Tarihi 25 Şubat 2017

O kadın Derya Balta değil

Gazetecilik nereye gidiyor! Son aylarda öyle şeyler duydum ki; yıllardır çok severek yaptığım ve okulunu gururla bitirdiğim bu mesleği böyle sorgular oldum. Birkaç gün önce yazdığım 'Ahlaksız Gol' başlıklı yazımda da bahsettiğim gibi bazı 'gazeteciler' mesleği bir 'rant kapısı' olarak görmeye başladı… Fotoğrafları alınan paralar karşılığında silmeler, para vermeyen mekan adını haberlere konu etmemeler, yapımcılardan alınan zarflar ve hediyeler karşılığında atılan manşetler… Bunları zaten hep duyuyorduk ki; son duyduklarım 'Bu nasıl bir para hırsı!' dedirtti.
Lüks mekanların önlerine iş adamları ve sosyetikler tarafından tanınmayan 'sözde gazetecileri' yollayan bazı kişiler, onlara "Yanında kadın olan kimi görüyorsan" çek emri veriyor. Sonra eline gelen fotoğraflara "Acaba içlerinde evli olan var mı?" diye bakan bu kişiler, eğer eşini aldatan birini yakalamışsa hemen telefona sarılıp başlıyor şantaja… Bu dedikoduyu duyduktan sonra hemen doğru mudur, detayları nedir diye birkaç kişiye bilgi danıştım ve duyduklarıma inanamadım.
Bundan yaklaşık 2 sene önce çok güzel ve ünlü bir oyuncuyla yasak aşk yaşadığı iddia edilen Antalyalı işadamı, birkaç ay önce bu kez Les Ottomans'taki bar kısmında yabancı bir güzelle felekten bir gece çalmış.
Fotoğraflarının çekildiğinden habersiz olan işadamı, ertesi akşam gelen bir telefonla şoke olmuş. Fotoğrafları yayımlamamak ve silmek için işadamından 15 bin lira isteyen sözde gazeteci, bu parayı ertesi gün de Taksim'deki The Marmara Otel'deki buluşmada teslim almış. Fotoğrafını çeken sözde gazeteciye 15 bin lira vererek yüklü servetini eşine kaptırmaktan kurtulan işadamı, derin bir 'oh' çekmiş. Tabii tek derdi 'para' olan sözde gazeteci de….
Benim kulağıma gelen öyle dedikodular var ki; onların da detaylarından iyice emin olup yakında sizlerle paylaşacağım. Ama işin asıl önemlisi Magazin Müdürlerinden, Genel Yayın Yönetmenlerine kadar herkes elini taşın altına koyar ve umarım birileri bu rant kapısına 'dur' der. Bu rüşvetçi gazetecilerin ortaya çıkmasıyla da mesleğimiz üzerindeki bu leke bir an önce temizlenir… Gelelim yeniden birkaç gün önceki 'Ahlaksız Gol' başlıklı yazıma… Emin olduğum bir olayı sırf elimde belge yok diye üstü kapalı bir şekilde yazarken hatta kimseyi zan altında bırakmamak için bahsi geçen futbolcunun takım adını dahi vermezken herkes ortaya 'Adı geçen kişiler Derya ve Hakan Balta' dedikodusunu yaymaya başladı.
İş, bir süre sonra artık öyle bir hale geldi ki internet sitesinde dahi Balta çiftinin fotoğrafı haber fotoğrafı olarak kullanıldı. Baştan söyleyeyim; benim eşini başka bir iş adamıyla aldattığını ima ettiğim kişi Derya Balta değil!


İki çocukları olan çift, kendilerine yapılan saldırılar karşısında çok üzgün.

Olayla hiçbir ilgisi olmayan Derya ve Hakan Balta'nın isminin anılmasından sonra yaşananlar ise çok daha kötü… Her olaydan, dedikodudan sonra 'ellerine baltayı alıp internet başına geçen klavye kahramanları' yeniden iş başındaydı… Biz hangi ara bu kadar kötü olduk bilmiyorum ama twitter ve instagram'dan Derya ve Hakan Balta'ya ağır hakaretler başladı… Hatta öyle 'insan'lar çıktı ki; çiftin küçücük çocuklarının hesapları bile etiketlenip annesine karşı hakaretler yağdırıldı. Şimdi bu kişilere yeniden diyorum ki; 'koyun baltalarınızı çıkardığınız yere, çünkü benim bahsettiğim kişi Derya ve Hakan Balta değil!' O yüzden ne Galatasaray ne de başka bir takım taraftarı, Hakan Balta'yı bu dedikodu üzerinden vurmaya çalışmasın… Ve kimse kendinden önce çocukları ve eşinin kariyerini düşünen genç bir kadının günahına girmesin….
Bu tatlı çiftimiz bu kadar dedikodu ve hakaretle mücadele ederken bir yandan da kendilerinden para isteyen sözde gazetecilerle karşılaşmış. Sadece sağdan soldan duydukları bir dedikoduyu internet sitelerine taşımamak için para talep eden bu sözde gazeteciler, benim gözümde insanların zor zamanını kollayan bir akbabadan başka bir şey değil…