Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 24 Haziran 2023

Koltuk dansı

BAŞKAN Erdoğan, her zaman yendiği ve hiç zorlanmadığı Kemal Bey'e de ittifakına da 14 ve 28 Mayıs'ta bir kez daha mağlubiyeti yaşattı. NET! Sonra araya KABİNE çalışmaları girdi. 2 BAKAN dışında her isim değişti.
KABİNE'nin kendine ait KOD'ları vardı.
Kemal Bey'in kaybetmesine rağmen gitmeyişinin de. CHP'yi kimseye vermek istemeyişinin de... Başkan Erdoğan, ses getiren bir KABİNE hazırladı.
Hulusi Akar ve Süleyman Soylu gibi isimlerde başka görevlerde yer alacak olsa da dışarıda kaldı. Gelip gelmeyeceği çok merak edilen Mehmet Şimşek görevi kabul etti. Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Ardından son dönemlerin en tartışmalı makamı olarak öne çıkan MERKEZ BANKASI'nda değişiklik yaşandı. ABD'de görev yapan ve oldukça başarılı olduğu söylenen Hafize Gaye Erkan yeni MERKEZ BANKASI BAŞKANI olarak koltuğa oturdu. Hakan Fidan'ın MİT Müşteşarlığı'nı bırakıp DIŞİŞLERİ BAKANI olması da İbrahim Kalın'ın MİT'in başına geçmesi de konuşulsa da tahmin edilse de kabul etmek gerekir ki önemli adımlardı.
Önemli atamalardı. Hepsi Türkiye için bir anlam taşıyordu.
Türkiye'nin hem içeride hem dışarıda izleyeceği ROTAYI göstermesi açısından değerliydi. Önceki gün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) aldığı faizi yüzde 15'e çıkarma kararını da bu kapsamda değerlendirmek durumundaydık. 27 ay sonra FAİZ'lerin artıyor olmasının içeriye olduğu kadar dışarıya da yansıyan bir gölgesi vardı.
Başkan Erdoğan, KÜRESEL DENGELERİ o kadar iyi biliyordu ki resmen satranç oynuyordu. Türkiye DIŞ POLİTİKADA bağımsız yol alırken, içeride ABD-İNGİLİZ dengesini önemsiyordu. BATI İTTİFAKINDAN kopmasa da DOĞU'ya asla ve kat'a sırtını çevirmiyordu. CHP'deki koltuk savaşlarına bakınca aradaki sıklet farkını görmek zor olmuyordu. Başkan Erdoğan bu dengeyi kurup içeride ve dışarıda vakit kaybetmek istemiyordu. Ülkenin enerjisini alacak bir ihtimale kapıyı aralamıyordu. Fazla mola vermeden ülkenin ihtiyaç duyduğu koordinata ulaşmasını amaçlıyordu.
CHP tarafında ise işler iyice karışıktı. Karışacaktı...
İSTANBUL'u kaybettikleri zaman hesaplaşma başlayacaktı. O güne kadar hem Kemal Bey hem İmamoğlu zaman kazanmaya çalışıyordu.
Hepsi birden kaybedecekti.
Zaman bunu gösterecekti.
Takip edenler bilecektir.
6'LI MASA hararetli toplantılarına devam ederken, Meral Hanım MASA'yı dağıtırken, Kemal Bey geri çağırırken "GİZLİ ADAY MANSUR YAVAŞ" diye bir yazı kaleme aldım. Burada sizlerle paylaştım. Ankara'da o dönem kimin kimlerle görüştüğünü bilenler var!
YABANCI BÜYÜKELÇİLER cirit atıyordu. OTEL lobileri güvenli ev'ler faaliyet alanıydı.
Bu da normaldi. Türkiye'de bu işler böyle oluyordu. Kimseyi ZAN altında bırakmak gibi bir amacım yok. O dönemde öne çıkan ve TAKIM ELBİSELERİNİ HAZIRLATAN tek bir isim vardı. O da MANSUR YAVAŞ'tı. Meral Hanım kendisiyle anlaştı da mı MASA'dan kalktı ya da kalktıktan sonra mı teklif götürdü bilmiyorum. ANCAK bildiğim ve emin olduğum tek şey MANSUR YAVAŞ'a birileri söz verdi o da takım elbiselerini sipariş etti. Saatlerce ölçüsü alındı falan... Sonra DENGE bozuldu! BOZAN'ın kim olduğu
çok ama çok önemliydi! Yavaş, Kemal Bey'e bağlılığını bildirdi.
İmamoğlu için bu seviyede bir hazırlık yoktu. Gelecekte de olacak gibi durmuyor!
Geçtiğimiz gün Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan çıkıp bombayı patlattı...
"Meral Akşener'in 3 Mart'ta yediği bir siyasi kazık var.
Mansur Yavaş'ın oyununa geldi. Meral Hanım gibi tecrübeli bir siyasetçi, birileriyle görüşmeden çıkar mı... Yavaş önce adaylık teklifini kabul etti. Akşener de çıktı 'Masadan kalkıyorum, kendim yürüyeceğim' dedi, olayın özü bu. Sonra en geç saatte 'Yanındayız' tweet'ini attı..." Haliyle kimse çıkıp buna "evet doğru" demeyecekti.
Lisanı münasiple yalanlanacaktı.. Öyle de oldu.
Meral Hanım seçimlerden sonra hemen hemen hiç ortada yok!
Kemal bey ise kazansa bu kadar konuşurdu dedirtecek düzeyde!
Yine bir tv programına katıldı.
Başarısız olmadıklarını söyledi.
"Gerekirse 16'lı 26'lı masa kurarım" dedi. İmamoğlu'na yani "DEĞİŞİM" diyerek net olmayan, net konuşamayan, cepheden bir yarma harekatı düzenleyemeyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na anlayacağı dilden konuştu.
"Ekrem Bey İstanbul'un başındadır. Görevine devam edecektir. İstanbul'u AK PARTİ'ye bırakmam...
NOKTA..."
Dün de yazmaya gayret ettiğim gibi İMAMOĞLU KÜRESEL destek açısından giderek zayıflayan bir siyasi karakterdi. Meral Hanım'ın davetine katılmayıp kaybeden sadece Mansur Yavaş değildi!
İmamoğlu da gelişmeleri doğru okuyamayan bir isimdi.
O gün de bundan sonra da kaybedecekti. Erdoğan'a karşı Kemal Bey'in gölgesinde kaybetmektense doğrudan kaybetmek çok daha doğru bir şık olurdu. Doğrudan kaybettiği için ŞAMPİYONLAR LİGİ'ne yükselip orada finali kaybeden ADAY olarak anılacaktı...
Anlamadı. Pas geçti. Şimdi ne CHP'den güçlü bir "GEL" diyecekti ne de dışarıdan "YÜRÜ arkanda biz varız" desteğini işitecekti. Kılıçdaroğlu zaten CHP Genel Başkanlığı ile İmamoğlu isminin yana yana gelmesinden bile rahatsızdı.
Defalarca yazdığım gibi SÜRPRİZ bir adım olmazsa asla İmamoğlu'na partiyi teslim etmeyecekti. Zaten CANLI YAYINDA noktayı da koydu!
Ekrem bey de BAŞKANLIĞI bırakamayacağı için SEÇİMLERE kadar gitmekten başka çaresi yoktu. Sonuçlar büyük tasfiyeyi başlatacaktı.
Bunu bilseler de görseler de ellerinden pek bir şey gelmiyor.
Kimse 2028'e kadar kenarda durup unutulmak istemiyordu.
AĞRISIZ, SANCISIZ DEVİR TESLİM bekliyordu. Bu da olmayacaktı. Zaten Kemal Bey ilan da etti...
CHP parti olarak dünyanın gittiği yönün tersine gidiyordu.
Kendi içindeki ADAYLIK yarışında ismi geçenler de bu kervana dahildi. Garip olan da bu isimlerin "DEĞİŞİM" demesi ancak içini boş BIRAKMASIYDI! Başkan Erdoğan ABD-İNGİLTERE-ÇİN- AB-RUSYA arasında ince ve hassas dengede yol alırken, KABİNE üzerinden ABD-İNGİLTERE eksenine mesaj yollarken CHP akıntıya kürek çekmeye devam ediyordu.
KAYBEDEN EKSENİN KAYBEDEN OYUNCUSU olarak "DEĞİŞİM" demesi ve istemesi garip oluyordu...
Erdoğan'ın yeni kabine ve yeni felsefe ile DEĞİŞİMİ başlatması ortadayken, koskoca CHP bir tek "DEĞİŞİM" kelimesinin arkasına sığınıyor ve eriyordu.
Herkese hayırlı bayramlar...