Kazandıran yasa! Hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyor

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sözleşmeli tarımla ilgili tasarının Meclis’e geldiğini belirtti. Yeni yasa hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan düzenlemeler içeriyor...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 07 Temmuz 2021 Güncelleme 07 Temmuz 2021, 06:59
Kazandıran yasa! Hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyor

İÇİNDEKİLER

Dünyayı sarsan küresel salgın Covid-19 tarım ve gıda güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyarken, Türkiye de tarım konusunda çok önemli düzenlemeleri bir bir devreye almaya başladı.

Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen 1. Çiftçi Zirvesi'ne katılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sözleşmeli tarım ile ilgili yasa taslağının Meclis'e sevk edildiğini söyledi. Pakdemirli, şu bilgileri verdi: "Dünyada bitkisel üretimin yüzde 85'i sözleşmeli üretimle yapılıyor. Sözleşmeli tarımla ilgili yasa tasarımız Meclis'te. Bu bizim bugün itibariyle bakanlıkta yapacağımız en önemli projelerden biri. Yasa sonrası ilk etapta yüzde 5-10 sözleşmeli tarıma geçecektir. Bu hem çiftçi hem de tüccar hem sanayici yani tüm üretim dengesi açısından çok önemli. Türkiye tarımsal üretimde dünyada ilk 10'da ama gıda üretiminde dünyada ilk 25'te bile değiliz. Sözleşmeli üretim bu sorunu çözecek ana uygulama olacaktır. Bir de tüketici ve market tarafı var. Çiftçi domates ekimi yapıyor ve kaça satacağını bilmiyor. Bozulabilir olduğu için o an kim geldiyse, alıcı ne kadar verirse, satmak zorunda kalıyor. Ya da borcu var ve karşı taraftan dikte edilen fiyata satıyor. O nedenle bizim tarladan çatala kadar tüm süreci takip etmemiz gerekiyor."


SİGORTA KORUR
Yasayla bağlantılı gelir koruma sigortasını devreye alacaklarını anlatan Pakdemirli, "Çiftçi ektiği anda ürünün fiyatını bilecek. Sigorta da örneğin ürüne 10 lira fiyat belirlendi ancak pazarda 8 liraya satıldı. Bu durumda aradaki 2 liralık fark çiftçiye sigortayla ödenecek. Pilot olarak Konya'da 3 ilçede buna başladık. 2023'ten itibaren ülke geneline yayılacak" dedi. Pandemi döneminde gıdanın değerinin bir kez daha ortaya çıktığını belirten Bakan Pakdemirli, şunları söyledi: "Son yüzyılın en büyük salgınını yaşadık. Pandemi döneminde bazı bakanlıklar ve kamu kurumları esnek çalışma saatlerine geçti. Ancak Tarım Bakanlığı'nın ışıkları bu dönemde hiç sönmedi. Aksine bu dönemde normal tempomuzun da üzerinde çalıştık. Pandemi dönemi bir belirsizlik dönemiydi. Biz bu belirsizliği yönettik. Avrupa, ABD ve birçok Asya ülkesinde market rafları boşaldı, yağmalandı. Tedbirleri Türkiye'de ilk vaka görülmeden önce almaya başladık. Vakalar geldi, bazı ürünlerde yüzde bin 500 talep artışları oldu, ama problem yaşamadık."


UCUZ ÜRÜN ARTACAK

Sözleşmelı üretimle hem üreticinin geliri artacak hem tüketiciler ucuz ürün tüketecek.

Çiftçi düşük maliyetle, pazar kaygısı duymadan üretim yapacak.

Planlı üretimle kaynaklar etkin ve verimli kullanılacak.

İhtiyaca göre üretimle, gıda enflasyonunun indirilmesi sağlanacak.

SÖZLEŞMELİ TARIM NEDİR?
Sözleşmeli (tarım) üretim modeli, firmalar ve üreticiler arasında ürünün ekim-dikim zamanında veya çiftçinin belirli bir ekiliş alanı ve üretimi gerçekleştirme sorumluluğunu yüklemesine karşın, firmaların da elde edilecek ürünü belirli şartlarda garantili almasına dayalı üretim ve pazarlama şeklidir. Çiftçilerimizle planlı üretim yapılabilmesi ve ihtiyaç duyulan tarımsal girdilerin doğru zamanda tedarik edilebilmesi amacıyla sözleşmeli üretim yapılmaktadır. Bu sayede ürünlerin, istenen zamanda, uygun fiyat ve kalite koşullarında, düşük maliyet ile, pazar kaygısı duymadan, güvenli ekim ile, piyasa dengesi sağlanarak, yerli kaynaklar verimli kullanılarak temini yapılacaktır.


TOHUM İHRAÇ EDİYORUZ
Yerli tohum olmadığı yönündeki iddiaları da cevaplayan Pakdemirli, şu bilgileri verdi: "Türkiye'de ortalama 1.000 tane tohum firmamız var bunun yüzde 940'ı yerli firma, 42 yabancı, 22 de yerli-yabancı ortaklığı var. Tarlada yerlilik oranı yüzde 96. Yani 100 dönüm tarlamız varsa 96'sı yerli. Türkiye'nin çok ciddi bir ihracatı var. 162 milyon dolar ihracat var. Türkiye bu konuda çok başarılı bir ülke. Ama tabii kendimizi geliştireceğimiz alanlar da var, anaç tohum yani ana hat tohum geliştirmesinde biraz daha çalışmalıyız. Bir de sebze tohumlarında ithalata bağımlılığımız var. Sebze tohumu için TÜBİTAK ile çalışıyoruz. Türkiye'de tohumla ilgili bir sorun yok aksine tohum ihracatçısı bir ülkeyiz. Sertifikalı tohum üretimimizi artırdık. 2002'de 145 bin ton olan süretimimiz 2020'de 8.6 kat artarak 1.2 milyon tona çıktı."
TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN