Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 4 Aralık 2019

Yapmazlar, yaptırmazlar da!..

'İstanbul Deprem Çalıştayı'na katılan İBB Başkanı, deprem ile ilgili birkaç söz ettikten sonra, Kanal İstanbul Projesine 'yumulmuş' ve tam da kendisinden beklenebileceği gibi, bulabildiği bütün argümanlarla saldırmış.

Konuşmasına bakınca, Sultan II. Abdülhamit Han'ın daha 1900'de iki köprü planladığı anlaşılan Boğaz'da, neden ilk köprünün 1973'te ve ikincisinin de 1998'de ancak açılabildiğini anlamak kolaylaşıyor.

İnsanlara hizmeti dokunacak bir şeyler yapmak yerine hiçbir şey yapmamaya programlanmış CHP zihniyetinin, 2016'da açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne çıkarmaya çalıştığı zorluklar da cabası.

Kendilerine demokrat, kendilerine özgürlükçü oldukları iyi bilinen CHP mensuplarının, hizmet konusunda kendilerine yönelik olanlara öncelik verirken, milletimizle ilgili olanları pek kaale almadıklarını söylemek gerek.

Herhangi bir şeyi yaptıklarına nadiren şahit olunan CHP'lilerin 'yapmamak' yanında, 'yaptırmamaya çalışma' hususunda oldukça maharetli oldukları bilinse de, İBB Başkanı'nın Kanal İstanbul'a yönelik aşırı hassasiyeti, meselenin başka noktalardan kaynaklandığını akla getiriyor.

Çeşitli avantajları açısından Türkiye'nin projesi olan ve ülkemizi rahatlatacak Kanal İstanbul'un bazı ülkeler tarafından istenmediği, sır değil.

'Temel Atmama Töreni' gibi, gariplikler tarihine girecek bir icraata imza atan birisinin Kanal İstanbul'a övgüler düzmesini beklemek abes olsa da; 'ihanet', 'cinayet' gibi sözler kullanarak yaptığı 'bu ne şiddet!' dedirten değerlendirmeler, kimin sözcüsü olduğunu sormayı da gerekli kılıyor.

Göller, havzalar, tarım alanları, yaşam alanları, yer altı suyu, ulaşım sistemi, antik kentler, kirlilik, deprem ve daha birçok şey… Kanal İstanbul konusuna olumsuz açıdan yaklaşmakta kullanılabileceğini düşündüğü bütün argümanları kullanan İBB Başkanı, projeyi hazırlayanların bunları da düşündüklerine ve hesaplarını buna göre yaptıklarına, hiç değinmemiş.

Kulaklara küpe…

Kanal İstanbul'un faydaları konusunda tek kelime etmeyen İBB Başkanı, temsilcisi olduğu zihniyete yapışan 'yapmamak ve yaptırmamak' özelliğinin de farkında değil sanki.

İBB Başkanı'nın söyledikleri, CHP zihniyetinden fırsat bulundukça yapılan eserler olmasaydı Türkiye'nin ve İstanbul'un ne halde olacağını düşünmek için bir vesile.

Başkanın mensup olduğu zihniyetin vaktiyle Boğaza yapılacak ilk, sonrasında ikinci ve yakın dönemde üçüncü köprüye olan itirazları, unutulmazlar arasındadır. Marmaray, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptırmamak için ne kadar uğraştıkları da herkesin malumu. Siz buna İstanbul Havalimanı ve benzeri birçok büyük projeyi de ekleyebilirsiniz.

İBB Başkanı, 'geçmiş dönemde İstanbul'da işlerin ya hiç yürümediği, ya da olması gerektiği gibi yürümediği' sözleri ile 1989-1994 arasını mı kastediyor, bilinmez.

Ancak özellikle de İstanbulluların asıl dikkat etmeleri gereken şey, İBB Başkanı'nın su sıkıntısı olabilme ihtimali ile ilgili olarak söylediği: "2040'a, 2071'e kadar su sorunu yaşamayacağımız bir şehir devraldığımız konusunda, Sayın Cumhurbaşkanı dahil, teminatlar verildi topluma. Biz de o teminatı alarak seçildik" şeklindeki sözleri…

İBB Başkanı'nın mevcut hizmetlerin sürmesi konusunda iptaller dışında bir şey yapmaya niyeti olmadığını gösteren bu sözler, kendisine oy verenlerin kulaklarına küpe olur herhalde…

İstanbul'un sürekli hizmet üretilmesi gereken bir metropol olduğunu bir şekilde anlayacağı kesin İBB Başkanı'nın… Ancak mesele, bunun mümkün olduğu kadar erken gerçekleşmesi…