir tekrar eden dönemsel krizlerden biri olduğunu belirtiyor. Öyle ki 1929'daki krizle karşılaştırıldığında günümüzün krizinin oldukça katlanılabilir olduğunu iddia ediyor. Hatta bu krizden ABD'nin çok daha güçlü olarak çıkacağını ve Avrupa'nın çökmesinden dolayı da tüm Batı dünyasının (ve tüm dünyanın) en güçlü ülkesi olarak varlığını sürdüreceğini öne sürüyor.
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ
Friedman, ABD başkanlarının Makyavelist davranmalarını ve dünyadaki bölgesel krizlerde doğrudan rol almak yerine bölgesel güçleri kullanmalarını öğütlemekte. Bir bakıma Obama'nın bugün sürdürdüğü ve Türkiye'nin ABD taşeronu olarak başta Suriye olmak üzere tüm Ortadoğu devletleri üzerinde baskı aracı olarak kullanılması türünden politikaları gönülden destekliyor. Genel politika kuralı olarak "ABD'nin stratejik hedefi dünyanın herhangi bir köşesinde ABD'nin gücüne meydan okuyabilecek herhangi bir gücün ortaya çıkmasını önlemek olmalıdır" diye de ekliyor Stratfor'un kurucusu.
Friedman'a göre gelecekteki ABD başkanları duygusal olmayan bir dış politika gereği olarak en tehlikeli düşmanları tespit etmeli ve buna karşılık verecek gerekli koalisyonları yaratmalıdır. Friedman'a göre "Gerçekçi politika gereği olarak Amerika, Soğuk Savaş günlerinin gerektirdiği ama artık ayakbağı olmaya başlayan tüm kurumsal ilişkileri gözden geçirmeli ve hatta NATO, IMF ve BM gibi kuruluşlardan kurtulmalıdır. Çünkü bu kurumlar hem esnek değildirler hem de günün gerektirdiği politik gerçeklerle uyumsuzdurlar."
Friedman'a göre dünya politikasında yapılacak en önemli 3 şey şunlar:
"1. Dünyadaki tehditleri ABD'den uzaklarda tutmak için bölgesel enerjilerin kendi bölgelerinde tüketilmesini sağlamak.
2. ABD bölgesel güçlerle ittifaklar yaratarak bölgesel çatışmalarda bu müttefiklerin yükün çoğunu yüklenmelerini sağlamalıdır. ABD bu müttefikleri ekonomik, askeri teknoloji ve gerektiğinde askeri "müdahale" vaatleri ile desteklemelidir.
3. Askeri müdahaleleri, sadece bölgesel müttefiklerin artık bu bölgesel problemlerle uğraşamayacağı durumlara saklamalıdır.