Rusya- Ukrayna savaşı sonrası ABD ve Çin'in B planı Türkiye!

Rusya'ya ekonomik yaptırımlar devam ederken ambargo dolayısıyla Asya ve Avrupa arasındaki kuzey rotasında sorunların ortaya çıkması Çin’i, Avrupa’ya taşımalarda alternatif güzergah arayışına yöneltti. Türkiye’nin dahil olduğu Orta Koridor bu süreçte öne çıkıyor. Öte yandan Rusya'nın Ukrayna’ya savaş açmasının ardından birçok ABD şirketi Moskova yönetimine karşı yaptırım açıklamayı sürdürürken, ülkedeki operasyonlarını da askıya aldı. Rusya'daki operasyonlarını sona erdiren 1.100 ABD’li şirket yeni pazar arayışına girdi. Bu şirketlerden bir kısmı Türkiye’ye geliyor.

Giriş Tarihi 17 Mart 2022, 10:01 Güncelleme 17 Mart 2022, 10:15
Rusya- Ukrayna savaşı sonrası ABD ve Çin’in B planı Türkiye!

İÇİNDEKİLER

Rusya-Ukrayna savaşı küresel tica- Kordor'un önemn artırdığı belrtlyor. rette tüm dengeleri değiştirirken, lojistik rotaları da yeniden şekilleniyor. Çin-Avrupa hattında önemli geçiş ülkeleri olan Ukrayna ve Rusya'nın, savaş nedeniyle riskli hale gelmesi, alternatif güzergahlara talebi artırdı. Bu durum, Türkiye'nin de dahil olduğu Orta Koridor'un önemi artırdı. Ancak Türkiye için önemli fırsatlar yaratan bu gelişmenin önünde altyapı eksikliğinden kaynaklanan bazı engeller var. Sektör yetkilileri, fırsatı kaçırmamak için mevcut güzergahtaki sorunların ivedilikle çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Asya ile Avrupa arasında ticaret ve ulaşım üç ana koridordan gerçekleştiriliyor. Rusya'nın içinde bulunduğu "Kuzey Koridoru", İran üzerinden geçen "Güney Koridoru" ve Türkiye'nin de dâhil olduğu "Orta Koridor". Ancak Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Kuzey koridorunda yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle hem Çin'de hem de AB'de alternatif güzergah arayışı başladı. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği'nin (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, bu durumun Türkiye'den Kafkaslar'a, oradan da Hazar Denizi'ni aşarak Türkmenistan ile Kazakistan'ı da içine alan Orta Asya ve Çin'e ulaşan Orta Koridor'u daha da değerli hale getirdiğine dikkat çekti. Özellikle Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan limanlarında lojistik merkezler ve serbest ticaret sahaları kurulmasının, Trans-Hazar işbirliğinin gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlayacağı öngörülüyor.

Rusya'ya çok sayıda yaptırımın ve ambargonun uygulanmasının, Asya'dan Avrupa'ya uzanan tüm ulaşım rotalarının riskini artıracağını ifade eden Ulusoy, Orta Koridor üzerinden yapılan ulaşımın öneminin, çok tarafl ı iş birliklerine dayalı olarak artırılabileceğini vurguladı.

Orta Koridor'un paydaşları olan Azerbaycan ve Türkiye'nin buna hazır olması gerektiğinin altını çizen Ulusoy, "Türkiye, Orta Koridor ile ilgili var olan teknik sorunları gidermeleri için diğer ülkelere yardımcı olmalı ve bunu teşvik etmeli. Gümrük sistemlerimizi ve vergilerini birbirine uyumlu hale getirmeli, Orta Koridor'un işlerliğini daha da artırmalıyız" diye konuştu.

Özellikle AB'ye yönelik taşımalarda sınır kapılarında yaşanan kapasite ve bürokratik sorunların aşılması isteniyor.

HUB OLMA FIRSATI ARTIYOR
"Transit gelirleri artacak, yerli üretim teşvik edilecek, gümrük sistemlerimizin küresel entegrasyonu da tamamlanırsa ihracat maliyetlerimiz azalacak" diyen Ulusoy, başta Türkiye ve Azerbaycan olmak üzere Orta Koridor rotasındaki ülkelerin stratejik öneminin artacağını söyledi. Ulusoy, "Bunun sonucunda lojistik sektörü olarak uzun yıllardır hedefl ediğimiz transit taşımacılıkta uluslararası HUB olma ihtimalimiz güçlenecek" dedi.

SAVAŞ, ASYA-AVRUPA TİCARET ROTALARINI GÜNEYE KAYDIRABİLİR
Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinde ticaret yapan şirketlere danışmanlık hizmetleri veren Dezan Shira & Associates tarafından yayınlanan China Briefing'de yer alan bir analize göre, savaş, Çin-Avrupa demiryolu taşımacılığında aksamalara neden oluyor. Tedarik zincirinde, Rusya ve Belarus'a uygulanan yaptırımlardan kaçınmak için 'İpek Yolu'nun Hazar Denizi üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'ya uzayan kanadının önem kazandığı değerlendirmesi yapılıyor. Ancak bu rota ilave liman yüklemeleri gerektiriyor. Kazakistan'ın Hazar Denizi kıyısındaki Aktau Limanı'ndan gemilerle çıkıp, Azerbaycan'ın Bakü limanına geliyor, sonrasında Türkiye demiryolu hatları ve Karadeniz üzerinden geçerek Bulgaristan ve Romanya limanlarına giriş gerektiriyor. Çin ve AB, şu anda Türkiye ve AB arasındaki demiryolu bağlantılarını geliştirme üzerinde çalışıyor. Analize göre bu, AB'nin Çin'in Yol ve Kuşak projesini bir rakip olarak görmesindense Pekin'le işbirliği yaptığının bir işareti olarak değerlendiriliyor.

ŞİRKETLER, ALTERNATİF ROTALARI ARAŞTIRIYOR
ABD merkezli MarshMcLennan da geçtiğimiz günlerde yayınladığı analizinde Asya-Avrupa kara ticareti rotalarında faaliyet gösteren şirketlerin, Rusya ve Belarus'a uygulanan yaptırımlar nedeniyle alternatif rotaları araştırdığı belirtiliyor. 2021 yılında Çin ile Avrupa arasında ayda 1.200'den fazla demiryolu taşımacılığı seferi gerçekleştirildiği belirtilen analizde, yaklaşık 1,5 milyon TEU kapasitelik konteyner taşınan bu rotaların büyük bir kısmının Rusya, Belarus ve Ukrayna üzerinden geçtiğine dikkat çekiliyor. Konteyner sektöründe zaten darboğazın devam ettiği, liman sıkışıklıklarının sürdüğü, gecikmelerin yaşandığı ve navlunun rekor düzeylerde seyrettiği bir dönemde Çin-Avrupa kara ve demiryolu taşımalarının etkilenmesinin küresel tedarik zincirlerini daha da sıkıştırabileceğine vurgu yapılıyor. Ayrıca şirketlerin just-in-time üretimden just-in-case üretime geçmeleri de analizin genel trend öngörülerinden biri.

ORTA KORİDOR NEDİR?
Türkiye'den başlayarak Kafk aslar bölgesine, buradan da Hazar Denizi'ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan'ı takiben Orta Asya ve ÇHC'ye ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor (Orta Koridor), tarihi İpek Yolu'nun canlandırılması projesinin en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor. Orta Koridor Türkiye'den başlayarak, demiryolu ve karayolu bağlantılarıyla; sırasıyla Gürcistan, Azerbaycan ve Hazar Denizine, buradan da (Hazar geçişi kullanılarak) Türkmenistan-Özbekistan-Kırgızistan veya Kazakistan güzergâhını takip ederek ÇHC'ye uzanıyor. Bu çerçevede, Bakü/Alat (Azerbaycan), Aktau/Kuryk (Kazakistan) ve Türkmenbaşı (Türkmenistan) limanları Hazar geçişindeki kombine taşımacılık için kullanılıyor. Bir yıl içinde Çin'den Avrupa'ya giden 10 milyon konteynırın %96'sı denizyoluyla, ancak %4'ü Kuzey Koridoru olarak adlandırılan Trans-Sibirya Demiryolu hattı üzerinden sevk edildi.

Orta Koridor, Avrupa ile Asya arasında bir ticaret yolu olarak Kuzey Koridoru'na oranla önemli avantajlara sahip. Orta Koridor'un Kuzey Koridoru'na göre avantajları şöyle: Daha hızlı ve daha ekonomik, 2.000 km daha kısa, iklim koşulları bakımından da daha elverişli, deniz yoluna göre ulaşım süresini üçte bir oranında (15 gün) kısaltıyor. Orta Koridor ayrıca, Türkiye liman bağlantıları sayesinde Asya'daki yük trafiğinin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz bölgesine ulaşması için de önemli fırsatlar sunuyor. Orta Koridor rotasının etkin kullanılmasının, halen yıllık 600 milyar ABD Doları tutarında olan Avrupa-Çin ticaret trafiğinden Orta Asya ülkelerine yeni fırsatlar sunacağı belirtiliyor. Özellikle Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan limanlarında lojistik merkezler ve serbest ticaret sahalarının kurulmasının, Trans Hazar işbirliğinin gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlayacağı kaydediliyor.

FİTCH: THY KISA VADEDE FAYDA SAĞLAYABİLİR
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Avrupa'daki hava yolu şirketlerinin Batı ülkeleri ile Rusya arasında karşılıklı uygulanan yaptırımlardan olumsuz yönde etkilendiğini bildirildi. Fitch'ten yapılan açıklamada şöyle denildi: "Avrupa'daki hava yolu şirketlerinin karlılıklarının azalabileceği, gelişmelerin Türk Havayolları gibi güney rotaları olan havayollarına kısa vadede fayda sağlayacağı" vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi: "Türkiye'nin taşıyıcıları, özellikle çatışma sırasında kapasitesini artıran Türk Hava Yolları, kısa vadede ülkenin Rusya'yı diğer noktalara bağlayan merkez konumundan faydalanabilir. Asya'dan gelen genel talep henüz anlamlı olmasa da Rusya üzerinden uçuşların durması durumunda, Türk Hava Yolları ve Etihad gibi Asya'ya daha çok güney rotaları olan hava yolları kısa vadede fayda sağlayabilir."

RUSYA'NIN ARTAN TALEBİ LOJİSTİK SORUNLARINI DERİNLEŞTİRDİ
Rusya-Ukrayna savaşı sürerken bölgeye yönelik taşımalarda sıkıntılar büyüyor. Dünya gazetesinde yer alan habere göre, yabancı markaların ülkeden çekilmesi ile Rusya'da Türk ürünlerine olan talep artıyor. Rusya'da mağazaları bulunan bazı markaların satışları son bir haftada iki kata yakın arttı. Bu da Türkiye'den sevkiyat ihtiyacını artırdı. Diğer yandan, Rusya Başbakan Yardımcısı Viktoriya Abramçenko da önceki gün yaptığı açıklamada Türkiye dahil yabancı ülkelerden de çeşitli ürünlerin ithalatını artırdıklarını söylemişti. Ancak Rusya ile Türkiye arasında artan ticaret, lojistik tarafında yaşanan sıkıntıları da derinleştirdi. Mevcut risklerin yanı sıra artan sigorta maliyetleri nedeniyle birçok armatörün Rusya limanlarına gitmek istememesi de karayolu taşımalarına talebi artırdı. Ancak, karayolunun kapasitesi, artan talebi karşılayamıyor. Rusya Türk nakliyeciye yıllık yaklaşık 9 bin adet ikili geçiş belgesi veriyor. Ancak savaş öncesi bile yetersiz kalan bu geçiş belgesi adedinin, artan talebi karşılaması imkansız olarak görülüyor. Bu nedenle Rus hükümeti tarafından Türk nakliyeciye verilen geçiş belgesi adetinin artırılması, hatta tam serbestleşmenin sağlanması isteniyor. Bunun için Türk makamlarının Putin'e baskı yapması çağrısı yapılıyor. Diğer yandan, Ukrayna hattı kapandığı için nakliyecinin Gürcistan- Rusya hattına yönelmesi, bu güzergahı da kullanılamaz hale getirmişti. Sınırda TIR kuyrukları giderek daha da uzarken, teslimat süreleri de 25 güne yakın arttı. Navlundaki yükseliş de sürüyor. Lojistikçiler, alternatif güzergahlardaki engellerin kaldırılması için hızlı çözüm bekliyor. Acilen Ro-Ro hatlarının devreye girmesi, hem Rusya ile hem de Romanya'nın Köstence hattı ile direkt Ro-Ro hattı kurulması isteniyor.

ÇİN DEVLET MEDYASI: ACİL DURUM PLANLARI YAPILIYOR
Çin devlet medyası Global Times ise, 9 Mart tarihli haberinde (SWIFT yaptırımları henüz başlamamıştı) Ukrayna'nın Çin-Avrupa demiryolu rotalarının sadece yüzde 2'sini kapladığı ve diğer rotalarda bir aksama yaşanmadığı, ancak yaptırımlar nedeniyle acil durum planları da yapıldığı belirtiliyor.

Çin-Avrupa Demiryolu Ekspres Taşımacılık Koordinasyon Komitesi Başkanı Feng Xuvin, "Eğer Batı'nın yaptırımları genişlemeye devam ederse, Çin ve Rusya arasındaki demiryolu anlaşmaları ve ödeme sistemi riske girer" diyor ve Rusya ve Çin'in doğrudan ödeme yapabilecekleri bir sistemin değerlendirilmesini öneriyor.

DEVLER TÜRKİYE YOLUNDA
Öte yandan Ukrayna'ya savaş açmasının ardından birçok ABD şirketi Rusya'ya karşı yaptırım açıklamayı sürdürürken, bu ülkedeki operasyonlarını da askıya aldı. Rusya'nın tutumu nedeniyle 1.100 ABD şirketi ülkeden çıkarak faaliyetlerini başka ülkelere kaydırma planları yapmaya başladı. Bu planlar çerçevesinde coğrafi konumu ve nitelikli iş gücüyle Türkiye önemli rol oynuyor. Öyle ki, dün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile ABD Ticaret Odası arasında iki ülke arasındaki ticaretin gelişmesine yönelik önemli bir mutabakat zaptı da imzalandı. ABD Ticaret Odası Kıdemli Başkan Yardımcısı Myron Brilliant, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun davetiyle Türkiye'ye geldi. Programda, ABD Ankara Büyükelçisi Jeffrey Flake ve Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu da yer aldı. Törende konuşan ABD'li Büyükelçi Flake, "1.100 kadar Amerikan şirketi Rusya'da iş yapıyordu. Bazıları şimdi orayı terk ediyor. Bazıları da operasyonlarının bir kısmını Türkiye'ye kaydıracağını söyledi. Bence de Amerikan şirketleri Türk pazarını düşünmeli" dedi.

'TÜRKİYE KENDİNE ÇEKEBİLİR'
ABD Ticaret Odası Kıdemli Başkan Yardımcısı Myron Brilliant da Türkiye'nin bazı yatırımları ve ticareti kendine çekebileceğini belirterek, "Rusya'dan ayrılan ABD'li Şirket sayısı beklediğimizden daha hızlı artıyor. Türkiye bu doğrultuda bazı yatırımları, ticareti kendine çekebilir. Elbette Putin de bu pazardan ayrılan firmaları tehdit edince bu durum onların oradan ayrılmasını engellemiyor. Türkiye kendisi bu konuda ne yapmak istiyor, kendisi bunu göz önüne alması lazım. Türkiye'nin elbette dijital çerçevesini, altyapısını iyileştirmesi gerekiyor. Yatırım yapma ortamını sağlaması gerekiyor ama işgal ile ortaya çıkan zorluk ile Türkiye'nin buradan yararlanması gereken çeşitli fırsatların da olduğunu düşünüyoruz. Bu meselede uzun süredir devam eden, durumu zorlayıcı kılan bazı şeyler var. Bunları iki ülke liderlerinin oturup konuşması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

HEDEF 100 MİLYAR DOLAR
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise şu açıklamaları yaptı: "Türk ve ABD iş dünyası, 100 milyar dolarlık ticaret hedefini başarabilecektir. Bu hedefin gerçekçi olduğuna inanıyoruz. Türkiye'de ABD'li yatırımcılar için ciddi fırsatlar vardır. Bu noktada, ABD'li yatırımcıları Türkiye'yi bir yatırım ve ticaret üssü olarak değerlendirmeye davet ediyorum. Bu konularda siyasilerimizden de bazı beklentilerimiz var. Türkiye ile ABD arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması veya benzeri etkisi olacak tercihli ticaret anlaşması imzalanmalı. Türkiye, 'section 232' kapsamı dışında tutulmalı. Zira Türk iş dünyası, bu uygulamadan ciddi zarar görmektedir. İkili ticaretimizi olumsuz etkileyen bu konunun bir an evvel çözüme kavuşturulmasında destek istiyoruz. Türkiye müteahhitlik sektöründe son derece başarılıdır. Türk ve ABD firmaları, üçüncü ülkelerde ortak projelere de imza atmıştır. Bu çerçevede ABD müteahhitlik piyasası Türk firmalarına da açılmalıdır."

İŞTE BU SEKTÖRLER YATIRIM ÇEKECEK
Hürriyet'te yer alan habere göre, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile ABD Ticaret Odası arasında Mutabakat zaptı imzalandı. 2022 yılı için ortak çalışma alanları belirlendi. Sağlık, enerji, bilişim teknolojileri, dijital ekonomi, Turizm, altyapı konularında işbirliğine ağırlık verilecek. ABD ve Türk şirketlerin üst düzey yöneticilerinin katılacağı bir etkinlik planlanırken, üçüncü ülkelerde işbirliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor. Ticari diyalogların artırılması için iki ülke arasında yatırım konferansı ve kadın girişimcilerin işbirliğini güçlendirecek İş Kadın Konseyi kurulması da gündemde yer alıyor.

TÜRKİYE YATIRIM ÇEKERSE NE OLUR?
- Yeni ofis ve üretim tesisleri açılır, bu sayede birçok kişiye yeni iş imkânları doğar ve istihdam artar.

- Türkiye'nin gerek ABD'ye gerekse farklı ülkelere ihracatı artar, cari açığa olumlu etkisi olur.

- İki ülke arasında işbirlikleri artar, Türkiye ve ABD farklı pazarlarda ortak projeler yapabilir.

- Dünyaca ünlü ABD'li teknoloji markaları Türkiye pazarına girebilir. Türkiye'nin dijital altyapısı gelişir.

- Küçük ve orta ölçekli işletmelere yeni satış ve ihracat kanalları açılır.

'ÇELİK VERGİLERİ KALDIRILMALI'
Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu da Türkiye'nin küresel yatırımları çeken en önemli destinasyonlardan birisi olduğunun altını çizerek, ülkenin, makro ekonomik verileriyle salgın sürecinde pozitif ayrıştığını söyledi. İki ülke ticaret hacminin geçen yıl 31.4 milyara ulaştığını belirten Tuzcu, bu seviye ile ABD'nin, Almanya'dan sonra Türkiye'nin en yüksek ticaret hacmine ulaştığı ikinci ülke konumuna geldiğini aktardı. Tuzcu, "Section 232'deki çelik ve alüminyum vergilerinin kaldırılması, ABD yönetiminden önemli beklentimizdir. Bu beklentimizde Amerikan özel sektörünün desteğini alacağımızı öngörüyoruz. Bu noktada daha önce Japonya, Kore, AB, birçok ülke ile ABD arasında kurulan iyi diyaloğun Türkiye ile de kurulabileceğini ifade ettik ve kendilerinin de bu konudaki katkılarını bekliyoruz" dedi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN