Sabah gazetesi yazarı Nurullah Gür'den ekonomiyi eleştirenlere sert tepki: İktisada giriş kitaplarındaki teorilerden öteye geçemiyorlar

Koronavirüs nedeniyle yerle bir olan küresel ekonominin aksine güçlü duran Türkiye ekonomisi muhalefet tarafından eleştirilmeye devam ediyor. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Nurullah Gür, “Liberal iktisadın en büyük temsilcileri bile kendilerini belli ölçülerde yeni döneme adapte ederken, bizdeki bir kesim, bu değişimi görmezden gelme noktasında büyük bir direnç gösteriyor. İktisada giriş kitaplarındaki teorilerden öteye geçemiyorlar” diye yazdı.

Giriş Tarihi 07 Haziran 2020, 14:32 Güncelleme 07 Haziran 2020, 14:37
Sabah gazetesi yazarı Nurullah Gür’den ekonomiyi eleştirenlere sert tepki: İktisada giriş kitaplarındaki teorilerden öteye geçemiyorlar

İÇİNDEKİLER

İşte Nurullah Gür'ün konuyla ilgili o yazısı:
Başlıktaki ifade Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a ait. Cuma günü yaptığı toplantıda sarf etti bu cümleyi. Dünya 2008'deki küresel finans krizinden sonra büyük bir değişim içinde. Koronavirüs bu değişimi belli alanlarda hızlandıracak. Eski ezberler geçerliliğini yitiriyor. Liberal iktisadın en büyük temsilcileri bile kendilerini belli ölçülerde yeni döneme adapte ederken, bizde bir kesim bu değişimi görmezden gelme noktasında büyük bir direnç gösteriyor. İktisada giriş kitaplarındaki teorilerden öteye geçemiyorlar. Bir türlü o teorilerin bir kısmının eksik ve bir kısmının ise bilimsel gerçeklerle değil ideolojik saplantılarla yazıldığını anlamak istemiyorlar. Her şey o kitaplardaki kadar basit olsaydı, küresel ekonomi her 8-10 yılda bir kriz duvarına toslamazdı.

Türkiye'nin revize ettiği gümrük tarifeleri geçenlerde tartışma konusu olmuştu. İki hafta önceki yazımda Türkiye'nin G20 ülkeleri arasında korumacı politikalara en az başvuran ülkeler arasında olduğunu gösteren verileri paylaşmıştım. Bunun bir noktada değişmesi gerekiyordu. G20 ülkeleri korumacılığın dozunu artırırken, Türkiye'nin de buna 'kucaklayıcı' liberal hamlelerle karşılık vermesini beklememek lazım.

Son günlerin bir başka tartışma konusu ise finans piyasalarına yönelik düzenlemeler. Türkiye'nin bu düzenlemeler konusunda aşırıya kaçtığını düşünenler var. Mevduatlardaki dolarizasyon ve özel şirketlerin döviz cinsinden yüksek borçluluk seviyesi gibi Türkiye'nin bugün yaşadığı bazı finansal problemlerin arka planında, bizim 2008-2013 yılları arasında finans sistemini aşırı serbest ve kontrolsüz bırakmış olmamız yatıyor. Küresel likidite bol iken atmadığımız adımların ceremesini maalesef şimdi çekiyoruz.

Tablodaki veriler, gelişmekte olan ülkeler için uluslararası sermaye hareketlerine yönelik uygulanan düzenlemelerin sıkılık derecesini gösteriyor. Endeks 1'e yaklaştıkça serbestliğin yerini kontroller alıyor. Likiditenin bollaştığı dönemde Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında sermayeye en serbest hareket alanı sunanlardan bir tanesiymiş. O zamanlar biraz daha kontrollü hareket etmeliydik.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!