Dünyanın önünde İsrail’den özür istedi

BM Genel Kurulu’nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Gül, gemi baskını nedeniyle İsrail’in dünya liderleri önünde Türkiye’den resmen özür dilemesini istedi.

Giriş Tarihi 24 Eylül 2010, 00:00 Güncelleme 24 Eylül 2010, 18:28
Dünyanın önünde İsrail’den özür istedi

İÇİNDEKİLER

BM'de Türkiye için tarihi gün...İlk kez bir Türk cumhurbaşkanı Konsey'e başkanlık etti... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BM Güvenlik Konseyi Başkanı sıfatıyla "Barışı Koruma-Barışı İnşa" konulu toplantıyı yönetti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısından dolayı Türkiye'den resmen özür dilemesini kurbanların aileleri ile yaralılara tazminat ödenmesini istedi. Gül'ün konuşmasından bazı başlıklar şöyle:

TERÖR KÜRESEL TEHDİT:
Terörizm uluslararası toplumiçin acil ve en önde gelen küresel bir tehdittir. Samimi, etkin, uyumlu ve somut uluslararası işbirliği olmaksızın terörizmle başa çıkılamaz. Sözde siyasi, ideolojik, etnik veya dini amaçları ne olursa olsun, tümterör örgütleriyle aynı şekilde savaşmadığımız sürece, terörizme karşımücadelemizin başarısızlığamahkûmolduğunu hatırlatmak isterim.

NÜKLEER SİLAHLAR:
Nükleer silaha sahip olan ülkeler de dâhil olmak üzere, tümüye devletler kendi politikalarında adil ve ilkeli bir yaklaşımbenimsemedikleri sürece bu tehdidin üstesinden gelemeyiz.

DÖRT SORUN:

Kalkınmakta olan ülkeler dört sorunun yarattığı ciddi risklere de diğer ülkelere kıyasla daha fazlamaruz kalmaktadır. Bu sorunlar; küresel ısınma, iklimdeğişikliği, salgın hastalıklar ve gıda güvenliğidir.

HAVUZ ÖNERİSİ:
Dahası; askeri açıdan işlevlerini yitirmiş, ancak afet kurtarma operasyonlarında hâlâ kullanılabilecek durumdaki savunma araç ve gereçlerimizi bir havuzda toplayabilirsek, bahsettiğim acilmukabele yeteneğini hızla kurabiliriz.

İSRAİL'DEN ÖZÜR TALEBİ:

Gazze'deki insani trajediye son verilmediği sürece, kalıcı barış yönünde ilerleme kaydedilmesi çok zordur. İsrail silahlı kuvvetlerince geçtiğimizmayıs ayında, uluslararası insani yardım konvoyuna açık denizlerde yapılan saldırı vahimsivil kayıplara neden olmuş; bu kabul edilemez eylem, uluslararası hukukun da açık bir ihlalini teşkil etmiştir. Uluslararası hukuk ışığında, Türkiye'nin beklentisi resmen özür dilenmesi ve kurbanların ailelerine ve yaralılara tazminat ödenmesidir.