BİR polis memurunu şehit edip, ikisini yaralayacak kadar güçlenen alçaklar şehridir İstanbul. Silahlar fora!
Silah dediğimiz de Kalaşnikof!
Dışarıda böyle silahla gezebilenlerin evlerinde neler vardır kim bilir!
Uyuşturucu pazarı gittikçe genişlerken, şehit edilen ve yaralanan polislerle sisteme gözdağı veriliyor belki!
Apaçık bir güç gösterisi!
***
Kağıthane, Bahçelievler, Merter Tozkoparan, Ataköy, Florya, Bağcılar, Güngören İstanbul'daki uyuşturucunun merkez üsleri. Hele Kadıköy Moda sahili açık pazar!
Kuryeler motorla hizmet veriyor artık. Çok zaman da parklarda küçük çocukları kurye olarak kullanıyorlar.
Yıllardır seyredilen manzara öylesine kök saldı ki bataklığı kurutmak mümkün değil artık. Üstelik uyuşturucu satıcısı olmanın cazip yanları ve itibarı çokken!
Lüks otomobillerde caka satan patronların olacak, tetikte bekleyen muhbirlerin olacak, yakalandığında avukatların hazır bulunacak. Başın sıkıştığında da silahların hazır olacak.
Böyle özgürlük doktorlarda bile yok!
***
Sokaklarda uyuşturucunun pençesindeki 15'inde ihtiyar çocuklar dolaşıyor.
12 yaşındaki çocuklara elektronik sigara satan Florya'daki dükkanı kaç kere yazdım da kimse ilgilenmedi ve satışları sürüyor.
Yakında okullar açılacak tehlike büyüyecek.
Bu memleketin anaları babaları, çocuklarını sokaklardaki abazanlara mı büyütsün, uyuşturucu çakallarına mı?
Bu iç kanamayla nereye bu yolculuk?
Not: Çok soru sormak ömrü kısaltır.
***
Ülkemizin sınırları yolgeçen hanı!
İnsanların elini kolunu sallayarak girebildiği topraklara her türlü silah da girecektir tonlarca uyuşturucu da.
Geri çekiliyor vatandaşlık haklarımız.
O silahlar, Amerika'nın yazıp da filme çekmek için zamanını beklediği senaryonun küçük ayrıntılarıdır.
O uyuşturucular gençliğin apaçık katledilmesidir. Her yıl bu soysuzlukların ticaret hacmi genişlerken, işaret edilen tehlikeler hükümsüzdür!
***
Evde babasıyla birlikte televizyon izleyen 8 yaşındaki kız çocuğu babasına sokuldu.
"Televizyonu kapatır mısın baba" dedi, "o adamlardan korkuyorum!" Ekrana çivilenmiş olan baba kızının korkusunun önünü kesmek istedi.
"Ama ben onları seviyorum!" Kız çocuğunun cevabı şaşırtıcıydı;
"o zaman senden de korkuyorum baba!"
***
Not: Çocuklarının üzerine düşmeyenler zorbaların ağzının içine düşerse, babaların günahları da çocukların ömrüne düşer!
O yüzden bu topraklarda her metrekareye kaç ruhsatsız silah, kaç kilogram uyuşturucu ve kaç delikanlı ölüsü düştüğünü hesaplamak da böyle babalara düşer.
MUTLULUK TAKVİMİ
Kapına alarm taktır.
Sokak hayvanlarını koru.
Alaturka şarkı dinle.
Bugün birini sevindir.
Bir resmin geçti elime
Onsekiz yaşındasın
Sana aşık olduğum
O siyah beyaz yıllar
Sonsuz bir masumiyet
Resimde herkes var
Hepsi de biliyor
Hiçbiri sevilmedi
Senin kadar
Gözlerine bakıp da
Şöyle bir gülümsedim
Kim derdi ki yıllar sonra
Bu yorgun yüreğimde
Canlanacak hatıralar
Hakkı YALÇIN
Acı gerçekler meşgul çalıyorsa insanlar korkularıyla konuşuyor demektir.
Geçti o devirler!
Adamın biri sahibine kızdığı
otomobilin camlarına kapılarına tekmeler
atıyor, sonra üzerine çıkıp tepiniyor.
Neredeyse otomobili hurdaya çeviriyor.
Böylesine biri otomobilin içinde canlı
birini bulsa öldürür.
İşin en tehlikeli yanı onlar her yerde,
yolda trafikte, kapınızın önünde.
Bir damla sudan cinnet okyanusu
yaratanlar ne insanlık bıraktı ne zarafet.
Cep telefonlarından sonra gönderilen
bütün mesajlar kişilere ulaşmıştır.
Bizler bıkmadan usanmadan zarfından
kuşlar çıkan mektuplar göndersek de
aradığımız zarafete ve kardeşliğe
ulaşılamıyor!
