Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 6 Mart 2019

‘Kazanmak’ değil, ‘kaybettirmek’…

Her seçim önemlidir, ama geçenler geçtiğine göre, en önemli seçim daima yaklaşan ilk seçimdir. Yani önümüzdeki mahalli seçim, en önemli seçimdir…

Bu seçimin 'en önemli' olma hali, öncelikle bir seçim olması ile alakalı. Ama galiba esas konu, Cumhur İttifakı'nın ve karşılarındakilerin seçimlere yönelik beklentileri ile alakalı.

Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ve MHP liderlerinin sık sık beka vurgusuna başvurmaları, birilerinin canını sıkıyor. Ancak esas olarak hizmete yönelik vaatleri önceleyen iki liderin zaman zaman 'beka' vurgusu yapmalarının sebebi de, karşıt ittifakın herhangi bir şey yapmaktan çok, yıkmaya ağırlık vermesi ile alakalı gibi gözüküyor.

İttifaklarına Millet ismini koysalar da, Zillet ya da İllet denilmeyi hak eden bu cenahın öncelikli hedefinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bir gedik açabilmek olduğu, malum. Bunun da kaos manasına geldiği biliniyor.

Mahalli seçimlerin ülkenin yönetim biçimini değiştirmekle bir alakası yok aslında. Ancak, Zillet İttifakı mensuplarının konuşmaları, mahalli seçimlerde başarılı olmaları halinde sistem değişikliğinin kapısını zorlayacaklarını gösteren işaretleri ile dolu.

Sistem değişikliği hedefini, 'aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş' denilerek geçiştirmek mümkün… Ancak, mahalli idareleri yönetmek üzere milletimizin karşısına çıkanlardan bazılarının sarf ettiği sözlere bakılınca, Cumhur İttifakı mensuplarının 'beka' vurguları hakikaten önem kazanıyor...

Zillet İttifakı'nın başat üyesi HDP'nin Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin "Güneydoğu'da kazanacak, batıda da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz" şeklindeki açıklaması, başka çağrışımları bir yana, ciddi şekilde rahatsız edici.

İstikrar mı, kaos mu?..

HDP'nin kazanmasının ne manaya geldiğini biliyoruz. İstisnalar hariç Kandil'den gelen her türlü talebi, her ne olursa olsun mecburen karşılayacaklar. Bunun da bazı belediyelere insanlara hizmet için gönderilen paraların terör örgütüne peşkeş çekilmesi manasına geldiği, tecrübe ile sabit…

'AK Parti ve MHP'ye kaybettirme' sözünün sadece kaybettirmekle sınırlı olmayıp, ittifak ettikleri partilerin listelerinden meclislere girecek hatta doğrudan belediye başkanı olabilecek HDP'li isimler üzerinden başka şeylerin hedeflendiğini de söyleyebiliriz mesela.

Birçok il, ilçe ve beldede başka partilerden gösterilseler de ideolojik olarak HDP'li ya da bu partiye yakın olduğu bilinen isimlerin yapabileceklerini ise hayal etmek bile güç.

Cumhur İttifakı'nın bir şeyler yapma ve memleketi biraz daha ileriye götürme gayretine karşılık, Zillet İttifakı mensuplarının bir şeyler yapmaktan çok yıkma esası üzerine bina edilen propagandalarının nasıl bir netice doğuracağını hep beraber göreceğiz.

Ancak, herhangi bir şey yapmayı vaad etmek yerine, yıkacaklarını söyleyerek kampanya yürütenlerin, alabileceklerinden şüphe duymadıkları yerler dışında da ümitli olmaları, düşündürücü.

Zillet İttifakı, kazanımlarından memnuniyet duysalar da, umduklarının tümüne kavuşamayanlardan gelebileceğini umdukları tepkilere bel bağlamış durumda…

Küçük hikayeleri dolayısıyla kazanımlarını ve kazanımlarımızı riske atabilecek şekilde davranabilecek insanlar olduğu da, bir sır değil.

Bize düşen de, biraz fazlasına kavuşamadıkları için ellerindekini kaybetmelerine sebebiyet verebilecek davranışlar gösterme eğilimindeki insanlara, böylesi bir adımın 'dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktan' çok daha vahim sonuçlar doğurabileceğini, bıkıp usanmadan anlatmak…

Ne diyorduk?.. Bu seçim en önemli seçim…