Tarihi 17 Ağustos 2023

İnşaat!

YAŞADIKLARIMIZI biliyoruz da bildiklerimizi yaşayamıyoruz.
Her karesi kuşku dolu bir filmin içindeki sıradan oyuncularız.
Havadaki negatif enerji içimizdeki pozitif düşünceleri vuruyor, her gün biraz daha savrulup duruyoruz.

***

Varoluş simgemiz insanlıksa sormalıyız; "bizler hayatın nesi oluyoruz?" Vicdan ve cesaret yoksa hiç kimsesi!
Hayat herkes için farklı roller yazar ama insanlar da başkalarının rollerini kapmak için çırpınır. Hele konu paraysa!
İnsanları insanca bir hayatın dışında tutanların hayattaki rolüne bakınca insanlığınızdan utanırsınız.

***

Vicdan vapurlarında oturacak yer kalmazdı da denize atılan iyiliklerin lafı bile olmazdı bir zamanlar.
Kötülüğün hacmi ne kadar büyümüş de vicdansızlığını sergilemek için fırsat kollayan ne çok insan varmış meğer.
Vicdanı ziftle kaplanmış olanlara "iftira patentli" sosyal medyaları yetiyor.
Çocuklarımızın başı büyük belada; gözlerimizi gerçeklere açmazsak eğer.

***

Eskiden pencereden meraklı gözlerle bakanlara söylenirdi; "Ne bakıyorsunuz ayı mı oynatıyoruz burada?" O yıllarda mahallenin ortasında burnuna halka geçirilmiş ayılar oynatılırdı.
O zaman radyolarımız vardı, işçi tulumu, ilk yardım çantası, el örgüsü.
Birbirine tahammül duygusu, sevgi saygı.
Şimdi milyonlarca ruhsatsız silah var, bozulan Türkçe, yozlaşma, korku!
Sokaklarda elbette ayı oynatmıyorlar ama çocuklarımızın aklını oynatıyorlar.
60 yaşın üzerindeki herhangi birine sorun bakalım, "çocukluğunda depresyon ilacıyla tanışan bir arkadaşı olmuş mu?"

***

Otomobil kullanırken adamlıktan çıkmayı, sokaklara tükürmeyi, küfürlü konuşmayı ve kadınlara yiyecek gibi bakmayı bıraktığımızda.
Bankalardan önce okumadığımız kitaplara borçlandığımızı anladığımızda.
Kötülere arka çıkmaktan, her yanlışa mazeret uydurmaktan vazgeçtiğimizde.
Güçlüden değil haklıdan yana olmamız gerektiğini öğrendiğimizde.
Ve yavrusuna yiyecek götüren serçelerle empati yapabildiğimizde.
İhtimaldir ki çok şeyi yeniden inşa edebiliriz.

***

Çocuklarımıza borcumuz olsa da!
Harcımız da var!

MUTLULUK TAKVİMİ
Hazırda yara bandı bulundur.
Umutlarından asla vazgeçme.
Komplekslerini körelt.

Hiç kimse senin gibi
Vedasız terk etmedi
Hiçbir ayrılık beni
Böyle deli etmedi

Senin yokluğun olmaz
Sen yokken aşk bitmedi
Ne yeminler etmiştim
Unutmaya yetmedi

Demek ki çok sevmişim
Sevdamın gözü kara
Yoksa niye kanasın
Durup durup bu yara
Hakkı YALÇIN

Aklını kullananlar kullanılacak insanları da gözünden tanıyor.

Gökhan Akar Gökhan Akar benim için Türk pop müziğinin önemli isimlerinden biri.
Depremden sonra Hatay'a gitti, 6 aydır da oradaki insanlar için elinden geleni yapıyor.
Depremin ilk günlerinde kefen bezinden perde yaparak çocuklara film izlettirdi. Paletlerden oturaklar yaptı.
Gökhan Akar için, insanların yaşamasına parmak kaldırmak, skandal haberlerle magazin dünyasını ayağa kaldırmaktan değerli.
Onu Hatay'da tutan insanlara umut vermek; çocukları sevindirmek.
Hatay'da doğum gününü kutlarken oradaki insanlarla "birlikte yaşlanmanın" Gökhan Akar'a nasıl yakıştığını gördüm.
Gökhan benim arkadaşım. İnsanlık tersanesinde işçi olarak çalışmaktan vazgeçmeyen yürekli bir arkadaşım.
O yüzden bende ayrı bir yeri var.
Çünkü sadakat ve vicdan her insanda bulunmuyor, hele şöhret dünyasında.