Uğursuz yol

Kayserili 3 yavrunun katil zanlısı bir adım ötedeydi. Çünkü kurbanların evinin balkonu, cani Uğur Veli Gülışık'ın dairesiyle göz gözeydi. Ve bu acı gerçek akıllara şu can alıcı soruyu getirdi: 'Katil zanlısı neden geç yakalandı?'

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 28 Mart 2011 Güncelleme 28 Mart 2011, 10:12
Uğursuz yol

İÇİNDEKİLER

Şeker Bayramı'nın çocuk sevinciyle güne uyanmışlardı... Yataklarının üzerine serili olan bayramlıklarını giyinip önce anne ve babalarının ellerine koşmuşlardı. 3 küçük yavrunun tek hayali, kapıları çalmak ve bayram keselerini şekerle doldurmaktı. Ancak olmadı. 9 yaşındaki Ahmet, 6 yaşındaki kardeşi Dilruba ve mahalle arkadaşları olan 11 yaşındaki Türkan, bir canavarla karşılaştı. Her telefon çalışında çocuklarından iyi haber almayı uman aileler, 556 gün sonra vahşetle tanıştı. 3 çocuğu acımadan öldüren katil zanlısı ise ailelerin hemen yanıbaşındaydı! Uğur Veli Gülışık (33) adlı cani Dilruba, Ahmet ve Türkan'ın evine sadece 120 metre uzaklıktaki apartmanda yaşıyordu.
KAPIDAKİ İSİM DEĞİŞİKLİĞİ
Tam da bu noktada akıllara şu can alıcı sorular geldi: "Katil zanlısı neden bu kadar geç yakalandı.
Mahalleden hiç kimse caninin halinden şüphelenmedi mi? Çocukların seslerini kimse duymadı mı? Katil zanlısı, tam 556 gün boyunca elini kolunu sallayıp ortalarda nasıl dolaştı. Ya bizim çocuklarımızı da öldürseydi?" İşte bu sorular çığ gibi artarken Uğur Veli Gülışık'ın komşularından ilginç ifadeler geldi. Zanlının 2008 yılında, cinayetleri işlediği iddia edilen Talas Yenidoğan Mahallesi'ndeki binaya taşındığı belirlendi.

MANAVDA ÇALIŞIYORDU
Korkunç bir vahşete imza atan cani kapı zilindeki soyadını da "kara" olarak değiştirdi.
Komşuları ise yanıbaşlarındaki kabusu şu sözlerle ifade etti: "Arasıra polisler evine gelirdi ancak biz ondan hiç şüphelenmedik. Binaya girerken karşılaşıp merhabalaşırdık. Bazen evine bir kadın gelirdi. Herhalde annesiydi" diye konuştu. Bu arada sürekli iş değiştiren zanlının son olarak evine yakın bir manavda çalıştığı öğrenildi.


SEVGiLiSiYLE MESAJLAŞIYORDU
Ölüm kusan zanlının bir diğer adresi de evinin karşısındaki internet kafeydi. Cani adam, haftanın 2-3 günü internet kafeye gidiyor ve hep aynı yerde, 2 numaralı koltukta oturuyordu. Gülışık, internet üzerinden sevgilisiyle görüşüyordu.

ANNESiNE iLAHi KASETi YAPMIŞ
Anne Fatma Gülışık, oğlunun caniliğinden habersiz 2 hafta önce onun yanına gelmişti. Katil zanlısı ise özel olarak yaptırdığı ilahi kasetini annesine hediye etmişti. Bu arada baba Ahmet Gülışık'ın ağır kalp hastası olduğu öğrenildi.
YAŞINI BÜYÜTMÜŞ
Katil zanlısıyla ilgili bir ilginçlik de yaşına dairdi. 33 yaşındaki Uğur Veli Gülışık'ın mahkeme kararıyla 1999'da yaşını 2 yıl büyüttüğü ortaya çıktı. Gülışık, geçen yıl da Yozgat Çayıralan İlçe Nüfus Müdürlüğü'ne başvurarak yeni nüfus cüzdanı aldı.

ŞEKERLERİNİ SOBADA YAKTIM
Caninin ifadesi kan dondurdu. Suçunu itiraf eden Gülışık, vahşeti şöyle itiraf etti: "Çocuklar kapıyı çaldıklarında Türkan'a tecavüz etme düşüncesiyle içeriye aldım. Onları 'Eşim dışarıya şeker almaya gitti, ama gelecek' diyerek kandırdım. Dilruba'yı 'Odada beşik var. Görmek ister misin' diyerek odaya götürdüm. Orada koli bandıyla ağzını ve ellerini bantladım. Ahmet ise 'Kardeşim nerede?' diye sordu. 'Küçük odada' dedim. Ahmet'i de burada etkisiz hale getirdim. Ağzını bantladığım Türkan'a ise banyoda tecavüz edip bıçakladım. Diğerlerini ise boğdum. Hepsini öldürdükten sonra topladıkları bayram şekerlerini, çanta ve ayakkabılarını sobada yaktım. Olaydan sonra eve 2 gün giremedim. Daha sonra cesetleri 3 tane valize koydum. Bayramın 4'üncü günü valizleri asansöre tek tek taşıdım. Cinsel sorunlarım vardı. Son dönemde polisler üzerime yoğunlaşıyordu. Sonra da beni gözaltına aldılar."

Erzurum'dan gelen feryat
3 yavrunun feci sonu kayıp ailelerinin de yüreğini yaktı. Onlardan biri de Erzurumlu Sümbül ve Yaşar aileleriydi. Aileler, tam 316 gündür kayıp olan kızları Mercan (6) ile Fazilet'in (7) bulunmasını istedi.

KAYBOLDUK !
Türkan, Ahmet ve Dilruba'nın korkunç sonu gözleri yeniden kayıp çocuklara çevirdi. Ancak Türkiye'nin kayıp haritası, dehşet vericiydi. Zira Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre sadece 2010 yılında bin 810 çocuk kaybolmuştu. Kaybolan çocukların yüzde 65'i kız, yüzde 35'i ise erkekti.

Yürekler paramparça
Yozgat'taki bir baraj gölünde gömülü olarak bulunan çocukların cesetleri dün Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. 3 masumun kemik ve elbise parçaları DNA ve kriminal incelemeye tabi tutulacak.

Öfkenin sesi dinmedi
Korkunç cinayetin faili olan Ugur Veli Gülışık'ın sorgusu dün sabaha kadar sürdü. Adliye önünde bekleyen Kayserililer ise "Onu bize verin" diye isyan etti. Arka kapıdan çıkarılan zanlı yoğun güvenlik önlemleri arasında cezaevine götürüldü.

Muhtar: Karanlıktan korkardı
Yozgat'ın Külekçi Köyü nüfusuna kayıtlı olan cani, hemşerilerini de şok etti. Köy muhtarı Arif Kaygısız "Çocuk bu cinayeti işleyecek bir tip değil. Askere gidinceye kadar köyde yaşadı. Geceleri dışarı çıkıp gezecek bir cesareti dahi yoktu" diye konuştu.