Başkan Erdoğan'dan İsrail'in doğal gazını Türkiye aracılığıyla Avrupa'ya taşıma isteğine eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'lı yanıt

Körfez turu ve KKTC ziyareti sonrasında gazetecilerin merak ettiği soruları yanıtlayan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde İsrail medyasında yer alan "İsrail'in doğal gazının Akdeniz'den Türkiye üzerinden Avrupa'ya arzı" hakkındaki soruya "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey’in döneminde böyle bir adım atılmıştı. O adım kesintiye uğradı. Şimdi ise bu atacağımız adımla ilk defa Netanyahu ile bir temas kuruyoruz. Temennim odur ki bu gelişme, Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok daha sıcak bir dönemin başlangıcı olsun" şeklinde cevap verdi.

Giriş Tarihi 21 Temmuz 2023, 13:03 Güncelleme 21 Temmuz 2023, 15:05
Başkan Erdoğan’dan İsrail’in doğal gazını Türkiye aracılığıyla Avrupa’ya taşıma isteğine eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’lı yanıt

İÇİNDEKİLER

Körfez turu dönüşünde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a yöneltilen en önemli sorulardan biri de Doğu Akdeniz ve doğal gaz oldu. Özellikle İsrail'in Türkiye aracılığıyla doğal gazını Mavi Vatan'dan Avrupa'ya iletmesi hakkındaki konuya yanıt veren Erdoğan, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın döneminde yaptığı atılımları işaret etti.

İşte Erdoğan'a Mavi Vatan hakkında yöneltilen sorular ve yanıtları:

SORU: Mısır ile ilişkilerin düzelmekte olduğu bir dönemde bu turunuz gerçekleşti. Aktüel ekonomik çerçeve gayet olumlu. Bu çerçevenin dışında nasıl sonuçlar bekleyebiliriz? Mesela Doğu Akdeniz jeopolitiği ve Mavi Vatan'a dair meselelerde Yunanistan, İsrail ve Mısır'ın mevcut pozisyonlarını dikkate aldığımızda Körfez turunun etkileri nasıl olur?


"Bu Körfez ziyaretimde liderlerle yaptığımız özel görüşmede gördüm ki Mısır konusunda attığımız adım onları ciddi manada memnun etmiş. Hepsi de bize teşekkür etti. Yani Mısır ile büyükelçilerin atanmış olması, bizler için bölgede yeni bir gelişmenin olması durumudur. Bundan dolayı memnun olduklarını gördüm. Şimdi gerek bakan arkadaşlarımız gerek iş insanlarımız Mısır ile ilişkilerini geliştiriyorlar. Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesi özellikle ekonomik potansiyelimizi de ciddi manada artıracaktır. Bir de Libya ile doğal gaz noktasında attığımız adımlar, aldığımız mesafeler var. Bu da birilerini rahatsız etmişti. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye'nin Mısır ile ilişkileri çok daha farklı bir şekilde gelişecektir. Önümüzde Libya'ya inşallah bir ziyaretim olacak. Libya ile birlikte belki Kuzey Afrika'da bazı ülkelere de bir ziyaret turu düzenleme durumumuz olabilir. Bu ziyaretleri yapmadan mesafe almanız mümkün değil."

SORU: İsrail medyası son günlerde Netanyahu'nun bu ziyaretine ilişkin değerlendirmeler yapıyor. Masada İsrail'in doğal gazının Akdeniz'den Türkiye üzerinden Avrupa'ya arzı söz konusu. Bu anlamda Türkiye ile bir anlaşma yapacaklarını söylüyorlar. Türkiye'deki doğal gaz sıvılaştırma tesisleri de onların bayağı ilgisini çekiyor çünkü kapasite çok yükse. Türkiye'nin bu gazı Avrupa'ya ulaştırması, aynı zamanda onlar açısından, Avrupa açısından da önemli. Avrupa doğal gaz arzı noktasında Rusya ve İran istikrarsızlığı nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Bunun bir avantaj olacağı, Türkiye açısından da bir avantajı olacağı İsrail medyasında gündemde. Buna ilişkin değerlendirmeniz olur mu?

Başkan Erdoğan şu yanıtı verdi:
"Burada zaten en sağlıklı proje, Türkiye üzerimizden doğal gazın Avrupa'ya ulaşmasıdır. Yoksa Akdeniz'den Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatı maliyetleri itibarıyla çok fazla. Ama Türkiye'den olduğu zaman hem Türkiye olarak bunu kullanma noktasında karlı bir sürece girmiş olacağız hem de Avrupa'ya bu işin naklinde belli bir oran imkânımız olacak.

BERAT BEY DÖNEMİNDE ADIM ATILMIŞTI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey'in döneminde böyle bir adım atılmıştı. O adım kesintiye uğradı. Şimdi ise bu atacağımız adımla ilk defa Netanyahu ile bir temas kuruyoruz. Temennim odur ki bu gelişme, Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok daha sıcak bir dönemin başlangıcı olsun"

İSRAİL İLE İLK TEMAS
Türkiye ile İsrail arasında inşa edilmesi öngörülen doğalgaz boru hattı projesini tartışmak üzere kurulan çalışma grubu, ilk toplantısını 2016 Kasım ayında yapılmıştı.

İsrail'in Ankara Büyükelçiliği yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Türkiye ve İsrail enerji bakanlıklarının yetkilileri, İsrail gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak doğalgaz boru hattı projesinin detaylarını görüşmek üzere İstanbul'da bir araya gelmişti. Toplantıda, projenin teknik detayları ve uygulanabilirliği ele alınmıştı.

ÇALIŞMA GRUBUNUN TEMELİ
2016 yılında ekim ayında İstanbul'da gerçekleştirilen 23. Dünya Enerji Kongresi'nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanı Yuval Steinitz ile bir görüşme gerçekleştirmişti.

Görüşmenin ardından yapılan açıklamada, tarafların, iki hükümet arasında özel bir diyalog kanalı açmaya karar verdiği ve bu kapsamda projenin inşasının mümkün olup olmadığı ve fizibilitesinin görüşüleceği bildirilmişti. Daha sonra iki ülke yetkililerinden oluşan bir çalışma grubu oluşturulmuştu.

İSRAİL İLE NORMALLEŞME

İsrail ile 2010 yılında yaşanan Mavi Marmara krizinin ardından, ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik temmuz sonunda anlaşma imzalanmıştı. Bu kapsamda İsrail, 31 Mayıs 2010'da yaşanan Mavi Marmara olayı sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak, Türkiye tarafından açılan hesaba 20 milyon dolar yatırmıştı.

Ayrıca, son dönemde hız kazanan normalleşme süreci çerçevesinde konuşulan ve iki ülke arasında yapılacak olası bir gaz anlaşmasıyla bölgedeki kaynakların uluslararası piyasalara Türkiye üzerinden aktarılması senaryosu yeniden güçlenmişti.

İsrail'in en büyük doğalgaz sahası olan Leviathan ve Tamar'da ise yaklaşık 800 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin ediliyor.

BERAT ALBAYRAK'IN "BURASI ÇOK ÖNEMLİ" KİTABINDA DİKKAT ÇEKEN MAVİ VATAN VURGUSU: 'ATILACAK ADIMLARDAN ASLA DÖNÜŞ YOK'

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Berat Albayrak'ın Burası Çok Önemli! Enerjiden Ekonomiye Tam Bağımsız Türkiye ismiyle kaleme aldığı kitap okuyucuyla buluştu. Albayrak, Turkuvaz Kitap'tan çıkan 288 sayfalık kitabında, hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı yaptığı beş yıllık süre zarfında daha önce kamuoyuna yansımayan çok sayıda anekdotu okuyucuyla paylaşıyor.

ÜLKESİ İÇİN HANGİ HAYALLERİN PEŞİNE DÜŞTÜ
Dr. Berat Albayrak, neleri değiştirmek istediği, ülkesi için hangi hayallerin peşine düştüğü gibi soruların cevabını da kitabında paylaşırken, sayısız saldırı, iftira ve hakarete rağmen kendisini çıktığı yoldan geri döndürmeyen ilkeleri ile ilgili ipuçları da veriyor. Kitabı kaleme alma amacının, hiçbir saldırıya, iddiaya ve iftiraya cevap vermek olmadığını vurgulayan Albayrak bu kitabı "Siyasi bir polemiğe, tartışmaya kapı aralamak için değil; yüklendiğimiz yükün, talip olduğumuz idealin, verdiğimiz mücadelenin, hayata geçirdiklerimizin ne olduğunu merak edenlerle paylaşmak, bu dönüşümün ve yeni dönemin takipçisi olacak gençlerimize yapılanları birinci elden anlatmak için..." kaleme aldığını ifade ediyor.

Albayrak, kitapta Türkiye'nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığını sağlayabilmek için siyasi kariyeri boyunca attığı adımların şifrelerini sunuyor. Ayrıca bakanlığı boyunca ektiği tohumların bir kısmının hayata geçtiğini, bir kısmının da yeni hayata geçmeye başladığını aktaran Albayrak, bir kısmının da yakın gelecekte uygun koşulların oluşması ile devreye gireceğini belirtiyor.

Ekonomik bağımsızlık için şart olan cari açık probleminin artık Türkiye için kesinlikle çözüldüğüne şahit olunacağını söyleyen Albayrak, bunun için güçlü altyapısıyla turizmin özellikle pandemiden sonra daha da pozitif şekilde ayrışarak ülkemizin 50 milyar dolar üzerinde yıllık gelire ulaşabileceğini aktarıyor. Cari dengede en büyük yükü yıllık ortalama 50 milyar dolar ithalat rakamıyla enerjinin oluşturduğunu söyleyen Albayrak, "Bırakın ithalatın ikamesini, Türkiye 2030 yılından önce gaz ihraç eden ülkelerin arasına girecek" diyor.



Berat Albayrak kitapta, en çok merak edilen Merkez Bankası'nın döviz rezervleriyle alakalı kamuoyunda belirli çevrelerce dolaşıma sokulan istatistiklerden de bahsediyor. AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılı sonundaki rezerv seviyesinin 28.1 milyar dolar olduğunu, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na getirilmeden hemen önce Haziran 2018'deki seviyenin ise 98.4 milyar dolara çıktığını anlatıyor. Görevi bıraktığı Kasım 2020 tarihinde ise 85.2 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Yaşanan kur saldırılarına rağmen rezervlerin 2019 yılı sonunda 105.7 milyar dolara yükseldiğini ancak pandemi döneminde bir miktar gerileyerek 2020 sonunda 93.6 milyar dolar olduğunu ifade ediyor.

Pandeminin etkisinin azalmasıyla birlikte 2021 sonunda rezervlerin 111 milyar dolar seviyesine ulaştığını vurgulayan Albayrak, "Özetle, yakın geçmişte yaşadığımız onca sınamayı, pandemi ve küresel krizleri başarıyla geçerek resmi rezervlerimizi korumayı başarmışız. Cari dengedeki iyileşmenin de etkisiyle çok yakın bir gelecekte tarihteki en yüksek seviyelere çıkacağını düşünüyorum" ifadelerini kullanıyor. Merkez Bankası'nın 2018-2021 yılları arasındaki başarılı yönetimin sonucu olarak tarihinde hiç görülmemiş düzeyde toplam 165 milyar liranın üzerinde kâr ettiğini paylaşıyor.

CARİ AÇIKLA MÜCADELE ETTİK
"Cari açık ekonomik ve siyasi bağımsızlığın önündeki en büyük engeldir" diyen Albayrak, kamu görevinin ilk gününden son günlerine kadar temel hedeflerinden birinin cari açıkla mücadele etmek olduğunu paylaşıyor. "Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmayan ülkelerin ekonomide tam bağımsızlıktan bahsetmesi mümkün değildir" diyen Albayrak, sadece enerji ve maden sahasındaki ithalatımızın düzenli ve sürdürülebilir olarak azaltıldığı takdirde ülkenin kronik cari açık sorununun kalıcı olarak ortadan kaldırılabileceğini ifade ediyor.

BERAT ALBAYRAK'TAN DOĞU AKDENİZ VURGUSU: MAVİ VATAN'DAN ASLA VAZGEÇMEYİZ
Akdeniz bölgesinde malum ülkelerin, kendi deniz alanlarımızdaki bölgelerin parsel parsel yabancı şirketlere ihaleye vermesi üzerine acil toplantılar yaptıklarını anlatan Albayrak, 2016 yılı başında Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinin de katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdiklerini aktarıyor. Toplantıda, Doğu Akdeniz'de daha aktif olunması gerektiğini, yoksa kıyılarımızdan Akdeniz'e olta dahi atılamayacak noktaya gelinebileceğini ifade eden Albayrak, toplantıdaki katılımcılardan bazılarının Türkiye'nin bunu yapacak kapasitesinin, altyapısının, gemilerinin, gemi alacak parasının olmadığını dile getirdiklerini belirtiyor.

Ayrıca, "Bu yönde agresif bir politika uygularsak ABD ve AB'nin ne diyeceğini kestiremeyiz" şeklinde şiddetli itirazlarla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Albayrak, kim ne derse desin Mavi Vatan'dan asla vazgeçmeyeceklerini, geri adım atmayacaklarını toplantıya katılan isimlerle paylaşıyor. Bu toplantıdan kısa bir süre sonra söz konusu toplantıda şiddetli itirazlarda bulunan isimlerin 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ üyesi olduklarının ortaya çıktığını ifade ediyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN