Kaybedeceklerini bilen CHP'liler daha seçim yapılmadan seçimlerin sonuçlarını şaibeli göstermeye gayret ederlerdi. Elektrik kesildi AK Parti kazandı, bakan YSK'nın önünden geçti AK Parti kazandı, oy pusulaları mühürsüzdü AK Parti kazandı diye akla hayale gelmeyen hikayeler uydururlardı. Daha garibi ise bir yandan bu hikayeleri anlatırken diğer yandan da AK Parti'nin kaybettiğini, kendilerinin kazandığını iddia etmeleri olurdu. Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin kaybettiği her seçim sonrası kameraların karşısına geçer, türlü garip hesaplarla seçimin kazananının CHP, kaybedeninin AK Parti olduğunu iddia ederdi.
31 Mart seçimlerinde bu manzara biraz değişti. CHP Ankara'yı kazandı.
İstanbul'da seçimler şaibeli olsa ve YSK'nın seçimi iptal etmesi beklense de şimdilik İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı koltuğunda bir CHP'li oturuyor. Hal böyle olunca CHP bu seçimde şaibe lafı etmedi.
Kaderin cilvesine bakın, yıllardır neredeyse sıfır hata ile yapılan seçimlerin hepsine itiraz eden CHP, ilk defa ortada somut delillerle sabit bir şaibe varken susuyor.
Tam CHP seçim sonucunda mızıkçılık yapmamayı öğrendi derken, bu İstanbul işi çıktı. İddialar malum; üstelik CHP'liler de iddiaları reddetmiyorlar. Kenarından dolaşıyorlar. Mesela geçersiz oylarda usulsüzlük yapılmadı demiyorlar.
Geçersiz oylar sayılırsa fark 15 bine düşer ama yine biz kazanırız diyorlar. Veya sandık kurullarının teşekkülünde şaibe yok demiyorlar.
Aman canım hata varsa ilçe seçim kurulu yapmıştır, bize ne diyorlar.
Keza sandık sonuç tutanaklarında AK Parti'nin buharlaşan oylarını da reddetmiyorlar. Evet oyunuz buharlaşmış ama itiraz ile düzeltilir diyorlar.
Ama baktılar ki İstanbul'da mızrak çuvala sığmıyor, aklı başında olan herkes organize bir usulsüzlük yapıldığını görüyor, YSK'nın İstanbul seçimlerini iptal etme olasılığı günden güne artıyor, tekrar fabrika ayarlarına döndüler. YSK daha kararını açıklamadan YSK'yı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. YSK iptal kararı verirse ülkede kaos çıkar açıklaması yapıyor Kılıçdaroğlu iki günde bir. YSK üyeleri üzerinde apaçık siyasi baskı kuruyor, onları yönlendirmeye çalışıyor. Sonra da üste çıkıp iktidar YSK'ya baskı yapıyor diyor.
Hele bir YSK İstanbul'da seçimler yenilenmeli desin siz o zaman seyredin manzarayı. YSK üyesi saygın hakimlerin yandaş olduğunu, hukuku katlettiğini, adaleti sattıklarını iddia edecekler. Suçlu tekrar YSK olacak. Tıpkı geçmişte kaybettikleri seçimlerde olduğu gibi. CHP seçim kaybederken kötü, CHP'ye İstanbul ve Ankara mazbatalarını verirken iyi olan YSK, seçimi iptal ederse CHP için tekrar kötü olacak.
'Seçim sistemi güvenilmez, Erdoğan diktatör, YSK yandaş, Türkiye kötü ülke' olacak.
Beğenmediğiniz seçim sistemi ile İstanbul ve Ankara mazbatasını aldınız, diktatör dediğiniz Erdoğan hukuk önünde partisinin hakkını aramak için dilekçe üstüne dilekçe verdi, yandaş dediğiniz YSK AK Parti'nin bazı itirazlarını kabul etmedi, beğenmediğiniz Türkiye'ye bahar getirdiğinizi iddia ediyordunuz...
Şimdi ne değişti diye sormayın?
CHP bu, çok da sorgulamamak lazım.
Ama başka bir soru soralım; seçim iptal olur olmaz bir yana bu kadar şaibeyi kim yaptı?
