Döviz kurlarında yaşanan düşüşün ardından gözler uzman yorumlarına çevrildi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamalar sonrası dolar ve euro döviz kurlarında sert düşüş yaşandı. Döviz kurlarındaki düşüş %20'yi aştı. Peki, dolar yükselir mi, düşer mi? Euro dolar yeniden yükselecek mi düşecek mi? Uzman yorumları nelerdir? İşte son dakika haberinin detayı...
DOLAR DÜŞER Mİ?
Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Başkan Erdoğan'ın açıklamaları öncesinde 18,3674'ten işlem gören dolar/TL, tasarruflarını değerlendirilmesinde yeni bir finansal alternatif sunulacağı müjdesi ile hızla düşüşe geçerek 14,2748'e kadar geriledi. Uzman isimler dolardaki düşüş süreceğini ifade ediyor.
"KÜRESEL GÜÇLER EKONOMİK KAVGA VERİYOR"
Dünyadaki vaziyete dikkati çeken Başkan Erdoğan, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçlerin yakın tarihin en büyük ekonomik kavgasını verdiğini vurguladı.
Küresel finans krizinin yaşandığı 2008'den bu yana tüm büyük ekonomilerin tek amacının kendi ülkelerindeki istihdamı korumak olduğuna işaret eden Erdoğan, çok güçlü finans yapılarına sahip olmalarına rağmen, sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebinin bu olduğunu ifade etti.
Avrupa Merkez Bankasının da Amerika Merkez Bankasının da Japonya Merkez Bankasının da Çin Merkez Bankasının da diğerlerinin de para politikalarının istihdamı koruma merkezli belirlendiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan, merkez bankası bilançolarını neredeyse milli gelirleri seviyesine çıkartan bu ülkeler, belirsizlik batağından hala kurtulamadıklarını bizzat kendileri itiraf ediyorlar. Geçmişte ülkemizi hazırlıksız şekilde Gümrük Birliğine girmeye zorlayanlar, ekonomimizin beklenmedik bir şekilde bu sürece uyum sağlaması ile umdukları kadar vakit kazanamamışlardı. Avrupa ülkeleri avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüe ederlerken, Türkiye bunun dışında tutulmak suretiyle sanayimize ve ticaretimize görünmez engeller konmuştu. Buna rağmen özellikle hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler ve yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Şimdi de aynı amaçla farklı argümanlar ve araçların devreye sokulduğu bir süreç yaşıyoruz. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyon doları geçen bir borç batağında yüzerken, Türkiye'ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz."