Kustu, kustu, gitti

Eklenme Tarihi 12 Ekim 2010
Küstahlığın ve saldırganlığın bu kadarına da pes doğrusu. Tepkilerden bunalan Nemenya Kusturika, kelimenin tam anlamı ile kin kustu.
Altın Portakal Film Festivali'nde gerçekten oldukça garip olaylar yaşandı.
Kusturika, esip gürledi. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay"düşman", bu ülkenin insanlarını da "katil" ilan etti. Ardından çekip gitti. Bu yaptıklarının karşılığında ise bir "teşekkür" bir de "özür" aldı! Antalya'nın CHP'li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, bizi "katil" ilan eden adamdan özür dileyen bir siyasetçi olarak tarihe geçti.
***

Kendisine gösterilen tepkilerin sebebi belli:
Geçmişte Müslüman olan Boşnak asıllı Kusturika, Sırpların yaptığı katliamın en yoğun olduğu günlerde din değiştirdi. Vaftiz edildi ve Hıristiyan olduğunu iddia etti.
Sadece din değiştirmekle kalsa, kimsenin diyeceği yoktu. Oysa, O bununla yetinmedi.
Kendisini haklı çıkarabilmek için Sırpların yanında yer aldı. Abuk sabuk laflar edip, tarihi gerçekleri saptırdı. "Biz zaten geçmişte Sırptık" türünden sözler sarf etti.
Yetmedi, Sırp Çetniklerin, Bosnalı Müslüman kadınlara sistemli olarak uyguladığı tecavüzlerin abartıldığını söyledi.
Doğal olarak Sırpların zulmünü yaşayan bütün Boşnakların tepkisini topladı.
Kendisine "Tecavüzcüleri destekleyen vatan haini" damgası vuruldu.
***

Kusturika'yı savunan Antalya'nın CHP'li Belediye Başkanı Akaydın, olayın "Altın Portakal tarihine kara bir leke olarak geçtiğini" söylüyor. Aynen öyle oldu...
Kusturika, tam bir "yavuz hırsız" gibi davrandı. Kendisini savunmaya çalışırken iyice küstahlaştı. Ecdadımıza hakaret etti. Demokratik hakkını kullanarak, tepkisini ortaya koyup festivale katılmayan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'a da "düşman" ve "barbar" damgasını vurdu. Kin kustu ve ardından gitti.
Kusturika, küstahlığın her türünden örnekler sergiledi... Daha başlangıçta "Kusturika varsa ben yokum" diyerek filmi Bal'ı festivalden çeken yönetmen Semih Kaptanoğlu'na sözde "cevap" verdi:
- Soykırımlara bu kadar duyarlıysa, neden Birinci Dünya Savaşı'nda Ermenilere uygulanan soykırım hakkında konuşmuyor?
Kendisini kurtarmaya çalışırken, "Ermeni Soykırımı" yalanına sarıldı. Gözümüzün içine baka baka hepimize hakaret ve iftira etti.
Koskoca bir milleti soykırım yapmakla suçladı.
Gösterilen tepkileri de "ilkellik" olarak değerlendirdi. Vesaire, vesaire...
Bütün bunlar yaşanırken ve kendisine "sen ne diyorsun" diye sorulması gerekirken, son derece garip bir gelişme oldu.
Antalya Belediye Başkanı Akaydın, "Kusturika'dan, Türkiye adına özür diledim" dedi. Adam hem bize sövdü, yerden yere vurdu; hem de üstüne özür aldı.
Bundan daha büyük bir ayıp olur mu? Bu yılki Altın Portakal Film Festivali, gerçekten tarihimize kara bir leke olarak geçti!
***

Kusturika'yı savunanlar, dönüp dolaşıp aynı sözleri söylüyorlar:
- O, Türkiye'ye sanatçı kimliği ile davet edildi.
Olabilir, o yine sanatını yapsın. Tartışılan Kusturika'nın sanatçı kişiliği değil ki.
Söylediği soykırıma destek veren o sözler.
Antalya Büyükşehir Belediyesi önüne siyah çelenk bırakan Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Cemal Şener de gayet güzel ifade etti:
- Kusturika'nın sanatçı kimliği bizi ilgilendiren kimliği değildir. Bizi ilgilendiren, katilleri, tecavüzleri destekleyen birinin ülkemizde itibar görmesi.
Adam, sadece itibar görmekle kalmadı. Sarf ettiği o çirkin sözlere rağmen, "gitme" diye önünde bin takla atıldı. CHP, işte bu tür tavırlar yüzünden belini bir türlü doğrultamıyor.
Kılıçdaroğlu'na benden söylemesi!..