Eşit işlem borcuna aykırılık tazminatının da irdelendiği kararda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesinin ilk fıkrasında dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirildiği, bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerektiği ifade edildi.
Kararda, aynı maddenin 3. fıkrasında cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağının düzenlendiği ve bu durumdaki işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcunun vurgulandığı aktarıldı.
Kanunun "feshin geçerli sebebe dayandırılması"nı düzenleyen 18. maddesinde de ırk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri unsurların fesih için geçersiz neden olarak kurala bağlandığı anlatılan kararda, işçinin hamileliği nedeniyle farklı işlemlere tabi tutulmasının ayrımcılık kabul edildiğinin altı çizildi.
Dairenin kararında hamileliği riskli olan ve dördüz bekleyen davacı kadının tedavisi için rapor aldığı, dördüzlerden birini de bu riskli hamilelik sırasında kaybettiği belirtildi.
Dinlenen davacı tanığının, kadın çalışanın anlattıklarını destekleyen beyanda bulunduğu belirtilen kararda, "Davacı, hamileliği nedeniyle ayrıma tabi tutulmuştur. Davalı işverenin ayrımcılık nedeniyle eşit işlem borcuna aykırılık tazminatından sorumlu tutulması ve fesih sebebi, davacının maruz kaldığı durum nedeniyle bu tazminatın üst sınırdan belirlenmesi de yerinde olmuştur." ifadelerine yer verildi