TOPAL VE EMRE
Hollanda maçının ardından da aynı şeyleri söylemiştim. Dün gecenin ardından da aynı şeyleri söylüyorum.
Biz bu grubun en kaliteli takımıyız.
Gelelim dün geceki maça...
Rakip Estonya'nın en büyük silahı, iyi takım savunması yapması.
Top rakipteyken, bütün oyuncular, çok iyi bir şekilde takım savunması yapıyorlar. Böyle bir rakibe karşı, Sercan'ın sol kanatta, Umut'un sağda ve Arda'nın da Burak'ın arkasında oynaması son derece doğruydu.
Sağ bekte Hamit'in yerine Gökhan Gönül tercihi, Avcı'nın doğrularındandı.
Çok tempolu başlamadığımız maç, karşılıklı kaçırılan birer golden sonra rakibin 10 kişi kalmasıyla tek kaleye döndü. İlk golden sonra da bitti. İki ön liberomuz Mehmet Topal ve Emre dün akşam sahanın yıldızlarıydılar.
Tribünler Selçuk diye inlerken, bu iki oyuncumuz 'Ayıp ediyorsunuz, bizler burada milli forma için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz' der gibiydiler. Umut'un ligdeki performansını milli takımda da sürdürmesi, Sercan'ın sol kanattaki etkili oyunu, milli takımımızın geleceği adına son derece önemli. Bu kadar laftan sonra, iki stoperimizin uyumundaki sıkıntının gözden kaçmadığını ve Burak'ın geçen sezonki performansından uzak olduğunu belirtelim.
Sonuçta, yarışa devam edebilmemiz için kazanmamız gereken bir maçı kazandık ve geleceğe daha inanarak bakıyoruz.
BU MESELE FAZLA UZAMASIN
Milli Takım'da Selçuk İnan meselesinin fazla uzamaması lazım. Tribünleri dolduran binlerce taraftar gibi ben de onun oynaması gerektiğini düşünüyorum.
Ama oldukça fazla gündeme gelmesi ve karşılaşma sırasındaki tezahüratlar, sahada ter akıtan oyuncularımıza haksızlık oluyor.
KENETLENME İŞTE BÖYLE OLUR
Öncelikle Abdullah Avcı, Estonya'nın nasıl oynayacağını iyi etüt etmiş ve buna karşı son derece doğru bir 11 çıkardı. İşi yapmasını beklediğimiz usta ayaklar, bu maçta beklentileri fazlasıyla karşıladı.
Emre'nin attığı golden sonra, bütün takımın kulübeye ve Abdullah hocaya koşması milli takım oyuncularının arkadaşlık seviyesinin üst düzeyde olduğunu gösterdi.
