"CHP halkı aşağılıyor!"

Gazeteci Nihal Bengisu Karaca, 30 Mart'taki seçimlerde istenilen sonuç alınamayınca klasik CHP seçmeninin halkı aşağılamaya başladığını ifade etti.

Giriş Tarihi 04 Nisan 2014, 00:00 Güncelleme 05 Nisan 2014, 00:23
CHP halkı aşağılıyor!

İÇİNDEKİLER

24'TV'de 'Politik Eksen' programında Ahmet Kekeç, Ahmet Taşgetiren ve Nihal Bengisu Karaca seçim değerlendirmesinde bulundu.

Nihal Bengisu Karaca, CHP'nin seçimlerden önce bir değişim görüntüsü verdiğini, reklamlarında da halktan kişilerin temsil edildiği imajinasyon oluşturmaya çalıştığını fakat "Klasik CHP" seçmeninin seçim sonrasında tipik kodlarına dönerek halkı aşağıladıkları yorumunu yaptı. Nihal Bengisu Karaca, buradaki samimiyetsizliği gözler önüne serdi.

KLASİK CHP SEÇMENİ YİNE HALKI AŞAĞILADI

Karaca, "İlginç görüntülerden biri de CHP reklam tanıtım filmlerinde olabildiğince halktan kişiler kullanılmaya çalışıldı. Hele reklamların birinde başörtülü bir yaşlı teyzeyle açılıyor. İlerleyen sahnelerde bir de genç başörtülü kullanılmış. Bunların hepsi "Çare Sarıgül" diyor. kimi ötekileştirmeye karşı, kimi düzenli şehirleşme yanlısı falan hepsi sloganlarını söyleyip gidiyorlar.

Halktan kişilerin özellikle temsil edildiği bir imajinasyon oluşturulmaya çalışılmış. Ama istenen sonucun gelmediği anlaşıldığı andan itibaren, klasik CHP seçmeni yine sosyal medyadan, sağdan-soldan o tipik kodlarına dönerek, yine bu halkı; cahil, makarnacı, embesil, bidon kafalı, hırsız, zaten hırsızlığı ayırt edemeyen, hırsızın ne olduğunu bilmeyen insanlar hakaretlerinde bulundu.

Hatta, yıllardır Anadolu'da gezdiği yerlerde, çaldığı kapılardan ekmek çıkarmış, televizyonculuk hayatını buna borçlu olan Tayfun Talipoğlu "Trakya'ya kadar çinko eksikliği var" dedi. Ve insanlar da ona haklı olarak tepki gösterdiler. "Sen o çinko eksikliği insanların üzerinden bir meslek inşa ettin, ayıp" şeklinde tepkiler oldu.

Gerçekten "ben artık halkın partisiyim", "ve bakın artık devletçi, resmi ideolojinin yanlış yorumlanması, dolayısıyla marjinalleşen yankılarımı da törpülüyorum. Halkın değerler sistemine uygun bir kıvama gelmeye çalışıyorum." Halka yakın durulmaya çalışılıyor ama bunun ne kadar samimiyetsiz bir çaba olduğu görülüyor. Aslında gönülden, yürekten istenmeyip, sadece oya tahvil etmek üzere girişilmiş roller, kılıklar olduğu her seçim sonrasında gelen o dalgayla, o klasik CHP'li diyebileceğimiz yerden gelen dalgayla anlaşılıyor." dedi.

CHP İKTİDAR OLSA TOPLUMU TORNADAN GEÇİREREK HALKI YENİDEN DİZAYN EDER

Ahmet Taşgetiren, halkı bu düzeyde yargılayan CHP'nin iktidar olması halinde bu kesime neler yapacağına vurgu yaptı. Taşgetiren, tek parti ideolojisi taşıyan CHP'nin toplumu tornadan geçirerek halkı yeniden dizayn etmesine dikkat çekti.

Taşgetiren şunları söyledi: "Cumhuriyet Halk Partisi bir "halk" partisi değil. Halkın ortalama yapısını yargılayan bir parti konumunda. Bütün o aşağılayan sözler o partinin o tarafını ortaya koyuyor. Oy aldığı yerler de genelde o alanlar. Ben toplumun önüne şöyle bir soru koymak istiyorum; bu yapı iktidar olsa bu toplum kesimine ne yaparlar. Tek parti dönemi ideolojisi var. Toplumu yeniden dizayn etmeyi amaçlayan, toplumu beğenmeyen bir ideolojik yapı var. O yapı tek yapı iktidarı kurardı ve toplumun bütününü tornadan geçirirdi."

CEMAAT SİYASET YAPARKEN DE DİNİ TERMİNOLOJİ KULLANIYOR

Ahmet Kekeç, Gülen cemaatinin dini terminolojileri kullanarak siyaset yaptığını söyledi.

Kekeç, "Esasında biz siyasi bir meseleyi tartışıyoruz. Diğer tarafı da teolojik boyutu olan bir mesele. Çünkü bir cemaatten bahsediyoruz. Oraya ilişkin ritüeller var. İnanma biçimleri var. Algılama farklılıkları var. Şimdi arkadaşlar diyorlar ki; "bize niye Haşhaşi diyorsun? Bize niye şunu diyorsun? Bırak biz böyle inanıyoruz. Biz Peygamberi miraçtan da indiririz, kamyona da bindiririz. Size ne" falan gibi bir şeyleri var. Doğru. İyi ama siz burada bunları yaparken aynı zamanda kendinizi siyasi hasım konumuna yerleştiriyorsunuz. Ve siyaset yaparken de teoloji alandaki kavramları kullanıyorsunuz. Mesela beddualar siyasi sonuçlar alınsın diye yapılan şeyler. Kahhariyeler siyasal sonuç olsun diye başvurulan yöntemler. Şimdi burada siyasal tartışma ile teolojik tartışma iç içe girmiş durumda, bu iç içe girmesinin sorumlusu da sensin. Siyasal hasımsan siyasal hasım gibi davran. Yok dini bir örgütlenmeysen, dini bir hareket isen kendi alanında dur." dedi.