Hizbullah'tan beklenen açıklama geldi: İkinci cephe açılıyor mu? Ne oldu Bibi! Daha savaşa başlamadık

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah günlerdir beklenen konuşmayı yaptı. Aksa Tufanı Operasyonu’nun İsrail’de darbe etkisi yarattığını söyleyen Nasrallah, İsrail’in ne kadar zayıf bir ülke olduğunu herkesin gördüğünü söyledi. “Biz zaten 8 Ekim’den beri savaştayız.” diyen Nasrallah, Gazze’deki katliamın sebebinin ABD, ABD’nin maşasının ise İsrail olduğunu söyledi.

Giriş Tarihi 02 Kasım 2023, 16:56 Güncelleme 03 Kasım 2023, 18:32
Hizbullah’tan beklenen açıklama geldi: İkinci cephe açılıyor mu? Ne oldu Bibi! Daha savaşa başlamadık

İÇİNDEKİLER

İsrail 7 Ekim'den bu yana dünyanın gözü önünde Gazze'de soykırım uyguluyor. Batı'yı arkasına alan İsrail, tüm uyarılara rağmen karadan ve havadan saldırıya devam ederken Hizbullah ise Lübnan sınırından İsrail'in kuzeyine roket, havan topu ve füze gönderiyor. Topyekûn bir savaşa girmek istemeyen İsrail, Hizbullah'ın adımlarını dikkatle takip ederken ikinci cephe iddiası ise her geçen gün güçleniyor.

NASRALLAH TERS KÖŞE YAPTI

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah tüm dünyanın günlerdir beklenen konuşmasını yaptı. İsrail'e savaş ilan edeceği düşünülen Nasrallah ters köşe yaparak zaten Aksa Operasyonu'nun ikinci gününden beri savaşta olduklarını söyledi.

"İSRAİL'E KARŞI MÜCADLELE TAM MEŞRUİYETE SAHİP BİR SAVAŞTIR"

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"Bu kutlu savaşa katılan güçlü Irak ve Yemen silahlarını selamlıyorum.

Binlerce Filistinli tutsak uzun yıllardır işgal hapishanelerinde tutuluyor ama kimse onları serbest bırakmak için harekete geçmiyor.

Ayrıca Mescid-i Aksa'nın maruz kaldığı saldırganlığın modern tarihte eşi benzeri görülmemiştir.

Mahkum vakaları, Kudüs, Gazze Şeridi'nin kuşatılması, Batı Şeria'daki yeni yerleşim projeleri gibi Filistinliler üzerinde yüksek baskı yaratan durumlar var.

"BU HALKIN EŞİ BENZERİ YOK"

Filistin meselesi ve burada yaşananlar unutulmuş, düşmanın zalim ve zorlayıcı politikasının artması karşısında dünyanın kaygıları son noktaya gelmişti.

İşgal altındaki Filistin meselesini dünya meselelerinin ilk sırasına getirecek ve ilk mesele haline getirecek bir olay olmuş olmalı, işte bu yüzden 7 Ekim'de Mescid-i Aksa fırtınası operasyonu gerçekleşti.

"AKSA TUFANI TAMAMEN FİLİSTİN'İN PLANIYDI"

Aksa Tufanı Operasyonu yüzde 100 Filistinlilerin planıydı, Fİlistinlilerin kararıydı ve uygulanması tamamen Filistinliydi.

Bu görkemli operasyonun şaşırtıcı sürpriz unsuruyla başarısını garantileyen faktör tam bir gizlilikti.

Hatta bu operasyonu tasarlayanlar bunu Filistinli gruplardan ve direniş hareketlerinden bile sakladılar ve bu gruplar bu konudaki gizlilikten rahatsız olmadılar.

Nasrallah Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu'nun İsrail üzerinde bir deprem etkisi yaratttığını söykedi ve bu etkilerin önümüzdeki aylarda da devam edeceğini söyledi.

"İSRAİL'İN ZAYIFLIĞI VE İSTİKRARSIZLIĞI ORTAYA ÇIKTI"

Mescid-i Aksa fırtınasında saha seviyesinde yaşananlar kahramanca ve cesurcaydı. Mescid-i Aksa Fırtınası Savaşı, İsrail rejiminin zayıflığını ve kırılganlığını, İsrail'in aslında bir örümcek ağından daha zayıf ve daha istikrarsız olduğunu ortaya çıkardı.

Amerika, sarsılan bu rejimi kurtarmak, yeniden ayağa kaldırmak için hemen ayağa kalktı. Amerika'nın İsrail rejimine yardım etme telaşı, bu rejimin zayıflığını ortaya çıkardı.

"HAMAS SİVİLLERİ ÖLDÜRMEDİ: İSRAİL KENDİ HALKINI KATLETTİ"

Savaş bittikten sonra bütün medeni dünya görecek: Sivilleri HAMAS öldürmedi İsrail kendi halkını katletti.

"NE OLDU? HANİ İSRAİL GÜÇLÜYDÜ?"

Washington'un İsrail'i destekleme hamlesinin hızı onun başarısızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı . ABD, İsrail'e uçak gemisi gönderdi.

İsrail ilk günden silah ve para istedi. Bu mu güçlü devlet, ayakları üzerinde durabilen bir devlet böyle mi olur?

"BİZ DAHA SAVAŞA BAŞLAMADIK"

Biz daha savaşa başlamadık ki?

İsrail ilk günden bu yana Amerika'dan para ve silah talep ediyor

Şu ana kadar düşman Amerika'nın desteğine rağmen inisiyatif alamadı.

Düşman kabinesinin ilk günden itibaren bu rejime manevi ve askeri destek sağlamak için Amerikan gemilerinin bölgeye gelmesi ihtiyacını hissetmesi, rejimin zayıflığını da ortaya koyuyor.

İsrail, Mescid-i Aksa operasyonuna başladığı ilk günden itibaren ABD'den para ve silah talep etti.

Mescid-i Aksa fırtınası, düşmanla mücadelenin ve Filistin milletinin, bölge milletlerinin ve ülkelerinin kaderinin yeni bir tarihi aşamasının temelidir.

Mescid-i Aksa saldırısı kararı akıllıca, cesur, doğru ve zamanında verilmiş bir karardır ve elbette tüm bu fedakarlıkları hak etmektedir.

Öyle görünüyor ki İsrail hükümetleri Lübnan ve Filistin'deki direniş hareketleriyle ilgili deneyimlerinden ders almıyor.

İsraillilerin yaptığı ve yapmaya devam ettiği en önemli hatalardan biri hiçbir zaman uygulayamayacağı ve istediği hedeflere ulaşamayacağı planlar yapmasıdır.

İsrail, Hamas'ı ortadan kaldırmaktan bahsetmek gibi ulaşamayacağı yüksek hedefler belirledi

"DÜŞMAN 2006'DA DA AYNI HATAYI YAPTI: ÇEKİLMEK ZORUNDA KALDI"

Düşman çocukları ve kadınları öldürüyor

Filistinlilerin sivilleri öldürdüğünü söyleyenlerin çoğunun aslında öfke ve çılgınlıkla hareket eden İsrail ordusunun silahlarıyla öldürüldüğü gerçeği tüm dünyaya açık hale gelecektir.

Düşman çocukları ve kadınları öldürüyor, şehitlerin çoğu çocuk ve kadınlardan oluşuyor, düşman evleri, camileri, hastaneleri falan yıkıyor, Gazze'de güvenli yer yok ve düşman her şeyi yok ediyor.

Düşman, büyük hedefler koyduğu 2006 savaşında da aynı hatayı yaptı ama sonunda geri çekilmek zorunda kaldı.

Bütün katliamlardan ABD sorumludur, İsrail maşadır. Bunlardan dolayı mahkemeye çıkarılmalı ceza almalıdır.

"KATLİAMIN SORUMLUSU ABD: İSRAİL SADECE MAŞA"

Tel Aviv büyük bir kara askeri operasyonu yapmaktan çekiniyor çünkü bu operasyon yetersiz ve başarısız.

Gazze'deki katliamın doğrudan sorumlusu Amerika'dır

Gazze'de yaşananlar, bölgemize dayattıkları gaspçı rejimin vahşiliğini ve vahşetini gösteriyor.

Bütün bu cinayetlerin ve vahşetlerin doğrudan sorumlusu Amerika'dır ve bu Amerika'nın ikiyüzlülüğüdür.

Gazze şehitleri, çocukları, kadınları ve hayatını kaybeden tüm mazlumlar, bu rejim propagandasıyla milletlerimizi aldatmak ve hükümetlerini bu rejimle ilişkilerini normalleştirmeye itmek için kullanılan tüm sahte maskeleri bir kenara bırakmaya çalışıyorlardı.

Gece gündüz üzerinde çalışılması gereken ilk hedef Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı ve saldırganlığı durdurmaktır.

"HİZBULLAH 8 EKİMDEN BERİ SAVAŞA GİRİYOR"

Hizbullah 8 Ekim'den bu yana savaşa giriyor. Biz zaten ikinci gün savaşa girmiştik."

ABD'DEN HİZBULLAH ANALİZİ: İKİ SEÇENEĞİ VAR

İsrail'in en büyük destekçisi ABD merkezli düşünce kurulu Foundation for Defence of Democraties, dün Nasrallah'ın yapacağı konuşma ile ilgili bir değerlendirme yayımlamıştı. Jonathan Schanzer imzalı analizde Nasrallah'ın önünde iki seçenek olduğuna dikkat çekilmişti.

Hizbullah'ın önünde iki seçenek olduğu belirtilirken birincisi, İsrail'e karşı topyekûn bir savaş ilan etmek olarak ifade edilmişti. 1980'lerin başından bu yana faaliyet gösteren Hizbullah, 2006'da Tel Aviv ile 34 gün süren ve 150'den fazla İsrail askerini etkisiz hale getirerek büyük bir zafer elde ettiği savaştan beri yeni bir savaş için hazırlanıyor. Öte yandan Nasrallah geçtiğimiz günlerde Filistin İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nahhale ve Hamas Siyasi Büro Başkanı Yardımcısı Salih el-Aruri ile görüşmüştü. 7 Ekim'den bu yana ilk kez yapılan bu görüşme ise oldukça dikkat çekmişti.

"TÜM STRATEJİK HEDEFLERİ VURABİLİR"

150 bin roketi olduğu düşünülen Hizbullah'ın cephanesi, şu anda İsrail'in kara saldırısı ile tek başına bile başa çıkabilen el-Kassam Tugaylarının cephanesinin 10 katı büyüklükte. İran tarafından sağlanan ve İsrail'deki hava üsleri, limanlar, enerji santralleri gibi stratejik hedefleri rahatlıkla vurabileceği düşünülen roketlerin Demir Kubbe'yi alt edebileceği düşünülüyor. Olası bir saldırının ise İsrail'in maruz kalacağı en büyük saldırı olması bekleniyor.

Hizbullah'ın saldırısının Lübnan'da korkunç bir yıkıma davetiye çıkaracağı düşünülürken Nasrallah'ın ilk seçeneği seçmemesi de ihtimal dahilinde. Lübnan'daki pek çok isim İsrail'in, Lübnan'daki tüm Hizbullah altyapısını yok etmesinden endişe ediyor.

SAVAŞ MI UYARI MI?

Nasrallah'ın konuşmasının bir savaş ilanı olmaktan ziyade bir uyarı darbesi olma ihtimali de konuşuluyor. Hizbullah, İsrail'e karşı savaş ilan etmeyip Gazze'nin işgaline karşı direnmeye devam edeceğini de bildirebilir. Biden yönetiminin istediğinin de tam olarak bu olduğu düşünülüyor. Beyaz Saray, Nasrallah'ın cuma günü yapacağı konuşmayı yakından dinleyeceğine dair net bir mesaj verdi.

WAGNER DEVREYE Mİ GİRİYOR?

Hizbullah'ı ve dahi bölge ülkelerini İsrail'e karşı Hamas'a destek vermemeleri konusunda açıkça tehdit eden ABD'den dikkat çeken bir iddia geldi. Wall Street Journal gazetesi, Suriye'de Hizbullah ile birlikte hareket eden Rus paralı asker grubu Wagner'in Hizbullah'a hava savunma sistemi vermeye hazırlandığını iddia etti.

Wagner'in Hizbullah'a vereceğini iddia ettiği Rus üretimi Pantsir SA-22 hava savunma sistemi, zırhlı bir kamyonun arkasına konuşlandırılabiliyor. Son yıllarda Suriye, Libya ve Karabağ'da kullanılan uçaksavar füzelerinin yanı sıra hava savunma silahlarının da ateşlendiği sistem, özellikle alçak irtifadan gelen saldırıları önlemesiyle biliniyor.

SOYKIRIM DESTEKÇİSİ ABD'DEN AÇIK TEHDİT

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, Doğu Akdeniz'e gönderdikleri uçak gemisini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

Başkanın bölgeye fazladan bir uçak gemisi saldırı grubu gönderip birini Doğu Akdeniz'e park etmesinin nedenlerinden biri de Hizbullah da dahil olmak üzere tüm aktörlere güçlü bir mesaj gönderdiğimizden emin olmaktır. Kimse çatışmayı büyütmeyi düşünmesin. Nasrallah istediğini söyleyebilir. Ama bizim mesajımız ona da bölgedeki diğer aktörlere de aynı.