Yönetim bir seçim yapmak zorunda. Ya Aykut kalacak ya da Daum. Eğer Aykut teknik direktör olursa facia gelir... 'Ben muhalefet falan değilim. Nasihatlarımı dikkate alsınlar' Bu sözlerin sahibi Ali Şen, Fenerbahçeliler'i heyecanlandıracak açıklamalarda bulundu. İŞTE ALİ ŞEN'İN GÜNDEM YARATACAK SÖZLERİ: SEZON başında Takvim Gazetesi Spor Müdürü Tunç Özgen'e verdiğim beyanatta bir atasözünü hatırlatmıştım. 'Giden gelinin topuğuna bakılmaz...' demiştim. Daum giderken Aziz Yıldırım'ı ağır kelimelerle tenkit etmişti. Daum, büyük paralarla geri geldi. Bu sefer büyük paralar Daum'un başkan hakkındaki fikirlerini değiştirmişti Aykut dertlerini Rıdvan'a anlatıyor Bir takımın içinde yabancı-yerli, yetenekliyeteneksiz futbolculara taktiği, tekniği hoca verir. Ancak futbolcuların dışındaki hayatlarını, problemlerini, mental sorunlarını düzeltecek hazırlayacak kişi de o görevde olan Aykut Kocaman'dır. Aykut'un Daum'la bu işi yapamayacağını söylemiştim. Çünkü Aykut'u da Daum'u da tanıyorum. Zaten Aykut da Rıdvan Dilmen'e dert yanıyor 'Görevimi bilmiyorum' diyor. Bu kadar para alan kişi görevinin ne olduğunu bilmiyorsa doğrusu kulübe karşı ayıp ediyor demektir. Nihat Özdemir çok ayıp etmiştir Bugün sezon başında söylediğim noktaya gelindi. Aziz Yıldırım, ya Daum'dan, ya Aykut'tan vazgeçecek. Takım zarar görüyor. Aykut, Daum'un yerine gelirse, asla başarılı olamaz. Facia olur. Ben devamlı tavsiyede bulunuyorum. Muhalefet filan değilim. Nasihatlarımı dinlerlerse, işleri kolaylaşır. Ben ara transfere sıcak bakan kişi değilim. Ancak ara transferde futbolcu gönderen biri de değilim. Nihat Özdemir Divan'da '3 gün sonra bir yıldız geliyor' dedi. Çok ayıp etti. Çünkü dedikleri yerine gelmedi. Sorun, kopukluk ve sevgisizlikte Bu kadroyu tepeye çıkarmak antrenörün görevidir. Onunla el ele çalışan da menajerin başkanın işidir. Anlaşılıyor ki el ele çalışmalar bitmiş. Sorun oyuncu değil, kesinlikle 'Başkan-Aykut ve Daum'un kopukluğudur. Sorun, sevgisizlikde yatmaktadır. Birbirine güvensizlikte yatmaktadır. Bunu yapanlar da taraftara çok ayıp etmektedirler. ALİ ŞEN KİMDİR? Parlak bir kişiliği sahip Ali Şen'in hayat hikayesinden birkaç bilgi vermek istedik... Fenerbahçe'ye ilkleri yaşatan Ali Şen hakkında bilmedikleriniz... Liseyi bitirdikten sonra Kosova'dan ailesiyle birlikte Türkiye'ye göç eden Ali Şen, Türkiye'ye yerleştikten sonra İstanbul'un, Fatih ilçesinde manav dükkânı açmış ve bir süre manavlık yapmıştır. Fenerbahçe'ye gelmeden önce kısa bir süre de gazetecilik yapmıştır. İlk kez 1975 yılında Fenerbahçe'ye geldiğinde kulübün basketbol branşının başına getirilmiştir. 12 Nisan 1981'de kulübün başkanı seçilmiş, başkanlığı Razi Trak'tan devralmıştır. Başkanlığının ilk senesinde (1980-81 sezonunda) 1978'den beri şampiyon olamayan bir takım devralmış, o sezon da şampiyonluktan kopan takım son 3 maçını yitirerek 10. sıraya kadar gerilemiştir. Küme düşme potasındaki takımların hepsinin son 3 maçlarını kazanmalarıyla Fenerbahçe ligi biri küme düşen beş takımla aynı puanda bitirmiş ve rakip taraftarların 'averajla kümede kaldı' yakıştırmalarına maruz kalmıştır. Oysa ki böyle bir durum haftalar önce matematiksel olarak ihtimal dışı kalmıştı. İddialı transferlerle 1981-82 sezonuna giren Fenerbahçe, Donanma Kupası, Westphalia Kupası ve Hürriyet Gazetesi Kupası şampiyonluklarına ulaşmış, 1982-83 sezonunda ise fırtına gibi eserek hem ligi hem de kupayı kazanmış, ayrıca TSYD Kupası, Donanma Kupası ve Çalenç Kupası'nı da alarak 1967-68 sezonundaki 'bir sezonda beş kupa' rekorunu egale etmiştir. Ali Şen 1983-84 sezonunda da takım liderken 10 Aralık 1983'te istifasını vererek görevini sonlandırmıştır. İlk kez forma reklamı alınan amatör branşlar da atılım yapmış, Efe Aydan ve Calvin Roberts'in transferleriyle güçlenen basketbol takımı 1982-83'te lig şampiyonluğunu son maçta kaçırmış, voleybol takımı birinci lige çıkmış, güreş takımı kurulmuş, masatenisi, atletizm, kürek ve yelken branşları şampiyonluklara ulaşmış ayrıca masatenisi takımı Avrupa Gençler Şampiyonası'nda dördüncü olmuştur. Döneminde tesisleşme hamlesi de başlamış, 1982-83 sezonunda Fenerbahçe Stadı tekrar kullanıma açılmış, ayrıca çimlendirilen Dereağzı tesisleri de Türkiye'nin ilk çim antrenman sahası olmuştur. li Şen'in ikinci başkanlığı da Feberbahçe'nin daha önce karşılaşmadığı sıkıntılı bir döneme denk gelmiştir. Üstüste en çok dört sezon şampiyonluk göremeyen kulüp, 1989'dan sonra ilk kez şampiyonluksuz beş sezonu geride bırakmış, formda başladığı 1994-95 sezonunda da arka arkaya aldığı 3 yenilgi ve 2 beraberlikle şampiyonluk yarışına daha ilk yarıda havlu atmış, ayrıca UEFA Kupası'na da 1. turda Fransız temsilcisi Cannes'a 0-4 ve 1-5'lik yenilgilerle veda etmişti. Başkan Hasan Özaydın'ın istifasını müteakip, 18 Aralık 1994'te düzenlenen olağanüstü kongrede Ali Şen başkanlık yarışını kazanmıştır. O dönemde her başarısız sonuçtan sonra Fenerbahçe taraftarının attığı Ali Şen başkan, Fenerbahçe şampiyon sloganı Ali Şen'e müthiş bir kamuoyu desteği kazandırmış, bu sayade Şen daha önce iki kongrede seçilmesine engel olan grupların da kerhen desteğini alabilmiştir. 1995-96 sezonunda Fenerbahçe 1989'dan beri ilk şampiyonluğuna ulaşmış ve yine o sezondan beri ilk kez Türkiye Kupası'nda final oynamıştır. 1995-96 sezonunun sonunda ise kulübün efsane isimlerinden Aykut Kocaman ve Oğuz Çetin'in takımla ilişiğini kesmiştir. 1996-97 sezonunda ligi üçüncü sırada bitiren takım sadece şampiyon takımların katıldığı son Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmış, 6 maçta 2 galibiyet ve 1 beraberlikle o zamana kadar bir Türk takımı için rekor olan 7 puanla grubu 3. bitirmiş ve son maçta çeyrek finale kalma şansını kaçırmıştı. 40 yıldır kendi sahasında (Old Trafford) yenilgi görmemiş Manchester United'ın 30 Ekim 1996'da Fenerbahçe tarafından 1-0 yenilgiye uğratılması ve bu unvanını yitirmesi de Türk futbol tarihinin en önemli maçlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Ali Şen ve yönetimi o dönemde yabancı kısıtlaması (o dönemde 3+1 idi) ve hakem hataları nedeniyle sık sık Futbol Federasyonu ile karşı karşıya gelmiştir. Ali Şen, grupların Fenerbahçe kongrelerindeki hegemonyasını kırmak için de kulübün tüzüğünün değiştirilmesi ve üye sayısının artırılması için büyük çabalar sarfetmiştir. Kulübün amatör branşları da Ali Şen döneminde başarıdan başarıya koşmuş, basketbol takımı Türkiye Ligi'nde final, Avrupa Koraç Kupası'nda çeyrek final oynamış, voleybol hariç diğer branşlar Türkiye şampiyonluğuna ulaşmış, ayrıca 1998'den itibaren Türkiye şampiyonluklarına ambargo koyacak yüzme takımı kurulmuştur. Ali Şen'in işçi olarak Danimarka'ya gidişinde, Kopenhag'a bağlı Rödovre semtinde yaşayan varlıklı bir mobilyacının 18 yaşındaki kızı Bente ile yaşadığı aşk ve zaman içinde işçilikten patronluğa yükselişi Danimarka televizyonunda bir belgesele konu olmuştur. 'Sınırsız Aşk' adlı belgesel, aynı saatte yayınlanan Milan-Liverpool Şampiyonlar Ligi finalinden daha fazla izlenerek bir milyondan fazla kişiyi ekran başına toplamıştır. Sahibi olduğu şirket, Botaş'ın açtığı doğalgaz dağıtım ihalesini 37 şirket arasında kazanan 4 şirketten biri olması ile gündeme gelmiştir. Şu sıralar Bodrum'un Yalıkavak beldesinde yaşamaktadır. 1997'nin sonlarında, bir daha Fenerbahçe'nin başkanı olmayacağını açıklamıştır. Kulübün başına Ali Şen'den sonra Aziz Yıldırım gelmiştir.