"ENFLASYONA İLAVE YÜK OLUŞTURULUYOR"
Türkiye'de enflasyonun, eylül ayı itibarıyla yüzde 61,53'e çıkarak haziran ayı enflasyonuna kıyasla 23,3 puan arttığını belirten Erkan, bu artışın 7,9 puanının hizmet grubundan geldiğini, bunu 5,3 ve 4,8 puanla sırasıyla temel mal ve gıda gruplarının takip ettiğini kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı Erkan, enflasyondaki artışta birçok unsur ve bunların etkileşimlerinin rol oynadığını anlatarak, "Ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi ayarlamaları son üç ayda öne çıkarken, bunların enflasyona önemli ölçüde yansıdığını değerlendiriyoruz. Diğer taraftan, yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam etmektedir. Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu'ndaki tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
İç talebin güçlü seyretmeye devam ettiğini dile getiren Erkan, perakende satış hacim endeksi ve kartla yapılan harcamaların, tüketimdeki ivmenin sürdüğüne işaret ettiğini aktardı.
"SIKILAŞTIRMA KARARLARIMIZ İÇ TALEBİ DENGELEYECEK"
İç talep ve üretime ilişkin görünümün, toplam talep koşullarının enflasyonist bir düzeyde seyrettiğine işaret ettiğini belirten Erkan, "Arz ve talebin uyum içinde hareket etmesi, fiyat istikrarı için, fiyat istikrarı ise sürdürülebilir büyüme için önemlidir. Parasal sıkılaştırma kararlarımızın, seçici kredi sıkılaştırması adımlarımızın da desteğiyle, iç talebi dengeleyeceğini değerlendiriyoruz." dedi.
Erkan, arz-talep görünümündeki dengesizliğe ilave olarak yurt içi talepteki güçlü seyrin, tüketim malları ve altın ithalatı kanalıyla dış ticaret açığını artırıcı etkide bulunduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Ağustos ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak altın ithalatı, 2022 yılı toplamına kıyasla 13,4 milyar dolar artarak 34 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Tüketim malları ithalatı ise aynı dönemde 11,9 milyar dolar artışla 42,4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu gelişmeler paralelinde, dış ticaret açığı artarken cari işlemler açığı da yıllıklandırılmış olarak temmuz ayı itibarıyla 58,5 milyar dolara yükselmiştir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın etkilerinin ve başta turizm olmak üzere hizmet gelirlerinin cari işlemler hesabına yılın geri kalanında olumlu yansıyacağını öngörmekteyiz. İç talepteki güçlü seyrin yanı sıra döviz kurundaki oynaklık ile yüksek oranlara ulaşan geçişkenlik, enflasyonda artışa neden olmuştur. Kur gelişmelerinin enflasyona yansıması, maliyet, bilanço ve beklenti gibi farklı kanallar üzerinden gerçekleşmektedir. Geçişkenlik, talep koşullarının güçlü ve enflasyon beklentilerinin yüksek olduğu dönemlerde daha hızlı gerçekleşmektedir. Parasal sıkılaştırma sürecimizin ve güçlü bir eğilim gösteren rezerv birikiminin etkilerinin döviz kuru istikrarını desteklediğini görmekteyiz."
"AKARYAKIT FİYATLARI RİSK OLUŞTURUYOR"
Akaryakıt fiyatlarındaki artışta uluslararası petrol fiyatları, döviz kurları ve vergi ayarlamalarının etkili olduğunu anlatan Erkan, akaryakıtın birçok sektörün girdi maliyetlerini etkilemesi nedeniyle fiyat artışlarının sektörler arasında yayılımını güçlendiren önemli bir etken olduğunu söyledi. Akaryakıt fiyatlarındaki artışların enflasyon üzerindeki dolaylı etkilerinin, doğrudan etkisinden daha yüksek olduğuna dikkati çeken Erkan, "Fiyatlama davranışlarında ilave bozulmaya neden olan akaryakıt fiyatları, uluslararası arz koşulları nedeniyle önümüzdeki dönemde de enflasyon üzerinde bir risk unsuru olmayı sürdürecektir." diye konuştu.
Son dönemde vergi ayarlamalarının da enflasyondaki artış üzerinde kısa vadede etkisi olduğuna işaret eden Erkan, KDV düzenlemesinin 2,9, akaryakıt maktu ÖTV güncellemesinin 3 puan olmak üzere vergi ayarlamalarının yıllık enflasyona katkısının 6,3 puan civarında olduğunu hesapladıklarını ifade etti. Erkan, "Potansiyel etkinin çoğu fiyatlara yansımış olsa da sanayiye yönelik elektrik ve doğal gaz fiyat artışları gibi devam eden gelişmeler, üretim maliyetleri kanalıyla yıllık enflasyonun artışına katkı sunmaya devam edecektir." dedi.
"KİRALAR HİZMET ENFLASYONUNU ETKİLİYOR"
Hafize Gaye Erkan, hizmet sektöründeki fiyat artışlarının yüksek seviyelerini sürdürdüğünü ve hizmet enflasyonunun, mal enflasyonuna kıyasla katılık arz ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Hem hizmet hem de temel malları içeren B endeksi yıllık artış oranı eylül ayında yüzde 67,2, hizmet enflasyonu ise yüzde 86,5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Fiyat artışları sektör geneline yayılmıştır. Hizmet kalemlerinde zamana bağlı fiyat güncelleme davranışının yaygın oluşu, enflasyonun daha uzun süreye yayılmasına sebep olmaktadır. Eğitim ve sağlık hizmetleri ile kira gibi fiyatları yılın belirli dönemlerinde değişen kalemlerin atalet sergilediğini görüyoruz. Kiralardaki yükseliş eğilimi hizmet enflasyonundaki katılığı en çok etkileyen unsurlardan biri durumuna gelmiştir. Hizmet sektörünün geneline yayılan enflasyondaki ataletin kırılması, beklentilerin düzelerek yeniden çıpalanmasına bağlıdır. Dezenflasyona geçiş döneminde, parasal sıkılaştırmanın öngörülebilirliği sağlamasını ve birikimli etkileriyle talebi dengelemesini bekliyoruz."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, yıllık enflasyonda düşüşün, baz etkileriyle birlikte mayıs ayından sonra görülmeye başlanacağını belirterek, "Böylece, önümüzdeki yıl başlayacak dezenflasyonun sürekliliğini sağlayarak 2025'te istikrar dönemine gireceğiz. Bu dönemde enflasyondaki gerileme hızlanırken öngörülebilirlik artacak ve 2026'da enflasyonu tek haneye yeniden indirmiş olacağız." dedi.
Erkan, banka faaliyetlerine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı.
Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeleri yakından takip ettiklerini dile getiren Erkan, "Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskıların hafiflemesi ve vergi ayarlamalarının enflasyona yansımasının büyük ölçüde tamamlanmasıyla birlikte, eylül itibarıyla aylık enflasyonun ana eğiliminde yavaşlamanın başladığına işaret etmektedir." diye konuştu.
Parasal sıkılaştırma adımlarının birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu'ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlı olduklarını vurgulayan Erkan, enflasyonun hem düzey hem de oynaklığını azaltarak fiyat istikrarını kalıcı şekilde sağlamayı hedeflediklerini söyledi.