Terörün finansmanı meselesi Fransa'da Yargıtay'ın Fransız çimento devi Lafarge şirketi hakkında verilen "insanlığa karşı suça ortak olma" suçlamasını iptal eden kararı ile bir kez daha gündeme geldi. Lafarge'ın DEAŞ ile girdiği ekonomik ilişkiler sebebiyle 2017'de başlatılan soruşturma teröre finansman sağlama suçu üzerinden yürüyordu. Anadolu Ajansı'nın (AA) büyük bir habercilik başarısıyla yayınladığı belgelerde de görüldüğü gibi Lafarge çimento şirketi, Suriye'de faaliyette bulunduğu sürede fabrikanın çalışmaya devam etmesi için DEAŞ'a ödeme yaptığı gibi bunu Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde yapmış. Bu da şirketin "insanlığa karşı suç" işlemekten yargılanmasının önünü açmış oldu.
Ayn el-Arab'ın 50 km güneydoğusunda bulunan Lafarge fabrikası, ABD'nin YPG ile koordinasyon merkezi olarak kullandığı bir askeri üs olmasının yanı sıra, bölgeye DEAŞ hâkim iken de Lafarge ile DEAŞ'ın iş birliğinin bir nişanesi olarak hizmet vermeye devam etti. Pek tabii ki Fransız şirket, 2007 yılında satın aldığı ve 2010 yılında faaliyete geçen bu yatırımını iç savaş sırasında da korumaya çalışmıştı.
Fakat bu büyük yatırımı korumak isteyen ve bu uğurda terör örgütleriyle çalışmaktan kaçınmayanın yalnızca Lafarge şirketi olmadığını da belirtmek gerekir. Tıpkı Lafarge gibi Fransa devletinin de resmi yasaklara ve yaptırımlara rağmen ülkesinden bir şirketin bu kirli ilişkilerini desteklediği açık. Ortaya çıkarılan belgelerde de görüldüğü gibi Lafarge, bu süre boyunca Fransız istihbaratının bilgisi ve onayı dahilinde faaliyetlerine devam etmiştir.
LAFARGE'IN SURİYE'DEKİ KİRLİ GEÇMİŞİ
Diğer Fransız şirketlerinin aksine 2011'de başlayan iç savaşla birlikte Suriye'deki faaliyetlerini durdurmayan Lafarge, yerel işçileri iç savaş ortamında işe gelmeye zorlayarak fabrikanın faal bir halde kalmasını sağlamıştı. Ayn el-Arab'dan 50 km uzaklıktaki tesis, 2014 yılında şehir ve çevresinde YPG ile DEAŞ arasında cereyan eden çatışmalara rağmen tüm faaliyetlerine devam ettiği gibi her iki terör örgütüyle de öncesi ve sonrasında ilişkisini sürdürerek iç savaş ortamını fırsata çevirmeye çalışmıştı.
İlginç olan ise Lafarge'ın, tesisin çalışması için 2013 ve 2014'te DEAŞ'a aylık tahmini 20 bin avro ödeme yaparken, diğer taraftan o dönem Suriye'nin petrol kaynaklarını elinde tutan bu terör örgütünden tesiste kullanılmak üzere petrol satın almış olması. Bunlara ek olarak üretilen ürünün birinci alıcısının DEAŞ ve YPG gibi terör örgütleri olduğu da bilinen bir gerçek.