Küresel çetenin başrolünde bu kez Bloomberg var! Türkiye ve Başkan Erdoğan'a küstah NATO tehdidi: İsveç alınana kadar yaptırım uygulansın

Son dakika haberi | ABD merkezli yayın kuruluşu Bloomberg, bu kez da NATO üzerinden Başkan Erdoğan ve Türkiye'ye operasyon çekmeye çalıştı. İsveç'te yaşanan terör örgütü rezaletleri ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan alçak saldırıyı görmezden gelen Bloomberg, Başkan Erdoğan'ın kendi siyasi çıkarları için İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişini veto ettiğini iddia etti. Küstah bir dil kullanan Bloomberg, Ankara'ya yaptırım tehdidinde bulundu.

Giriş Tarihi 25 Ocak 2023, 13:35 Güncelleme 25 Ocak 2023, 14:46
Küresel çetenin başrolünde bu kez Bloomberg var! Türkiye ve Başkan Erdoğan’a küstah NATO tehdidi: İsveç alınana kadar yaptırım uygulansın

İÇİNDEKİLER

2023 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine yaklaşılırken, Türkiye'yi kıskaç altına almak isteyen "Küresel Çete" Batı medyası üzerinden operasyon girişimlerini sürdürüyor. Başkan Erdoğan ve Türkiye aleyhine algı çalışmalarına imza atan Batı medyası, son olarak Bloomberg üzerinden bir kez daha saldırıya geçti.

NATO ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE KÜSTAH TEHDİT
Türkiye'nin özellikle İsveç olmak üzere İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvuruları ile ilgili red kararı Bloomberg'i kudurttu. İsveç'in terör örgütü PKK ve FETÖ mensuplarına kol kanat germesi, ülkenin başkentinde terör örgütü üyeleri tarafından Başkan Erdoğan ve Türkiye aleyhine yapılan provokatif gösterilere göz yumması ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan alçak saldırıları görmezden gelen ABD merkezli Bloomberg, NATO üzerinden Türkiye'yi tehdit etti.

NATO'ya üye ülkelerin Türkiye harici Finlandiya ve İsveç'in üyeliklerine onay verdiğini belirten Bloomberg, Türkiye'nin red kararının ise "aldatıcı talepler"e dayandığını iddia etti. "NATO, Erdoğan'ın genişlemeyi geciktirmesine izin vermemeli" başlıklı analizde, her 10 İsveçli'den 8'inin Türkiye'nin onayını almak için ülkenin yasal ilkelerinden taviz verilmesine karşı çıktığı kaydedildi.

Ankara'nın açıkça hedef alındığı analizde şu ifadeler kullanıldı:

"ERDOĞAN'A BASKI YAPILMALI"
ABD ve Avrupa'nın bu çıkmazı çözmesi gerekiyor. (NATO) İttifak liderleri, en geç 18 Mayıs'a kadar, yani üyelik için başvurularının üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak şekilde, İskandinav ülkelerinin başvurusunu onaylaması için Erdoğan'a baskı yapmalı.

ABD VE NATO'YA SESLENDİLER
Aynı yazıda, Türkiye'ye uygulanması istenen yaptırımlar konusunda Batı'ya çağrıda bulunuldu:

Türkiye direnirse ABD Kongresi, Ankara'ya F-16 savaş uçağı satışını durdurarak yanıt vermeli. NATO, Türkiye'nin ortak tatbikatlara katılımını azaltmalı. Türkiye'nin uzlaşmazlığı sadece İskandinav ülkelerinin üyelik hedeflerini tehlikeye atmıyor, Avrupa'nın da geniş kapsamlı güvenliğini riske atıyor.

FİNLANDİYA VE İSVEÇ SALDIRI TEHLİKESİ ALTINDA
Öte yandan, Finlandiya ve İsveç halkının Rus baskısına karşı savunmasız durumda olduğu iddia edilerek, iki ülkenin Rusya'nın kritik altyapılara yönelik saldırı ihtimaliyle karşı karşıya olduğu öne sürüldü.

Finlandiya ve İsveç'i NATO'ya almanın, "Vladimir Putin'i caydırmak ve Avrupa'nın gelecekteki tehditlere karşı savunmasını güçlendirmek" için kritik öneme sahip olduğu görüşü de ortaya atıldı.

"NATO'YA ZARAR VEREN ÜYE, MÜTTEFİK DEĞİLDİR"
Türkiye'ye yönelik yaptırım tehditlerinin sürdürüldüğü analiz, şöyle tamamlandı: Mesaj net olmalı: Grubun (NATO) güvenliğine kasten zarar veren bir ittifak üyesi, kesinlikle bir müttefik değildir.

BATI'DAN TÜRKİYE'YE KİRLİ SEÇİM OYUNU
A Haber canlı yayınına katılan Fransız gazeteci Pierre Jovanovic ise Batı'daki Başkan Erdoğan ve Türkiye karşıtlığına dikkat çekerek seçim sürecinde bazı kirli oyunlara girişileceğinin altını çizdi. Fransız gazeteci Jovanovic, Batı'nın Erdoğan'a karşı kirli bir politika yürüttüğünü söyledi.

"ERDOĞAN'DAN KURTULMAK İSTİYORLAR"
Jovanovic, "John Bolton'ın açıklamaları hiç şaşırtıcı değil. Seçimden önce bazıları yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kirli bir takım oyunlara girişecek. Benzer şeyi belediye seçimlerinde de yaptılar. John Bolton, ABD'nin Erdoğan'a karşı düşünce tarzının birebir örneği. ABD'li politikacılar Erdoğan'a karşı pozitif değil. Erdoğan'dan kurtulmak istiyorlar." ifadelerini kullandı.

Bunun yeni bir durum olmadığını vurgulayan Jovanovic, "Bunu daha önce çok kez gördük. Türkiye'ye karşı ilk kirli oyunları yaklaşık 4 yıl önceydi, Türk Lirası'na karşı korkunç bir saldırıya geçtiler. Diğeri de belediye seçimlerinden yaklaşık 3 hafta önceydi. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar, Erdoğan'ın seçimi kaybetmesini istiyorlar." dedi. Fransız gazeteci John Bolton hakkında ise, "Trump tarafından kovuldu çünkü kendisi bir deliydi. Bolton güçlü bir Türkiye'ye tahammül edemiyor, ülkenin ABD tarafından yönetilmesini istiyor. Fransa'da yaptıkları şey de tam olarak bu." ifadelerini kullandı.

Batı medyasındaki Erdoğan karşıtlığına işaret eden Pierre Jovanovic "Türkiye'ye karşı ekonomik bir savaş da var" dedi.

BAŞKAN ERDOĞAN NEDEN AVRUPA BASINININ HEDEFİNDE?
Jovanovic, "Eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'den rahatsız oldukları gibi ABD'li çok sayıda siyasetçi Erdoğan'ın politikalarından da rahatsız. De Gaulle de ABD'nin üstünlüğüne karşıydı, Washington'ın bir kuklası olmak istemiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı karaktere sahip olduğu için ABD'li siyasetçiler onu lider olarak görmek istemiyor. Çünkü Erdoğan ülkesini, halkını savunuyor." şeklinde konuştu. Jovanovic, "Erdoğan'a karşı medyada yürütülen büyük bir kampanya var. Erdoğan'ı tüm Avrupa basınında büyük bir tehlike olarak gösteriyorlar. Zaten Avrupa basınına göz gezdirdiğinizde bunu göreceksiniz." ifadelerini kullandı.

"GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE GÖRMEK İSTEMİYORLAR"
Türkiye'ye yapılan ekonomik operasyona da değinen Jovanovic, "Şu an Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı'na karşı büyük bir dezenformasyon savaşı var. 40 yıldır ekonomi haberleri yapıyorum. ABD merkezli şirketlerin Türk Lirası'na karşı nasıl hamleler yaptıklarını gördüm. Bu seçimden önce yine yapacaklar. Lira'nın değerini düşürüp, insanların buna karşı tepki göstermesini bekleyecekler. Bu Türkiye'ye karşı ekonomik bir savaş." dedi.

"İSVEÇ'TE YAŞANANLAR PROVOKASYON"
Fransız gazeteci İsveç'te yaşanan skandal gösteri içinse "provokasyon" değerlendirmesinde bulundu. Fransız gazeteci, "İsveç ve Finlandiya ilk olarak Erdoğan'ın taleplerine karşı işbirliği yapacaklarına ve pozitif yanıt vereceklerine söz verdiler. Ancak son zamanlarda yaşananlar, Türkiye'ye ve Erdoğan'a karşı yapılan bir provokasyonlar serisi. Avrupa basınında gördüğüm tek şey Erdoğan'ın seçimi kaybetmesinin istenmesi. Paris'teki saldırgan tamamen akıl sağlığı yerinde olmayan biriydi, olayın Türkiye'yle hiçbir ilgisi yoktu. Ancak Fransız basını Türkiye hakkında ne bilgi elde ederse onu kullanmaya çalışıyor. Bu bir bilgi savaşı. Ancak karşı koyan bir lider olunca, istediklerini yapamıyorlar." dedi.

Jovanovic, Türkiye'nin Ukrayna savaşındaki arabuluculuk rolüne de değindi. Türkiye'nin bu konudaki başarısına dikkat çeken Jovanovic, "Erdoğan'ın ve Türkiye'nin bu alanda sahneye çıkışı, ABD ve Avrupa'nın diplomaside istediği gibi hareket edememesine neden oldu. Çünkü Ankara artık oradaydı ve bu onlar için çok yeni bir durum." dedi.

BATI'NIN HEDEFİ: ERDOĞAN'I DEVİR TÜRKİYE'Yİ ZAYIFLAT
İŞTE KÜRESEL ÇETENİN TÜRKİYE VE ERDOĞAN'A OPERASYON İÇERİKLİ HABERLERİ
Türkiye, Başkan Erdoğan'ın 14 Mayıs 2023'ü seçim tarihi olarak açıklamasının ardından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanırken, Batı medyası da Türkiye ve Başkan Erdoğan aleyhine algı çalışmalarına hız verdi. The Economist, Wall Street Journal, Bloomberg, Washington Post, Financial Times, Der Spiegel gibi Batı'nın öne çıkan medya organlarında Başkan Erdoğan ve Türkiye'ye manipülatif haberlerle "Küresel Çete" tarafından operasyon çekilmeye çalışılırken, yurt içinde de özellikle 6'lı masa temsilcileri başta olmak üzere muhalifler bu operasyona çanak tutuyor.

ALMAN DER SPIEGEL DE OPERASYONA KATILDI
'Küresel Çete'
operasyonlarına kesintisiz devam ederken, bu medya organlarına Alman Der Spiegel de eklendi. Muhalefetin "Başkan Erdoğan aday olamaz" iddiasını kaynak gösteren Der Spiegel dergisi, Başkan Erdoğan'ın yapılacak seçimlerde aday olamayacağı imasında bulundu. Der Spiegel'de yer alan anket çalışmasında "Türkiye bir diktatörlüğe doğru mu yöneliyor?" diye sorularak Başkan Erdoğan aleyhine manipülasyon çalışması yapıldı.

HDP VE EKREM İMAMOĞLU ÜZERİNDEN ALGI MANİPÜLASYONU
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıllık iktidarının en zorlu yarışıyla karşı karşıya"
ifadesinin kullanıldığı haberde; Başkan Erdoğan'ın muhalefeti baskı altına almak için HDP'ye kapatma davası açtırdığı iddia edildi. HDP'nin terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olmasının görmezden gelindiği haberde "Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) verilen yaklaşık 29 milyon dolarlık devlet yardımına bloke koydu ve banka hesaplarını geçici olarak dondurdu. Türk hükümeti, HDP'nin ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı ayrılıkçı militan bir grup olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile 'organik bağları' olduğunu iddia ediyor. HDP bu tür bağlantıları reddediyor ve haklı olarak bu ayki mahkeme kararını 'Türkiye'nin demokrasi tarihinde bir başka kara leke' olarak nitelendiriyor. HDP'ye yönelik saldırı, Sayın Erdoğan ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin rakiplerine yönelik bir dizi saldırının sonuncusu." ifadeleri kullanıldı.

Aynı haberde HDP'nin yanı sıra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden de algı manipülasyonu yapıldı. CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Başkan Erdoğan'a rakip olarak görüldüğü için mahkeme tarafından hapis cezasıyla cezalandırıldığı iddia edildi.

KÜSTAH TEHDİT
WSJ aynı haberde Başkan Erdoğan'ın seçimleri kazanabilmek için "hileye" başvurabileceği iftirasını atarken; ABD ve Avrupa'nın bu duruma sessiz kalmayacağını söyleyerek küstahça gözdağı vermeye çalıştı.

BATI MEDYASI BOŞ DURMUYOR
WSJ'nin algı dolu haberi öncesi geçtiğimiz günlerde Washington Post, Bloomberg ve Financial Times'ta da benzer içerikte yazılar çıkmıştı. Çıkan yazılar "Küresel çete"nin masanın üzerindeki etkilerini gözler önüne serer nitelikte.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

ABD merkezli Washington Post ve Bloomberg "Türkiye seçimlerini 2023'teki en önemli seçimler" olarak değerlendirirken, "Sonuç, Washington ve Moskova'nın yanı sıra Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika'daki başkentlerdeki jeopolitik ve ekonomik hesaplamaları şekillendirecek." ifadelerine yer verildi.

Financial Times ise yılbaşı öncesi yaptığı analizde seçimi Başkan Erdoğan'ın kazanacağını anlayınca manipülasyona başladı. Haberde Türkiye ile ilgili bölümde yer alan "Türkiye'nin Haziran seçimlerinde Erdoğan dönemi sona erecek mi?" sorusuna yanıt veren FT Türkiye muhabiri Laura Pitel'in ifadesi İngilizlerin Başkan Erdoğan karşısındaki çaresizliklerini bir kez daha gözler önüne serdi.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

Pitel, seçimi Başkan Erdoğan'ın kazanacağını ifade ederken, satır arasında verdiği skandal mesajlarla algı operasyonu çabası içerisine girdi. Pitel soruya yanıtında, "Recep Tayyip Erdoğan azalan popülaritesine karşın iktidarda kalmak için adil ya da hileli bir yöntemler yağmuruna başvuracak. İktidarını üçüncü on yıla genişletmesi, Türkiye'nin zaten sorunlu olan ekonomisinde ağır sonuçlara yol açacak, yaşam standartlarındaki düşüşü kötüleştirecek ve kişisel özgürlüklere daha fazla sınırlama getirecek." ifadelerini kullandı.

BOLTON DA TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALDI
Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, daha önce bir televizyon programında kendisini, "başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri" olarak tanımlamıştı. Bolton şimdi de Türkiye'deki seçimler ile ilgili skandal ifadeler kullandı.

The Wall Street Journal'a makale yazan Bolton, "Batı'nın, Türkiye'deki muhalefetin yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarı şansı elde etmesini sağlamaya yardım etmek için cesur bir adım atması halinde Erdoğan'ın durdurulma şansı söz konusu" diye yazdı.

Muhalefetin etkili bir kampanya yürütmesi ve birlik içinde kalması halinde Erdoğan'ın seçimde yenileceğini öne süren John Bolton, "Erdoğan'a karşı koyulmazsa, işler daha da kötüye gidecek" iddiasında bulundu.

"SÖMÜRGE VALİLİĞİ OYNADIĞINIZ GÜNLER GERİDE KALDI"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un seçimle ilgili açıklamalarına ilişkin, "Türk milletinin demokratik iradesini vesayet altına almaya çalışmak beyhude bir çabadır. Sömürge valiliği oynadığınız günler geride kaldı." ifadelerini kullandı.

Kalın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, daha önce darbeleri desteklediğini itiraf eden eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'un, NATO'yu Türkiye'deki seçimlere müdahale etmeye çağırdığını belirtti.

İbrahim Kalın, "Türk milletinin demokratik iradesini vesayet altına almaya çalışmak beyhude bir çabadır. Sömürge valiliği oynadığınız günler geride kaldı." değerlendirmesinde bulundu.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN