Cumhur İttifakı'nın oldukça sade bir mantığı var. Birinci ilke; büyükşehirleri elde tutmak ve İzmir gibi muhalefetin elinde olan büyükşehirleri kazanmak.
İkincisi; şu an bıçak sırtı olan seçim çevrelerini ittifak sayesinde kaybetmemek. Üçüncüsü ise AK Partili veya MHP'li olmayan ancak iki parti güçlerini birleştirince kazanma ihtimallerinin yükseldiği yerleri muhalefetin elinden almaya çalışmak. Bu kapsama girmeyen seçim bölgelerinde iki parti karşılıklı yarışacak. İttifakın kapsamı net ve sade olunca anlaşması da anlaması da kolay oluyor. Daha önce, AK Parti'nin Türkiye'nin açık ara birinci partisi olarak her seçim bölgesinde aday çıkarma yaklaşımı vardı. AK Parti bu yaklaşımdan feragat edince iki parti için yerel seçim ittifakının en büyük zorluğu da aşılmış oldu.
Diğer tarafta CHP ve İYİ Parti arasından kotarılan, HDP'nin de perde arkası ortağı olduğu bir başka seçim ittifakı kuruldu. Salı ve Çarşamba günü Kılıçdaroğlu ve Akşener kameraların önüne geçerek anlaştıklarını açıkladılar.
Kılıçdaroğlu açıklamasında somut bir şey söylemedi. Güzel günler göreceğiz, güneşli günler göreceğiz, bahar yaklaşıyor demekle yetindi.
Kasıtlı veya kasıtsız, FETÖ'nün militanlarına umut aşılamak için kullandığı kalıpları tekrarladı. Ortak açıklamada konuşma sırası kendisine geldiğinde Akşener ise teşekkür etmek ve hayırlı olsun demekle yetindi.
Ortada ne genel başkanlar ne de diğer parti yetkilileri tarafından yapılmış bir açıklama yok. Ama medyaya yansıdığı kadarıyla İYİ Parti'nin üç büyükşehirde aday çıkartmayıp CHP'nin adayını destekleyeceğini, buna karşılık da CHP'nin Kocaeli, Sakarya, Balıkesir, Denizli, Konya, Trabzon, Gaziantep ve Samsun'da İYİ Parti adayını destekleyeceğini biliyoruz. Ama kafa karıştırıcı bir nokta var; iki partinin de eşit oy aldığı Konya haricinde bu şehirlerin hepsinde CHP, İYİ Parti'den hatırı sayılır oranda yüksek oy almış. Mesela CHP yüzde 30 oy aldığı Balıkesir'de aday çıkartmayarak yüzde 15 oy alan İYİ Parti'yi destekleyecek. Keza CHP'nin Kocaeli oyu yüzde 20 iken, yüzde 10 oy almış İYİ Parti'yi destekleyecek.
Şüphesiz bir bildikleri vardır. Bir hesap kitap yapıp bu karara varmış olabilirler. Mesela bu bölgelerde daha etkili olan milliyetçi oyları Cumhur İttifakı aleyhine bölmek istemiş olabilirler. Güzel bir temenni ama ne kadar gerçekçi orası çok tartışılır.
İttifakın kendisi siyasi bir zorlamaya dayanınca, bulduğu model de gerçekçi olmuyor. Ne siyasete uyuyor ne de dört işleme!
